Almanya orduyu iç güvenlikte kullanmaya hazırlanıyor

Yücel ÖZDEMİR
Köln

Son iki gündür Alman basınında dikkat çeken haberlerin başında Alman ordusunun (Bundeswehr) İtalya ve Fransa’daki koronavirüs hastalarını Almanya’ya getirmesi geliyor. Örneğin dün Welt gazetesinde yer alan habere göre, pazar günü İtalya’da koronavirüsün merkezi haline gelen Bergamo kentine uçan orduya ait Airbus A310 MedEvac özel uçağı 12 koronavirüs hastası İtalya vatandaşını Almanya’da getirmiş. Hastaların dördü orduya ait hastanelerde tedavi altına alınmış, geri kalanlar sivil hastanelere dağıtılmış.

Süddeutsche Zeitung’da aynı gün yer alan başka bir haberde ise orduya ait bir uçağın Stuttgart’tan kalkarak Strasbourg’a gittiği ve iki Fransız vatandaşını tedavi etmek üzere Ulm’a getirdiği yazıyor. Her iki hasta da orduya ait hastanelerde tedavi altına alınmış.

Almanya Savunma Bakanı Annegret Kramp-Karrenbauer yaptığı açıklamada, “Fransa’nın bizim yardımımıza ihtiyacı var ve elbette dostlarımızı yalnız bırakmayacağız” diyor. Savunma Bakanı Kramp-Karrenbauer ve Bavyera Başbakanı Markus Söder bir süre önce ordunun koronavirüse karşı görevlendirilmesi çağrısında bulunmuştu.

Bu zor günlerde, insanlar can derdindeyken Federal Ordu’nun olup bitenlere seyirci kalmasını istemek ya da beklemek genel olarak halka garip gelebilir. Sonuçta ordunun sahip olduğu araç, gereç ve personel bu zor günlerde hastaların iyileştirilmesi için seferber olması normal bir durum olması gerekiyor. Ancak, yaratılan hava ve yayılan mesajlara bakıldığında yapılanların sivil bir hizmetten ziyade ordunun iç güvenlikte aktif rol oynamasını sağlama planları olduğu görülüyor.

Gazetelerin, orduya ait uçakların Fransa’dan 2, İtalya’dan 12 kişiyi getirmesini özel olarak öne çıkarması da asıl olarak Bundeswehr’in içeriye yönelik faaliyetlerini sempatik göstermeyi amaçlıyor.

Eğer amaç bu olmasaydı, ordunun yurt dışından tedavi etmek üzere birkaç hastayı taşıması bu denli abartılmaz, sessiz sedasız da geçiştirilebilirdi. Ya da hastaları getirmek üzere orduya ait uçaklar değil de sivil uçaklar da gönderilebilirdi.

YILLARDIR ÇABASINI VERİYORLAR

Almanya’da iktidar partilerinin, muhafazakar-liberal basının yıllardır en büyük özlemlerinden birisi ordunun iç güvenlikte sorumluluk üstlenmesini normal bir durum haline getirmek.

Almanya’nın tarihte yaşadığı karanlık dönemlerin yeniden yaşanmasını, hükümetlerin orduyu iç siyasetteki gelişmelerin parçası haline getirmesini engellemek, Anayasa’ya (Grundgesetz) konulan bir madde ile ordunun iç güvenlikte rol üstlenmesi yasaklanmıştı. Bu yasağın delinmesi için bugüne kadar pek çok deneme yapıldı. Bazı noktalarda gedikler de açıldı. Ancak, bütün bu girişimlere rağmen Anayasa Mahkemesi prensip olarak ordunun iç güvenliğin parçası haline getirilmesine karşı çıktı.

En son Ağustos 2012’de yayınlanan bir kararda, “teröristler tarafından içinde sivillerin olduğu bir uçağı kaçırıp, saldırı amacıyla kullanması” durumunda, hava kuvvetlerine ait uçakların eşlik ve uyarı ateşi yapabileceğine, inmeye zorlayabileceğine hükmedilmişti. Kararda, orduya açık bir çek verilmediği gibi, sivil yolcularla birlikte düşürme izni vermemişti.

Buna rağmen, ordunun iç güvenlikte polisin yetkilerini gerektiğinde üstlenme hayalleri hiç bitmedi. Bu hayali kuranlar şimdi koronavirüs nedeniyle yaşanan olağanüstü süreci kullanarak ordunun daha fazla iç güvenlikte kullanılmasını gündeme getirdiler. Geçen hafta ordu tarafından yapılan açıklamada, bu haftadan itibaren 15 bin askerin yerel belediyelerde lojistik desteğe hazır olduğu belirtilmişti. Bu konuda belediyelerden geçen hafta cuma günü itibariyle 200 başvurunun yapıldığı da ifade edilmişti.

SÖYLEM BAŞKA, NİYET BAŞKA

Der Spiegel dergisi tarafından ayrıntıları yazılan ordu planında; 15 bin askerden 5 bin 500’ünün güvenlik alanında, 6 binin halka yardım, 600’nin trafik ve düzeni sağlamada, 250’sinin savunma amaçlı olarak dezenfektasyon alanında, 2 bin 500’ünün ise 500 araçla lojistik ve nakliye alanında görevlendirilmesi yer alıyor.

Dört bölge üzerinden sevk ve idarenin planlandığı bu plana, barış örgütleri tepkili. Alman Barış Topluluğu-Savaş Karşıtları Birliği (DFG-VK) tarafından yapılan yazılı açıklamada, “Ordunun iç güvenlikte polisin görevini üstlenmesi Anayasa’ya aykırı. Korona krizine rağmen orduya iç güvenlikte yer yok” denildi.