Uzaktan eğitim herkes için mi?
Daha önce tasarlanmayan ve genel olarak altyapısı olmayan bu eğitim sistemine zorunlu sebeplerden dolayı geçtiğimiz için hem aileler hem de öğrenciler için dezavantajlar mevcut.
Fotoğraf: pngtree
İTÜ'den bir öğrenci
Son günlerde hepimizin gündeminde Covid-19 salgını var. Başta İtalya olmak üzere tüm dünyayı birçok açıdan etkileyen Korona virüs hepimizin gündelik alışkanlıklarını değiştirdi. Bu geçici değişimin elbette kalıcı etkileri olacaktır. Hayatımızın büyük bir bölümünü kaplayan eğitim Korona virüs salgınından en çok etkilen ve değişime uğrayan alanlardan biridir. Korona virüs salgının başlamasıyla, önce eğitime ara verilmesi ardından uzaktan eğitime geçilmesi en çok genç nüfusu etkilemiştir.
NİTELİKLİ EĞİTİM HERKESİN HAKKI
İlkokul, ortaokul ve lisedeki öğrencilerin salgının yayılmasını önlemek amacıyla ve yurtların hijyenik olmaması ve çoğunun karantina bölgesi olarak kullanılmasından dolayı memleketlerine dönen üniversiteli gençler evden eğitimlerine devam etmektedirler. Fakat daha önce tasarlanmayan ve genel olarak altyapısı olmayan bu eğitim sistemine zorunlu sebeplerden dolayı geçtiğimiz için hem aileler hem de öğrenciler için dezavantajları vardır. Bu dezavantajların en önemlisi eğitimde fırsat eşitliğinin Türkiye'nin her bölgesinde sağlanamamasıdır. Özellikle Anadolu’nun küçük yerleşim yerlerinde teknolojik altyapı ve teknolojik altyapının yetersizliğinden dolayı öğrenciler sadece ortak kullanım aracı olan televizyon üzerinden eğitime erişim sağlayabilirler. Özellikle küçük şehirlerde çok çocuklu ailelerde sadece TV ile erişimin olması çocuklarda en önemli etken olan dikkat dağınıklığına ve aynı ailede farklı sınıflara devam eden öğrencilerin TV'den yeterince yararlanamamasına neden olmaktadır. Benzer durum üniversite öğrencileri için daha ciddi sorunlar oluşturuyor. Derslerin büyük bir bölümü online olduğu için yeterli teknolojik altyapıya sahip olmayan öğrenciler, arkadaşları ile eşit koşullarda eğitim sürecine katılım sağlayamıyorlar. İlerde bütün bu sorunların çözüleceğini varsaysak bile değişmeyecek olan bir gerçek
TEKNOLOJİK İMKÂNI OLMAYAN NASIL EĞİTİM ALACAK?
Anadolu’nun küçük yerlerinde okuma yazma oranının ve ebeveynlerde eğitim bilincinin henüz oluşmamasıdır. Okuma yazma bilmeyen ebeveynler çocuklarını kontrol altında tutamazlar ve onlara sağlıklı bir eğitim süreci sunamazlar. İlk etapta sistemin tam oturması için ve herkese eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanabilmesi için öncelikle teknolojik altyapı sağlanmalı ve teknolojik aletlerin eksikliğinin giderilmesi gerekmektedir. Ayrıca uzaktan öğrenme ortamının ev olması sebebiyle öğrencilerin yönetimi ailelerin kontrolünde olacaktır. Ailelerin bu sürece nasıl hâkim olmaları gerektiği ve sağlıklı bir iletişim şekliyle çocuklara nasıl destek olunacağı ebeveynlere aşılanmalıdır.