COVID-19 salgını ve safsatalara bilimsel bakış
Küresel salgın sürecindeyken insanlara yalan ve yanlış bilgi vermenin, bilimle ve bilimsellikle hiçbir ilgisi yoktur. İşte iddialar ve gerçekler!
Fotoğraf: Rawpixel
Arda YILAR
Hacettepe Üniversitesi/Biyoloji Bölümü
Dünya zor bir süreçten geçiyor. Coronavirus pandemisi ne ilk ne de son salgın olacak gibi görünüyor. Bir doğa yasası olan evrim, güçlü hatlarıyla Covid-19 salgınında da karşımıza çıkmış bulunuyor. Virüsün geçirdiği mutasyonun daha önce tanımlanmamış olması, bağışıklık kazanılamamasını ve bu nedenle ölüme kadar varan ağır vakalara yol açmasını sağlıyor. Evrimin olmadığını yahut gözüyle görmeden evrimin varlığına “inanmayacağını” (ki evrim, inanılacak değil, savunulacak bir doğa yasasıdır) söyleyenlere, Covid-19'un evrimle ilişkisinden ve mekanizmalarından bahsedebilirsiniz. Bu kapsamda konuşulacak bir hayli konu var. Fakat, salgının Türkiye gündeminde yarattığı bazı safsataları incelemek ve bu safsataların/mitlerin doğrusuna bilimsel perspektiften beraber bakmak, salgın süreci dahilinde hem salgından korunmak hem de yanlış bilgilerin yayılmasını önlemek adına daha doğru olabilir.
Küresel salgın sürecindeyken insanlara yalan ve yanlış bilgi vermenin, bilimle ve bilimsellikle hiçbir ilgisi yoktur. Bu kişilerin, sırf popüler olmak bahasına halkı yalan ve yanlış bilgilerle bilgilendirmelerinin ve geniş çaplı bir bilgi kirliliği yaratmalarının sadece sağlık bakımından değil, etik bakımdan da büyük sorunlar teşkil ettiğini vurgulamakta fayda var.
Salgın süreci boyunca, bilimsel metoda sadık bilim insanlarının ve hekimlerin çağrılarına kulak vererek, beslenmemize dikkat ederek, bilim dışı iddiaların ve saçmalıkların gerçeğini ve doğrusunu bilimsel platformlardan takip ederek ve öğrenerek, insanlığa karşı temel sorumluluklarımızdan birkaçını yerine getirmiş oluruz.
Bilim ve sağlık dolu günlere!
İddia: Sarımsak tüketmek, COVID-19 salgınına karşı koruyucudur.
Gerçek: Sarımsak (Allium sativum), antibakteriyel ve antiviral kimyasalları içerdiği bilinen bir bitkidir. Ancak, her ne kadar sarımsak tüketiminin, içerdiği çeşitli kimyasallar aracılığıyla yaygın soğuk algınlığı semptomlarına bir miktar iyi geldiği literatürde yer alıyor olsa da bu etki kesin değildir.* Üstelik, burada bahsi geçen soğuk algınlığının sebebi olan virüs, mevcut Covid-19 değildir; başka bir virüstür. Bununla beraber, literatürde sarımsak tüketiminin Covid-19 enfeksiyonuna karşı koruyucu olduğuna dair herhangi bir kanıt yoktur. Ancak belirtmekte fayda var ki beslenmenin tek tip olmayıp çeşitlilik içermesi virüse karşı bağışıklığın düşmemesi için önemlidir.
2. İddia: Vitamin C ve çinko takviyesi, Covid-19 enfeksiyonuna karşı koruyucudur.
Gerçek: Vitamin C, biyokimyasal ismiyle askorbik asit metabolik olarak çeşitli maddelerin üretimi için elzem, suda çözünebilir nitelikte bir vitamindir. Lakin evrimsel süreçte insanların da dahil olduğu Hominoidea süper familyasındaki hayvanlarda ve diğer birçok taksonda vitamin C üretimi ortadan kalkmıştır.** Sürecin evrimsel biyolojik hatları bir yana vitamin C, enfeksiyonlara ve hücresel metabolik faaliyetler sonucu oluşan oksidatif strese karşı da koruyucu etkisi olduğu da bilinen bir vitamindir. Ancak her ne kadar vitamin C ve çinko, solunum yolu enfeksiyonlarının süresini kısaltıyor ve semptomları iyileştiriyor olsa da bu iki maddenin Covid-19 enfeksiyonuna karşı koruyucu etkisinin olduğu yeterince bilimsel çalışmayla gösterilmemiştir.***
3. İddia: Boğazı nemli tutmak ve 15 dakika arayla su içmek, Covid-19 enfeksiyonuna karşı korur.
Gerçek: Boğazımızı nemli tutmanın ve su içmenin, virüsün tutunmasını önlemek ve midemize giderek mide asidi sayesinde etkisiz hale geleceğini söylemek şu aşamada mümkün görünmüyor. Zira, virüsün pek çok bulaş yolu (gözler, burun, ağız) var ve bunlardan biri aracılığıyla da virüsle enfekte olmanız mümkün. Oxford Üniversitesi’nden Profesör Trudie Lang, virüsün midede asitle öldürülebileceği fikrini destekleyebilecek biyolojik bir mekanizma olmadığını söylüyor. Çünkü bir miktar virüsü yemek borusu yoluyla midenize gönderip ölmelerini sağlasanız bile, solunum yoluyla aldığınız virüslerin sizi enfekte edebilmesi söz konusu. Üstelik mide asidinin dahi virüsün ölmesi için yeterince güçlü olmadığı düşüncesi ihtimaller arasında yer alıyor. Bununla birlikte, Mart ayının başında Amerika Birleşik Devletleri’ndeki araştırmacılar tarafından New England Journal of Medicine’de yayımlanan bir makalede, COVİD-19 enfeksiyonu bakımından pozitif bir hastadan hastalığın 7. gününde dışkısından alınan örnekten yapılan rRT-PCR testi sonucunda virüse ait ribonükleik asite (Covid-19 da, tıpkı SARS ve MERS gibi, Coronaviridae familyasının beta-coronavirus grubuna dahil olan bir RNA virüsüdür) rastlandığı belirtiliyor.**** Benzer şekilde, The Lancet Gastroenterology & Hepatology’de yayımlanan bir çalışmada; Covid-19 bakımından pozitif hastaların dışkılarından alınan örneklerle yapılan rRT-PCR (real time reverse transcriptase) analizlerinde hastalığın 5. gününde testin pozitif çıktığı, hastalığın 11. Gününde viral nükleik asit miktarının tavan yaptığı, hatta hastalığın 30. gününde dahi viral nükleik aside rastlandığı belirtiliyor.***** Ek olarak, Journal of Antimicrobial Agents’ta yayımlanan başka bir çalışmada ise; mide, duodenum ve rektal mukozaların doku örneklerinin SARS-CoV-2 RNA’sı bakımından pozitif olarak doğrulandığı belirtiliyor.******
4. İddia: Türkler, Covid-19 enfeksiyonuna yakalanmaz. Türk genleri, Covid-19 enfeksiyonuna karşı korur.
Gerçek: Bu iddianın bir hekim tarafından ortaya atıldığı hepimizce malum. Hekim kökenli birinin, yani tıp fakültesinde biyoloji biliminin genetikten anatomiye ve fizyolojiye kadar alt dallarının detaylarına hâkim birinin böyle bir söylem üretmesi, doğrusunu isterseniz, üzücü ve hayret vericidir. Peki, gerçek nedir? Gerçek, “ırk” kavramının bilim dünyasında artık kabul görmediğidir. Üstelik söz konusu biyolojik bilimler ise insanlarda ırkların varlığından ve Türk geni gibi bir şeyden söz edilmesi mümkün değildir. Evrimsel olarak, hepimizin kökeni Afrika’ya dayanır ve modern biyoloji bilimi, insanlarda ırk farklılıklarının bulunmadığını ve “saf ırk, X ırkı, Y ırkı” gibi bir özellikten bahsedilemeyeceğini bizlere göstermiştir. Kısacası bu söylem bilim dışı bir nitelik taşır ve gerçeği yansıtmamaktadır. Nihayetinde ırk, biyolojik olmaktan öte kültürel bir kavramdır.
Bununla birlikte iddia sahibi hekimin ACE2 reseptör ekspresyonunun değişkenliğiyle ilgili ifadesiyle ilişkili bir makale vardır. Makalede 8 normal (biri 55 yaşında Asyalı, ikisi beyaz, beşi Afro-Amerikan) katılımcıdan alınan akciğer doku örneklerinden yapılan hücre moleküler biyolojisi analizlerinde, 55 yaşındaki Asyalı katılımcıda ACE2 reseptör hiperekspresyonunun (% 2,50) olduğu, yani diğer katılımcıların ekspresyon değerlerine göre (% 0,47) daha yüksek olduğu ve bu değerlerdeki bu yüksekliğin, Covid-19 pandemisinin niçin Asya ülkelerinde daha yoğun yayılım gösterdiğiyle ilgili olabileceği üzerinde durulmuştur. Ancak çalışmaya katılan katılımcı sayısının azlığından (8 kişi) ve Asyalı 1 ve beyaz 2 katılımcının olmasından dolayı bilimsel anlamda bir genelleme yapmak için oldukça yetersiz bir çalışma olduğunu ifade edebilirim.*******
5. İddia: Kelle paça çorbası içerseniz, enfekte olmazsınız.
Gerçek: Bu tür bir iddianın, iddia sahibi tarafından kanıtlarının sunulması gerektiğini en başta belirteyim. Elbette kelle paça çorbası içmek sizi Covid-19'a veya başka bir viral enfeksiyona karşı korumaz. Bu tür söylemler, genellikle –4. iddiada da olduğu gibi- bilime ve bilimselliğe hizmet etmemekle kalmayıp, popüler ve medyatik olma amacı güden insanlar tarafından dile getirilmektedir. Söyleyenlerin hekim, biyolog, mühendis veya başka bir meslek grubuna dahil oluşu öne sürülen iddianın a priori doğruluğunu yansıtmamaktadır. Zaten bilimsel metot gereğince, her söylemin kaynağı araştırılmalı ve şüpheci bir yaklaşım benimsenmelidir. Sosyokültürel uygulamaların ve geleneklerin pratikleri, onların bilimsel oldukları veya olacakları anlamına asla gelmemektedir.
6. İddia: Covid-19 gıda ile bulaşır.
Güneş GÜRSOY, Gıda Mühendisi
Gerçek: Kolonya ve dezenfektanla beraber hızla fiyatı artan ve imkânı olanın yine hızla satın aldığı/stokladığı gıda konusu bir süredir daha temel bir konuyla akıllara gelmeye başladı. Kaynaklarımız yeterli mi? Yeterli olduğu söylenen açıklamaların olmasıyla beraber Nisan- Mayıs ekimi yapılamazsa sıkıntı çekeceğimize dair açıklamalar da gelmeye başladı. Ama burada asıl sorunun çok basitçe tarım politikaları olduğunu bir kez daha görüyoruz. Bir kez daha çünkü tarımın ve dolayısıyla gıda ve üretiminin yıllardır dışa bağımlı hale gelmesi, üretimde desteklerin kesilmesi, tarım arazilerinin yok edilmesi gibi benzer şekillerde politikaların değişmesinin yansımasını aynı sağlıkta olduğu gibi ağır sonuçlarını bu salgın bize tarım ve gıda konusunda direkt de halkı etkileyecek şekilde göstereceğe benziyor. Çünkü bu konuda sıkıntı olacaksa bilindiği üzere ette olduğu gibi fiyat artışına gidilecektir. Son yıllarda gördüğümüz şekilde şehirden doğaya kaçışlar, domates benzeri ürünleri kendi imkânlarımızla yetiştirmek gibi bireysel çözümlerin ve bunlara itilmenin de bir getirisi olmadığını görüyoruz. Korona virüs için gıda ile bulaşmasına yönelik bir bilimsel açıklama olmamakla birlikte güvenli gıda önerisi yapılmış tabii. Bu aşamada genellikle paketli gıdalar önerilir. Ama şunu söylemek isterim; güvenli gıda tanımında biz “topraktan sofraya” kadar güvenilirliği garanti ederiz, peki bu süreçte böylesine bir salgında çalışanların güvenliğini/sağlıklarını sağlayamadıktan sonra böyle bir şey nasıl garanti edilebilir?
Kaynaklar ve İleri Okuma
*Lissiman E, Bhasale AL, Cohen M. Garlic for the common cold. Cochrane Database of Systematic Reviews 2014, Issue 11. Art. No.: CD006206.
** Drouin G, Godin JR, Pagé B. The genetics of vitamin C loss in vertebrates. Curr Genomics. 2011 Aug; 12(5): 371-378. doi:10.2174/138920211796429736
*** Wintergerst E.S., Maggini S., Hornig D.H. Immune-enhancing role of vitamin C and zinc and effect on clinical conditions. Ann Nutr Metab 2006;50:85–94. https://doi.org/10.1159/000090495
****M. Holshue et al. (2020). First Case of 2019 Novel Coronavirus in the United States. N Engl J Med 2020;382:929-36. DOI: 10.1056/NEJMoa2001191
*****D. Yeo et al. (2020). Enteric involvement of coronaviruses: is faecal–oral transmission of SARS-CoV-2 possible? The Lancet Gastroenterology and Hepatology 2020, Issue 4. DOI: https://doi.org/10.1016/S2468-1253(20)30048-0
******Li-sheng Wang, Yi-ru Wang, Da-wei Ye, Qing-quan Liu, A review of the2019 Novel Coronavirus (COVID-19) based on current evidence. International Journal of Antimicrobial Agents (2020), doi: https://doi.org/10.1016/j.ijantimicag.2020.105948
******* Zhao Y, Zhao Z, Wang Y, Zhou Y, Ma Y, Zuo W. Single-cell RNA expression profiling of ACE2, the putative receptor of Wuhan 2019-nCov. bioRxiv preprint. 2020. Doi: https://doi.org/10.1101/2020.01.26.919985