31 Mart 2020 15:48

HDP'li Oluç: Cumhurbaşkanı yurttaşlara IBAN numarası vererek dünya tarihine geçti

HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında “Cumhurbaşkanı yurttaşlara IBAN numarası vererek dünya tarihine geçti” dedi.

Saruhan Oluç | Fotoğraf: MA

Paylaş

HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında “Cumhurbaşkanı yurttaşlara IBAN numarası vererek dünya tarihine geçti” dedi.

Oluç; “Bakın, dünyadaki bütün ülkelerin bütün ciddi iktidarların - biz beğenelim beğenmeyelim, eleştirelim eleştirmeyelim - yaptıkları şeyi şöyle tarif edelim; yurttaşlarının IBAN numaralarını, banka hesap numaralarını alıp, onların evlerinde rahatça oturmalarını sağlayabilecek katkıları kamu kaynaklarından yapmalarıdır. Yani, iktidarlar yurttaşlarının hesap numarası almaktadır. Bizde nasıl oldu dün itibariyle; Cumhurbaşkanı yurttaşlara IBAN numarası verdi. Yani dedi ki yurttaşlara şimdi siz buraya para yatırın ki biz gereken önlemleri alalım. Böyle bir şey olabilir mi, böyle bir anlayış olabilir mi? Gayri ciddi bir kriz yönetimi olabilir mi?​”dedi.

İktidarın koronavirüsü karşı aldığı önlemlerden üçünün göze çarptığını belirten Oluç şunları söyledi; “Birincisi ilk başlangıçtaydı. ‘Sabredin ve dua edin’ dedi bu iktidar. İkincisi; bankalara ‘yeniden borçlanın’ çağrısı yaptı ve uçaklarda KDV’yi yüzde 18’e, uçak biletlerinde yüzde 1’e indirdi ve kredi konusunda adımlar attı. Şimdi de bağış yapın önlemiyle karşı karşıya kalındı. Yeni bir dayanışma kampanyası yapıyoruz dedi; biz bize yeteriz Türkiyem dedi. Evet, Türkiye kendi kendine yeterdi ama o kadar büyük talan, o kadar büyük yolsuzluk, o kadar büyük hırsızlıkla karşı karşıya kalındı ki Türkiye’nin kaynakları artık biz bize yeteriz noktasından çok uzaklaşmış oldu.” 

AÇIKLAMALAR İKTİDARIN SALGIN KARŞISINDA BAŞARISIZ OLDUĞUNUN GÖSTERGESİDİR

Çumhurbaşkanının yaptığı açıklamaların, iktidarın salgın karşısında başarısız olduğunun, iflas ettiğinin göstergesi olduğunu söyleyen Oluç; “Dolayısıyla hükümetin tedbir adı altındaki dünkü açıklamaları gerçekten salgın karşısında çaresiz ve başarısız kalındığının, açıkça iflas ettiğinin göstergesidir. Şimdi bunu çok böyle allayıp pullayıp bir dayanışma kampanyası şeklinde yapıyorlar ama demokrasilerde hayırseverlik değil kamusal sorumluluk esastır” dedi. 

“KAMU KAYNAKLARI ŞİMDİ EŞİT DAĞITILMAYACAKSA NE ZAMAN DAĞITILACAK?​”

İktidarın kamu kaynaklarını ve bütçeyi kullanarak vatandaşların ihtiyaçlarını karşılamak zorunda olduğunun altını çizen Oluç; “Böyle bir zamanda; yani bu kadar büyük bir kriz zamanında, her şeyin altüst olduğu, bir salgının bütün toplumu tehlike altına aldığı bir zamanda bu ülkenin kaynaklarını, zenginliklerini, bu ülkenin emekçilerinin, işçilerinin alın terleriyle yarattıkları kamu kaynaklarını şimdi eşitlikçi ve adil bir biçimde toplumla paylaşmayacaksınız da ne zaman paylaşacaksınız?​” diye sordu. 

“İKTİDAR KENDİSİNİN YANINDA OLMAYAN MUHALİF BELEDİYELERİ ÇALIŞTIRMAK İSTEMİYOR”

İçişleri Bakanının, 81 ilin valisine genelge göndererek belediyelerin izin toplamasını Valilik iznine bağladığına dikkat çeken Oluç şunları söyledi; “Yani dayanışma yardımı dedikleri, kafalarında büyük bir etkinlik olarak kurdukları şeyi sadece iktidar kendisi yapıyor. Yani iktidar diyor ki, sizin paralarınızı sadece ben toplarım diyor. Bu davranışın adı nedir? Merkeziyetçiliktir, yerel yönetimlerin yetkilerini elinden almaktadır. Örneğin İBB de böyle bir kampanya başlattığı için bu yasaklanacak. Neden?  Çünkü iktidar kendisinin yanında olmayan muhalif belediyeleri çalıştırmak istemiyor. Her şeyi merkezileştirmek istiyor. Yerel yönetimlerin yetkilerini elinden almak istiyor.  Daha geçen hafta Pazartesi günü 8 belediyemize kayyım atandı. Bu aynı anlayışın bir tezahürüdür, şimdi devam ediyor. Her şeyi merkeze toplamak, bütün yetkileri merkeze tek elde toplamak, Saray'dan her şeyi idare etmek... Yani Bilim Kurulu’nu işlevsizleştiriyor. Bilim Kurulu’nda olması gerekenleri, sivil toplum kuruluşlarını, TTB, sağlık emekçilerinin örgütlerini, sendikaları işlevsizleştiriliyor. Neden çünkü her şeyi merkezden yapacaklar. Çünkü bu krizi, bu Korona Virüs salgınını bir siyasi ve ekonomik fırsata çevirebilir miyiz diye düşünüyorlar. Sorun buradan kaynaklanıyor, zihniyette bir bozukluk var esas olarak. Bu kabul edilebilir değildir.” 

KAYNAK MI ARIYORSUNUZ, BÜTÇEDE KAYNAK ÇOK! 

“Kaynak mı arıyorsunuz” diye soran Oluç soruya şu cevabı verdi; “Kaynak çok. Bakın söyleyelim. 2020 bütçesine baktığınızda, silahlanmaya ve güvenliğe ayrılan bütçe 230 milyar liraydı. Kaynak mı arıyorsunuz, işte oraya bakın. Kaynak mı arıyorsunuz, Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programında müteahhit firmalara yapılacak olan garanti ödemelerine bakın. Kaynak mı arıyorsunuz, Cumhurbaşkanının örtülü ve yedek ödeneğine bakın. Kaynak mı arıyorsunuz, Saray'ın harcamalarına bakın, yazlık-kışlık saraylara bakın.Yani bu bütçede kaynak var. Yeter ki bu kaynakları yurttaşların ihtiyaçları doğrultusunda kullanma tercihinde bulunulsun. Bu iktidarın öyle bir tercihi yok. Çok açık bir şekilde. Kaynak mı arıyorsunuz? 2020 bütçesinde, ki daha yeni yapıldı, kar amacı gütmeyen kuruluşlara, dernek ve vakıflara (iktidarın yanındakilerden söz ediyoruz) 2 milyar 735 milyon liralık yardım yapılacak. Buyrun kaynak. Onlara yardım yapılacak. İşte buyrun kaynak. Dolayısıyla kaynak var ama bu kaynaklar halkın ihtiyaçları doğrultusunda kullanılmıyor. Onun yerine ne yapılıyor? Milli dayanışma kampanyası yapılıyor. Halktan para toplanıyor. Niye? O paralarla halka yeniden yardım yapılması için. Dayanışma önemlidir ama bu, devletin, iktidarın yapacağı iş değildir. Bu, yerel yönetimlerin, sivil toplum kuruluşlarının yapacağı iştir. Bir kez daha bunu vurgulamış olalım.” 

“İŞSİZLİK FONUNU PEŞKEŞ ÇEKMEYİN"

İktidarın aldığı önlemlerin, bir devletin, bir iktidarın alacağı sosyal önlemler olmadığını ifade eden Oluç; “Kaynak mı arıyorsunuz? İşsizlik Sigortası Fonu’nu yıllardan beri sermayeye peşkeş çekiyorsunuz. Hala bunu yapmaya devam ediyorsunuz. İşsizlik Sigortası Fonunu, işsizler için, şu anda işsiz kalanlar için, aynı zamanda çalışamaz durumda olanlar için harcayın. İşsizlik Sigortası Fonu böyle zamanlar için kullanılmayacak da siz istediğiniz zaman bunu bankalara, şirketlere mi peşkeş çekeceksiniz? Şimdi dolayısıyla bir kez daha vurgulayalım ki bu önlemler bir devletin bir iktidarın alacağı sosyal önlemler değildir kesinlikle. Kabul edilebilir bir tutum değildir, eleştirmeye de devam edeceğiz. Önerilerimizi yapmaya devam edeceğiz. Bu konudaki hassasiyetin bütün toplumsal ve siyasal muhalefet tarafından paylaşılacağına da yürekten inanıyoruz” dedi.

“TUTUKLU VE HÜKÜMLÜLERİN SAĞLIK VE YAŞAM HAKKI DEVLETİN SORUMLULUĞUNDADIR”

Salgınla ilgili cezaevlerinde ciddi bir sorun olduğunu belirten Oluç; “Cezaevinde kalan insanlar, ister tutuklu ister hükümlü olsun, insani koşullarda kalmıyorlar. 30-40-50-100 kişiye varan koğuşlar var. Tam bir tehlike ortamı esas itibariyle. Biz günlerdir bu tehlikeye dikkat çekiyoruz. Diyoruz ki cezaevlerinde kalan insanların da, ister tutuklu ister hükümlü olsun, sağlık hakkı vardır, yaşam hakkı vardır. Cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlülerin hem sağlık hem yaşam hakkı devletin güvencesi altındadır. Devlet, onların sorumluluğunu taşımaktadır.  Dolayısıyla eğer cezaevinde kalan tutuklu ve hükümlülerin bir an evvel eşitliğe dayanan bir infaz yasasıyla, adli kontrolle ya da çeşitli düzenlemelerle serbest bırakılması sağlanmazsa, o durumda cezaevlerinde yaşanacak bütün olumsuzlukların vebali iktidardadır. Şunu düşünüyorsanız, aynı salgın krizini bir fırsata dönüştürmeyi düşündüğünüz gibi, cezaevlerinde düşüncelerini açıklamaktan dolayı, toplantılarda konuşma yapmaktan dolayı, siyasi faaliyetlerden dolayı ceza almış ya da yargılanmakta olan insanları cezaevinde tutalım, geri kalan ne kadar insan varsa onları çıkaralım diye bir planınız varsa, infaz yasasındaki değişikliği bu şekilde yapmayı planlıyorsanız, bu asla kabul edilebilir değil. Cezaevinde kalan tutuklu ve hükümlülerin sağlık ve yaşam hakkı kutsaldır. Onların da bu haklarına riayet edilmesi, önlem alınması acildir. Çünkü gelen her haber oradaki sıkıntıların giderek büyümekte olduğunu göstermektedir, zamana yayılacak bir durum kesinlikle söz konusu değildi” diye konuştu. (HABER MERKEZİ)

{{400968}}

ÖNCEKİ HABER

Online toplantı platformu Zoom’a veri gizliliğini ihlal ettiği gerekçesiyle inceleme

SONRAKİ HABER

Türkiye'de koronavirüs nedeniyle yaşamını yitirenlerin sayısı 214'e yükseldi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa