29 Mart 2020 00:45

Arş. Gör. Erkan Kıdak: Salgın, kriz, işçiler ve enternasyonalizm

Hükümetler “sermayenin ihtiyaçları ile halk sağlığı” arasında ince bir çizgide kararlarını alıyor. Burada işçilere düşen ise tarihteki tecrübelerle sabit bir biçimde daha fazla dayanışma.

Maske üretimi yapan kadınlar | Fotoğraf: AA

Paylaş

Arş. Gör. Erkan KIDAK
Pamukkale Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü

Dünyayı saran koronavirüs birçok olumsuz sonucu beraberinde getirdi. En önemli sorun kuşkusuz ki sağlık! Dünya Sağlık Örgütü’ne göre sağlık insanın fiziken, ruhen, bedenen ve sosyal yönden tam bir iyilik hâli olarak tanımlanıyor. Koronavirüs tüm bu yönlerden sağlığımızı tehdit altında tutuyor. Hatta bu tehdit yalnızca bulaştığı insanlarla sınırlı değil, salgından payını almayan insanlar da tehdit altında.

Hükümetlerin bilim kurulları ve diğer sağlıkçıların görüşü doğrultusunda evde kalma çağrısı oldukça yerinde bir önlem gibi gözüküyor. Oysa evde kalma önlemini alma olanağı olmayan milyonlarca insan fabrikalarda, tarlalarda, ofislerde, her türlü nakliye aracında çalışmaya devam ediyor. İşçiler riskle her zaman burun buruna kalmakla kalmıyor, bu riski evlerine de taşıyor.

SOSYAL DEVLET GEREKSİNİMİ

Küresel olarak karşı karşıya olduğumuz salgının yaşandığı bugünlerde sosyal devletin yeniden ana tartışma konusu olması doğallıkla karşılanmalıdır. Sağlık, eğitim, bakım ve sair kamusal hizmetin devlet eliyle sunulması gereği tekrardan fark edildi diyebiliriz. Diğer taraftan devletin endüstri ilişkilerinin aktörleri arasındaki konumunu da tartışmak gerekiyor. Dünya çapında alınan önlemlere bakıldığında genellikle küresel kapitalizmin krizden çıkış yollarının, insan sağlığına daha ağır bastığı görülüyor. Dünya Sendikalar Konfederasyonu (ITUC)’nun küresel korona araştırmasına bakıldığında, hükümetlerin genellikle sermayeye güvence sağlama amacıyla birtakım düzenlemeleri hayata geçirdiği, çalışanların sağlık ve güvenliğinin ise ikincil planda kaldığı görülüyor. Dünya üzerindeki birçok sendikal örgüt de işçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirlerinin ortak akıl yoluyla hayata geçirilmesi ve refahın topluma yayılması gerektiğine işaret ediyor. Kriz süresince işten çıkarmaların yasaklanması, iş ve gelir güvencelerinin sağlanması, ücretsiz kamusal sağlık hizmetlerinin düzenli hâle getirilmesi gibi konular sendikaların temel talepleri arasında yer alıyor.

Krizin küresel nitelikte olduğu kuşku götürmez bir gerçek. Ancak hükümetlerin “mücadele ulusal” söylemi gerçeklikten uzak duruyor. Küresel kriz karşısında ulusal çözüm yolu arayışları, iletişim teknolojilerindeki bu denli ilerlemenin yanında soyut kalıyor. Sınırlarda katı politikalar uygulanması, havayolu seferlerinin iptal edilmesi ve benzeri önlemler elbette elzem. Ancak virüsün yol açtığı tehdit bununla sınırlı değil. Virüs, işçi sınıfına sağlık yönünden tehdit içermekle birlikte, refah kaybı anlamında da baskı uyguluyor. Çokuluslu şirketlerin ve özel olarak tekstil gibi küresel tedarik zincirleri içerisindeki işletmelerin iş hacminin azalması gibi nedenlerle işçi çıkarmaları, iş ve gelir güvencesinin kapsamının çok sınırlı düzeyde kalması, işverenlerin esnek çalışma biçimleri aracılığıyla güvencesizliği yeniden üreterek krizi fırsata çevirmeleri, sendikasızlaştırma politikalarında dahi krizin kullanılması… Bunlar işçilerin karşı karşıya kaldığı veya kalması an meselesi olan tehditlerden bazıları. Peki işçi sınıfı tüm bu tehditlerle nasıl mücadele etmeli?

Bu sorunun cevabını krizin içerisinde olduğumuz koşullarda net olarak yanıtlamak ahkam kesmekten başka bir anlam içermeyecek gibi gözüküyor. Mücadeleleri ve dönüşümleri tarihsel bir olgu olarak ele almak için üzerinde bir bilgi birikimi olması gerekiyor. Ancak tarihteki tecrübelerden hareket ederek bir yol haritası çizmek de rasyonel kabul edilebilir.

ENTERNASYONALİZMİN ÖZET TARİHİ

1860’lı yıllarda kapitalizmin küresel ölçekte girdiği kriz döneminde İngiltere’deki sermayedarların, işçilerin grevini kırmak amacıyla kıta Avrupası ülkelerinden grev kırıcı işçi ithaline yönelmesi, krizin işçi sınıfının durumunu ciddi ölçüde etkilemesi üzerine 1864 yılında Birinci Enternasyonal’in kurulmasının zemini oluşturdu. Enternasyonal çatısı altında birçok Avrupa ülkesinden işçi yer aldı. İşçi sınıfının ortak sorunlarının çözümü noktasında çetin tartışmaların yaşandığı Enternasyonal, Marksistler ve Anarşistler arasındaki mücadele yöntemi konusundaki ayrışmalar neticesinde dağılmaktan kurtulamadı. Ardından İkinci Enternasyonal, Uluslararası Meslek Sekreterlikleri, Uluslararası Sendikalar Federasyonu, Dünya Sendikalar Federasyonu, Kızıl İşçi Sendikaları Enternasyonali, Dünya Emek Konfederasyonu gibi birçok örgüt kuruldu. Tüm örgütlerin temel amacı bölüşüm sorununun devrimler veya reformlar aracılığıyla çözüme kavuşturulması veya en aza indirilmesi idi. Ortak nokta ise kapitalizmin küresel krizleriyle mücadelenin enternasyonal yoluyla olduğuydu.

Soğuk Savaş döneminde Uluslararası Hür İşçi Sendikaları Konfederasyonu (ICFTU) ve Dünya Sendikalar Federasyonu (WTFU), iki kutuplu dünyanın iki kutuplu işçi örgütlenmelerini oluşturdu. WFTU devrimci çözümlemeler yaparken, ICFTU ise uluslararası finans kuruluşlarıyla ilişkiler ve reformist eğilimler aracılığıyla çözüm arayışındaydı. Günümüze gelindiğinde ise SSCB’nin dağılmasının ardından WFTU gücünü kaybetti, ICFTU ise Dünya Emek Konfederasyonu (WCL) ile 2006 yılında birleşerek Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC)’na dönüştü. Bugün Türkiye’den Türk-İş, Hak-İş, DİSK ve KESK ITUC üyesi. Diğer taraftan işkolları ölçeğinde Küresel Sendika Federasyonları’na da birçok Türk sendikası üye olarak faaliyetlerine devam ediyor.

KORONAVİRÜS SALGINI, KRİZ VE ENTERNASYONAL ÖRGÜTLER

Felaketler yılı 2020’de karşı karşıya olduğumuz salgınla ve krizle mücadelede ITUC ile Küresel Sendika Federasyonları işverenlere ve hükümetlere çağrılarda bulunarak mücadeleyi örgütlemeye devam ediyor. G20, OECD, BM, Dünya Bankası, ILO ve Dünya Sağlık Örgütü gibi uluslararası kuruluşlar nezdinde de girişimlerde bulunuyor.

ITUC’un koronavirüsün yayılmasına karşı verilen savaşta en ön cephede yer aldığı savunuluyor. Hastalık belirtisi gösteren işçilerin gelir kayıplarının telafi edilmesi, ücretsiz sağlık hizmetlerinin sunulması, kişisel koruyucu ekipmanların şirketlerce sağlanması, hükümetlerin statü ayrımı gözetmeksizin tüm işçiler için acil bir sağlık programını hayata geçirmesi öneriler arasında yer alıyor.

12 Mart 2020’de Küresel Sendika Konseyi (CGU)’nin aldığı karar doğrultusunda, işkolu düzeyinde örgütlü olan uluslararası sendikal örgütler de küresel eylem planı doğrultusunda hükümetlere ve işverenlere baskı uyguluyor. Bu talepler:

  1. COVID-19 virüsüne karşı işçilerin korunması hayati önem taşımaktadır.
  2. İlk olarak sağlık ve güvenlik önlemleri alınmalıdır.
  3. Tüm işçiler için gelir güvencesi sağlanmalıdır.
  4. Ekonomik istikrarın sağlanması için hükümetler teşviklerde bulunulmalı.
  5. Tedarik zincirlerinin sürdürülebilirliği sağlanmalı.

Krizin etkileri ve sonuçları ulus, etnisite, din, mezhep, cinsiyet ve benzeri bir ayrıma sahip değil. Topyekün tüm dünyayı etkisi altına almış durumda. Ancak işçi sınıfı sağlığının yanısıra sosyal sorunlarla da en fazla karşılaşan, potansiyel müşteri olarak korunmasız durumda! Hükümetler “sermayenin ihtiyaçları ile halk sağlığı” arasında ince bir çizgide kararlarını alıyor. Burada işçilere düşen ise tarihteki tecrübelerle sabit bir biçimde daha fazla dayanışma…

Kaynak Önerileri:

  • Seyhan Erdoğdu- Küreselleşme Sürecinde Uluslararası Sendikacılık
  • Aziz Çelik- Koronavirüsle Mücadele İçin 15 Politika Önerisi: Şimdi Sosyal Devlet Zamanıdır (https://www.birgun.net/haber/koronavirusle-mucadele-icin-15-politika-onerisi-simdi-sosyal-devlet-zamanidir-292773)
  • Francesco Pontarelli- İtalya: Sermayenin İhtiyaçları ve Halkın Sağlığı (Çev: Onurcan Taştan - http://disk.org.tr/2020/03/italya-sermayenin-ihtiyaclari-ve-halkin-sagligi/)
  • ITUC – Küresel Araştırma: Coronavirüs ve İşçiler (Çev: Erkan Kıdak - http://disk.org.tr/2020/03/kuresel-arastirma-coronavirus-ve-isciler/)
  • Kıvanç Eliaçık- Corona Virüsü ve Dünya İşçileri (http://disk.org.tr/2020/03/corona-virusu-ve-dunya-iscileri/)

{{400732}}

ÖNCEKİ HABER

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca: 16 kişi daha koronavirüsten hayatını kaybetti

SONRAKİ HABER

Neo-Kovid ve İsviçre liberalleri

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa