Karantina günlerinden kısa bir kitap tanıtımı
Kimimiz imkânlarının yeterliliğiyle evlerinde kendini karantina altına alabilirken, geçimini sürdürebilmesi için birçok işçi de zor şartlar altında çalışmaya devam etmek zorunda bırakılıyor.
Fotoğraf: Pixabay
Zeynep ALGEDİK
Malatya
İklim değişikliği, küresel ısınma, ekolojik yıkım, çevre kirliliği, kuraklık, açlık...
Eminim ki tüm bu kavramları ilk defa duymuyoruz. Peki ya sık sık kulağımıza gelen bu kavramlar hakkında ne kadar bilgiye sahibiz? Bu sorunlar neden ortaya çıktı, sonuçları neler oldu ve olacak? Peki, tüm bunların sorumlusu kim?
Günümüzde birçoğumuz tarafından göz ardı edilse de ekolojik yıkımın sona erdirilmesi bizler ve gelecekteki nesiller için hayati önem taşıyor. Ve bu yıkım artık göz ardı edilemeyecek düzeye ulaşmakta.
Fikret Başkaya'nın Yordam Kitap’tan yayımlanan söyleşi tarzında yazılmış kitabı "Gençlerle Baş Başa: İklim Krizi ve Ekolojik Yıkım", sade ve akıcı anlatımıyla okuyucunun hayati önem taşıyan bu konular hakkında bilgi sahibi adına önemli bir niteliğe sahip.
“Şunu unutmayalım; kapitalist sistem sınırsız büyüme eğilimine ve dinamiğine sahip, ama bu dünyanın kaynakları sınırlı, sonlu. (…) Bir şey ürettiğinizde eksiltiyorsunuz; üstelik üretirken de tüketirken de kirletiyorsunuz…’’*
SÖMÜRÜ VE YIKIM HER ALANDA
Kapitalizmin dünyanın çoğunluğunu oluşturan yoksulları, doğaya en büyük zararı kapitalizmin vermesine rağmen, ekolojik yıkıma sebep olmakla suçlamasının anlamsızlığını ve kapitalizmin “benden sonra tufan” anlayışıyla doğayı sömürmekle kalmayıp bu süreçte her alanda yaptığı gibi yüzbinlerce emekçiyi de sömürmesini gözler önüne seriyor Başkaya.
Haftalardır Covid-19 virüsünün ülkemizde hızla artışı sebebiyle evde kalmamız söyleniyor. Kimimiz imkânlarının yeterliliğiyle evlerinde kendini karantina altına alabilirken, geçimini sürdürebilmesi için birçok işçi de zor şartlar altında çalışmaya devam etmek zorunda bırakılıyor.
SORUN KAYNAK YETERSİZLİĞİ DEĞİL, KAPİTALİZM
Salgın sonucunda hayatını kaybeden binlerce insan olmasına rağmen kendini bilim insanı olarak nitelendiren ve devlet destekli kurullarda görev alan kimi insanlar da bu virüsün, gıda kaynaklarının yetersizliği karşısında aşırı nüfus artışının önüne geçilmesi ve bir denge düzeni oluşturulması için Allah tarafından gönderildiğinden bahsedip bunu savunmaya devam ediyor. Nüfus çoğunluğunun Müslüman olduğunu varsaydığımız ülkemizde, bu düşünce tarzıyla yol alınırsa eğer bu virüs karşısında elimiz kolumuz bağlı bir şekilde oturmamız ve tedavisi için hiçbir şekilde çabalamamamız gerekiyor.
Başkaya, kitabında da bahsettiği üzere günümüzde gıda kaynakları dünya nüfusuna yetmeyecek düzeyde değil. Aksine fazlasıyla karşılayabilir. Ve gıda yetersizliği olarak adlandırılan aslında gıda kaynaklarının eşit biçimde paylaşılmamasının sebebi nüfus artışı değil kapitalizmin açgözlülüğüdür.
Bu örnekte de görüldüğü üzere birçok bilimci (!), hizmet ettikleri kapitalizmin her alandaki yıkıcılığının sorumlusu olarak yine sömürülen halk kitlelerini gösteriyor.
“Gençlerle Baş Başa: İklim Krizi ve Ekolojik Yıkım” kitabı, kapitalizmin yıkıcı üretkenliğinin teşhir edildiği aynı zamanda geleceğimizi kurarken bakış açımızı genişletebileceğimiz bir kitap.
*Fikret Başkaya, Gençlerle Baş Başa: İklim Krizi ve Ekolojik Yıkım, syf14,