Mart ayında 29 kadın öldürüldü
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun mart ayı raporuna göre 29 kadın katledildi. 9 kadının ölümü "şüpheli ölüm" olarak kaydedildi.
Fotoğraf: KCDP
Kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddet geride bıraktığımız Mart ayında yine durmadı. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun (KCDP) açıkladığı Mart ayı raporuna göre geçtiğimiz ay içerisinde 29 kadın erkekler tarafından öldürüldü. Hazırlanan raporda işlenen bu cinayetlerden 9’unun kayıtlara “şüpheli ölüm” olarak geçtiği kaydedildi.
Mart ayı raporunda yer alan bilgilere göre, 21 kadın Türkiye’de koronavirüs (Covid-19) salgının görülmeye başlandığı 11 Mart ve 31 Mart tarihleri arasında yapılan ‘Evde kal’ çağrıları döneminde katledildi.
Raporda 29 kadından 23'ünün neden öldürüldüğünün tespit edilemediği belirtilerek "Kadınların 2’si ekonomik bahaneyle, 4’ü sosyal medya hesabı açmak, boşanmak istemek ya da barışma isteğini reddetmek gibi kendi hayatına dair karar almak isterken öldürüldü. 23 kadının hangi bahaneyle öldürüldüğünün tespit edilememesi, koronavirüs günlerinde kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin görünmez kılınmasının bir sonucudur. Kadınların kim tarafından, neden öldürüldüğü tespit edilmedikçe; adil yargılama yapılmayıp şüpheli, sanık ve katiller caydırıcı cezalar almadıkça, önleyici tedbirler uygulanmadıkça şiddet boyut değiştirerek sürmeye devam ediyor” denildi.
YAKINLARI TARAFINDAN ÖLDÜRÜLÜYORLAR
Mart ayında öldürülen 29 kadından 4’ünün kim tarafından öldürüldüğü tespit edilemediği belirtilen raporda, 9’unun evli oldukları erkek, 5’inin birlikte oldukları erkek, 4’ünün tanıdık-akraba, 2’sinin eskiden evli olduğu erkek, 2’sinin oğlu, 1’inin babası, 1’inini eskiden birlikte olduğu erkek, 1’inin de kardeşi tarafından öldürüldüğü kaydedildi.
"KADINLAR EN ÇOK EVDE ÖLDÜRÜLÜYOR"
Kadınların nerelerde öldürüldüğüne ilişkin ise şu bilgiler paylaşıldı: “Kadınların 18’i evinde, 4’ü iş yerinde, 2’si arabada, 1’i arazide, 2’si sokak ortasında öldürülmüştür. 2 kadının nerede öldürüldüğü tespit edilememiştir. 15’i ateşli silahlarla, 9’u kesici aletle, 2’si boğularak, 1’i darbedilerek öldürüldü. Ve ne yazık ki 2’sinin nasıl öldürüldüğü tespit edilememiştir.”
İşlenen bu cinayetler üzerinden kadınları koruyan yasalarının uygulanmadığı ifade edilen raporda, öldürülen kadınlardan 26’sının koruma kararının olup olmadığı bilinmezken, yalnızca 3 kadının uzaklaştırma veya koruma kararı bulunduğu belirtildi.
KCDP, Mart ayında erkekler tarafından yaralanan kadınlara dair bilgileri ise şöyle sıraladı:
- “İstanbul Maltepe'de yaşayan 1 çocuk annesi 35 yaşındaki Hülya Ç., boşanma aşamasında olduğu Bahtiyar Ç. tarafından ateşli silahla yaralandı.
- Yine İstanbul'da sokakta yürüyen Sevgi F., Serdar T. tarafından ateşli silahla sokak ortasında saldırıya uğradı. Sevgi F. yaralandı.
- Antep’te yaşayan Buket S., cezaevinde bulunan ve boşanmak üzere olduğu Murat S.’nin azmettirdiği babası Mahmut S. tarafından ‘tayini çıktığı’ bahane edilerek kesici aletle yaralandı. Buket S. koruma talep etti.
- İstanbul'da yaşayan 22 yaşındaki Buse Güler, ayrılmak istediği C.A. tarafından iş çıkışında sokak ortasında ateşli silahla saldırdı. Buse Güler yaşam mücadelesi veriyor.
- İstanbul'da yaşayan 18 yaşındaki Selin Ç., babası Şevket Ç. tarafından başından ateşli silahla vurularak yaralandı, Selin yaşam mücadelesi veriyor.
- Mersin’de yaşayan Hatun K. geçtiğimiz sene 7 yaşındaki çocuğunun gözleri önünde boşandığı erkek tarafından sokak ortasında darp edilmiş ve ateşli silahla yaralanmıştı. Bu olaya kadar 29 kez şikayette bulunan Hatun K., tutuklu yargılanan boşandığı erkek tarafından hala mektuplarla ölüm tehditleri aldığını söylüyor ve ‘ben ölmeden önce yetkililer bir şey yapsın, çocuklarımın annesiz kalmasını istemiyorum’ diyor.”
KADINLARIN SESİNİ DUYUN!
KCDP, defalarca şikayette bulunan tüm kadınların sesini öldürüldükten sonra değil, hayattayken duymak ve gerekli tüm önlemlerin alınmasının zorunlu olduğuna dikkat çekerek, “Aksi kadın cinayetlerine ve kadına yönelik şiddete göz yummaktır. Ancak bu ay 6284 sayılı yasa etkin uygulansaydı, kadınlar yaşıyor, çocuklar da annesiz kalmıyor olacaktı. Öldürülen kadınların 8‘inin çocuğu vardı” ifadelerini kulandı.
GÜLİSTAN DOKU’YA NE OLDU?
Raporda, Dersim’de 5 Ocak’tan bu yana kayıp olan 21 yaşındaki Gülistan Doku ile ilgili hala bir gelişmenin yaşanmadığına da dikkat çekildi. Platform, etkin bir soruşturma yapılarak Doku’ya ne olduğunun bir an önce açığa çıkarılmasını istedi.
Platform'un Şubat ayı raporunda 22 kadın cinayetinin işlendiği kamuoyu ile paylaşılmıştı.
CHP’Lİ BİÇER KARACA: KORONA İLE MÜCADELE, KADINLARIN YAŞAM HAKKINI YOK ETMENİN BAHANESİ OLAMAZ!
Hakim ve Savcılar Genel Kurulu’nun 30 Mart tarihinde açıkladığı “COVID-19 Kapsamında İlave Tedbirler” kararını değerleniren CHP Genel Başkan Yardımcısı Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca, kadınların yaşam hakkının, erkeklerin sağlık hakkından daha değersiz olduğu temeline dayanan bir bir adım olduğunu dile getirdi. Karaca “Erkeklerin koronavirüsten etkilenmemesi, kadınların şiddete uğramasından ve hayatından daha mı değerli?” diye sordu.
DEVLETİN GÖREVİ KADINA YÖNELİK ŞİDDET VE EV İÇİ ŞİDDETİ ÖNLEMEK
Gülizar Biçer Karaca HSK’nın kararını şu sözlerle değerlendirdi: “Devletin bireylerin temel haklarını koruma, anayasa ve tarafı olduğumuz sözleşmelere göre kadına yönelik şiddeti 'önleme' sorumluluğu var. Koronavirüs ile mücadele adı altında kadına yönelik artan şiddeti önlemekten uzak adımların geri dönüşü olmayacaktır. Halk, sağlığı için evdekalmak durumunda iken, herkesin evlerine kapanmasını gerektiren bu süreçte kadına ve çocuğa yönelik şiddetin artış eğiliminde olduğu uyarıları yapılıyor ve kadın örgütleri ev içi şiddet için acil eylem planı çağrıları yayınlıyorken, HSK’nın bu kararını derhal geri çekmesi gerekmektedir."
BAKAN SELÇUK’A ÇAĞRI: ACİL KRİZ MASALARI OLUŞTURULMALI
Kadın örgütlerinin talep ve deneyimlerinin değerlendirilmesi gerektiğini belirten Karaca şunları söyledi: “Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’u; acil kriz masaları oluşturmaya, Alo 183’ü kadına yönelik şiddet için özelleştirerek şiddete uğrayan kadınlara maddi, manevi, hukuki, psikolojik destekleri artırmaya, 6284 sayılı yasanın etkin uygulanması için özel çalışmaları yapmaya, kadına yönelik şiddetin önlenmesi için hakları ve başvuru mekanizmalarını içeren kamu spotlarının hazırlanıp yaygın olarak televizyonlarda yayınlanması gibi somut ve acil önlemler almaya davet ediyorum. Evlerimiz hepimiz için sağlıklı ve güvenli mekanlar olmalı, şiddetin mekanları değil… Kamu görevlileri de 6284 sayılı yasayı uygulamakla yükümlü olduklarını, keyfi uygulamaların cezasız kalmayacağını unutmamalı…” (HABER MERKEZİ)