31 Mart 2020 00:40

İşçi mektubu: Ücretimi eksik alırsam sendelerim, ücret alamazsam yaşayamam

"Patronlarımız bizden daha çok korkuyor. Ama onlar bizden daha şanslı özel arabalarda gidip geliyorlar. İkamet ettikleri yerler daha korunaklı."

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

Endüstriyel kalıp işçisi
İstanbul

Merhaba işçi arkadaşlar. Ben inşaat, köprü, fabrika, havaalanı ve bu gibi yapılara endüstriyel kalıplar üreten bir fabrikada çalışmaktayım. Bilim insanlarının anlattıklarından çıkardığım kadarıyla biz işçilerin ateşle oynadığımızın farkına vardım ve bunu sizlerle paylaşmak istedim.

Ben de sizler gibi çalışmak zorundayım. Birincisi ücretimi eksik alırsam sendelerim, ikincisi ücret almadan yaşamaya kalkarsam yıkılırım ve kendimi düzeltemem. Fabrikada çalışan tüm arkadaşlarımızın hemen hemen hepsi aynıdır. Onun için de sesimizi çıkartamıyoruz. Sosyal medyada gezen “işçiler ücretli izne çıkarılsın” paylaşımını dahi işimizi kaybederiz korkusundan paylaşmaya çekiniyoruz. Buna bilinçsizlik mi dersiniz korkaklık mı dersiniz bilmiyorum. Ama bugün birbirimize “Ne korkuyorsun” desek dahi bunu bile korkarak söylüyoruz.

Aslında hepimiz virüsten korkuyor. Patronlarımız bizden daha çok korkuyor. Ama onlar bizden daha şanslı özel arabalarda gidip geliyorlar. İkamet ettikleri yerler daha korunaklı. Koronanın dünyada ve Türkiye’deki etkisi, yayılma seyri, ne yapılması gerektiği konusunda biz işçilerden daha kapsamlı bilgiye sahipler. Ama konu ihale, üretim, kâr olduğunda gözleri hiçbir şeyi görmüyor. Salgın hastalıktan korunma önlemleri, iş yasaları kolayca ayaklar altına alınıyor.

Tıpkı bizim fabrikada olduğu gibi. ‘İhalemiz var’ diye martın ikinci haftasında bizi zorla fazla mesaiye bırakmak istediler. Biz kabul etmeyince öfkeleri arttı, 3 vardiya sistemini dayattılar, yetmedi ilanlar vererek yeni işçi alımına başladılar. Gruplar halinde yeni işbaşları yaptırarak bize gözdağı vermeye çalıştılar. 5 yıldır “sendikalaşma” çabamız var ama TİS görüşmeleri virüs gerekçesiyle rafa kaldırıldı. Bugünlerde taşeron firmalardan yevmiyeci işçiler gelecek söylentileri yayarak psikolojik baskıya devam ediyorlar.

Anlatmak istediğim; kendi sektöründe dünyaca ünlü ikinci “kurumsal” firma olmakla övünen işyeri burası. Ayrıca sendikalı bir işyerinde virüs sürecinde yaşanılanları siz işçi arkadaşlarıma anlatmak istedim. Halk sağlığı ve gıda sektöründe üretim yapanların zorunlu üretimi dışında tüm fabrikaların “Evinde kal” kampanyasının “ücretli izinle” olabileceği gerçeğinin tartışıldığı kritik bir aşamada, başımıza gelenlere anlam veremiyorum. Biz özel sektör işçileri göz göre göre ölüme gönderiliyoruz. Nerede çalışma bakanlığı, nerede devlet? “Evde kal, izole ol” kampanyalarını yürütenler, biz ne yapalım! İhale mi önemli, virüs yüzünden ölmemiz mi? Eğer ihale olmamış olsaydı, Rusya gümrük kapılarını kapatmış olsaydı biz çoktan ücretsiz izne gönderilmiştik. Çünkü ücretsiz izin, kısa çalışma ödeneği ve yıllık izin kullanımı da onlar için kârdı. Virüs ortamında daha fazla çalıştırıp daha çok üretimle daha fazla kâr diyorlar.

ÖNCEKİ HABER

HDP Eş Genel Başkanı Sancar: Alternatif Bilim Kurulu oluşturuyoruz

SONRAKİ HABER

İşsizlik ve koronavirüs arasında kalmak

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa