31 Mart 2020 11:49

İşçi mektubu: Salgın fabrikalarda yayılıyor, işçinin sesi duyulmuyor

"Çiğli organize sanayide 500 fabrikada on binlerce işçi bu koşullarda evlerinden çıkıp her gün işe gidiyor. Organizede fabrikalardan işçiler, akşam tüm İzmir’in mahallelerine yayılıyor. "

Servise binen işçiler | Fotoğraf: Umut Yeğin/Evrensel

Paylaş

Çiğli Organize Sanayi işçisi
İzmir

Yetkililer, hekimler, sanatçılar, haber spikerleri, dizi yıldızları hep bir ağızdan “Evde Kal Türkiye” çağrısı yapıyor. Bütün bu çağrılar, ulusa sesleniş gürültüsü içinde işe çağrılan, her sabah yollara düşüp serviste, kart basmada, tezgah başında, yemekhanede dip dibe, kalabalıklar şeklinde çalışarak yaşamaya zorlanan biz işçileri niye kapsamıyor? İşçilerin "Biz Türkiye değil miyiz" seslenişi duyulmuyor.

Çiğli organize sanayide 500 fabrikada on binlerce işçi bu koşullarda evlerinden çıkıp her gün işe gidiyor. Organizede fabrikalardan işçiler, akşam tüm İzmir’in mahallelerine yayılıyor. Salgının tüm kente sadece Çiğli organize sanayiden bile yayılacağı gün gibi ortada olduğu halde. Cahil halimizle biz bile biliyorken yetkililer, sözde eğitimli, çağdaş, her şeyi bilen ülke yöneticileri, hatta bilim kurulu bunu bilmiyor, görmüyor. Görmüyor mu? Yoksa hepsi “kâr, kâr daha fazla kâr” diyen sermayenin hizmetinde oldukları için mi? Patronların üretim planları aksamasın diye mi işçileri ve ailelerini yok sayıyorlar, siz karar verin.

Önce Ajan Elektronik, CMS Cant, TEPAŞ Elektronik fabrikalarının üretime ara verdiğini duyduk, ücretsiz izin, yarı ücretli izin vb. Sonra Mude Tekstilde bir işçinin testi pozitif çıktığı duyuldu. Bu arada büyük markalar siparişlerini çekti diyerek işçileri ücretsiz izinle eve gönderen fason tekstil atölyelerinin ne yaptığını, çalışan işçiler bile anlamış değil. “Bu hafta iş yok ücretsiz izindesiniz, evinizde oturun” denilen işçiler, sonraki hafta bir kısmı maske dikmek için çağrılıyor. Sonra ne olacaklarını işçiler de kendileri de bilmiyor.

Bugün işçiler içinde konuşulan Alp Kauçukta bir işçide test pozitif çıkmış. Osmak Makinada bir işçinin annesinde test pozitif çıkmış, yine iki bine yakın işçinin çalıştığı Akar Tekstilde işçiler son derece kaygılı ve alınacak en iyi önlemin işe gelmemek olduğunu söylüyor. Ailelerine vaka bulunan işçiler hastaneye gitmiş ancak bu fabrikalarda yarın ne olacağına ilişkin işçiler bir şey bilmiyor, bir açıklama yapılmıyor. İşçiler kaygılı, gergin ama ülkeyi yönetenlerin televizyonlarda açık oturum uzmanlarının konuşması, gürültüsü altında işçilerin sesi duyulmuyor.

Sendikalar cephesinde DİSK’in 48 saat mühlet veriyoruz kaçınma hakkını kullanmayacağız açıklaması cılız bir ses olarak duyuldu hiç olmazsa. Sonrasında üç konfederasyon zorunlu olan hizmet ve üretim dışında kalan işyerlerinde 15 gün üretime ara verilsin açıklaması yapabildi, kaç gün sonra. İşçilerin sesinin her zaman duyulduğu bir Evrensel var.

Kısacası işçiler olarak kendi yaşamımız ve geleceğimiz için örgütlenip inisiyatif alamadığımız için bugünümüzden de geleceğimizden de kaygılıyız.

Defalarca turizmcilerin kazancını düşünüp bayram tatillerini birleştirip, hafta sonunu ekleyip 9-11 gün tatil ilan eden hükümet, virüs tehdidinde işçilerin ve ailelerinin hayatını gözetip 15 gün ücretli tatil ilan edememesini unutmamalıyız. En çok da yüz binler, milyonlar olduğumuz halde sesimizi çıkaracak birlikteliğe sahip olamadığımız için yaşadığımız tedirginliği, korkuyu unutmamalıyız.

ÖNCEKİ HABER

Kaplanser Halı’da karantinaya alınan işçinin testi “negatif” çıktı

SONRAKİ HABER

Noviembre film incelemesi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa