01 Nisan 2020 23:03

Gıda işçileri: Eğer birimizde koronavirüs varsa herkese geçer

"Fabrikada herkes çok tedirgin ve rahatsız. Birçok arkadaşın evinde ana, babası, yaşlısı var. Virüs kapıp da onlara bulaştıracağız diye tedirginiz."

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

Entegre et işleme işçisi
İstanbul

Merhabalar, ben Beylikdüzü’de bulunan entegre et tesislerinde çalışan bir işçiyim. Öncelikle bu sıkıntılı korona salgını günlerinde çalışmak zorunda olan tüm çalışan arkadaşlara selam olsun. Sizlere fabrikadaki sorunları yani aslında çalışmak zorunda olan tüm işçilerin ortak sorunlarını anlatacağım.

Fabrikada koronaya karşı bazı tedbirler alındı. Bölüm bölüm yemeğe çıkıyoruz. Hijyen ve korunma tedbirlerini anlatan afişler asıldı. Su sebilleri, tuzluk gibi ortak kullanılan malzemeler kaldırıldı. Maske eldiven gibi koruyucu ekipmanların kullanımı konusunda uyarılar arttı ve günlük ateş ölçümü yapılıyor. Bunların haricinde başka bir önlem yok. Asıl problemlere gelirsek servisler hâlâ kalabalık, bir hastalık varsa herkese bulaşabilir. Yemekhaneye parça parça girsek de aynı masalarda yemek yeniyor. Sigara kullananlara ayrılan bölüm 5 veya 6 metrekare, aynı banklarda oturuluyor. Asansörler ortak ve kalabalık kullanılmaya devam ediliyor. Servis araçları gün içinde başka firmalara da servis çekiyor ve temizliği yapılmadığı için eğer birimizde virüs varsa, herkese geçer.

En önemli sorunlarımızın başında ise fazla mesaiye mecbur edilmemiz geliyor. 1 aydır iş çok denilerek cumartesi, pazar ayırmaksızın sabah 8’den, akşam 10’a kadar pazar günleri de dahil çalışmaya mecbur bırakılıyoruz. Bende ve her arkadaşımda aşırı derecede yorgunluk var ve bu durum bizleri hastalıklara karşı dirençsiz duruma getiriyor. Daha yaşlı işçileri bile fazla çalışmaya zorluyorlar.

Fabrikada herkes çok tedirgin ve rahatsız. Birçok arkadaşın evinde ana, babası var, yaşlısı var. Benim de mesela çocuklarım var. Biz virüs kaparsak onlara da bulaştıracağız diye tedirginiz. İktidar yaşlıları evde tutup çalışanlar ise işe gitsin deyince haliyle hiçbir tedbir de alınmamış oluyor bir anlamı kalmıyor.

Fabrikada çoğu işçi arkadaşım bu olumsuz durumlara karşı işsiz kalma korkusu nedeniyle şu an için ses çıkartamıyor. Ama fabrikada çoğunluk, belirli bir süre hastalık kontrol altına alınana kadar ücretli izin verilmesi taraftarı. En son Cumhurbaşkanı’nın açıkladığı yüz milyarlık paketten de yine işçiye bir şey çıkmadı. Gerçekten koronavirüs kontrol altına alınmak isteniyorsa işçiler için kesinlikle ücretli izin olmalıdır.


TUVALETE GİTTİĞİMİZDE DAKİKALARI SAYIYORLAR

Unlu mamul işçisi
İstanbul

Değerli Evrensel okurları; ben Ümraniye Dudullu Organizede çeşitli unlu mamul üreten bir fabrikada çalışan kadın işçiyim. Koronavirüs salgını günlerinde fabrikada yaşadıklarımızı sizlerle paylaşmak istiyorum.

Maalesef görüyorum ki, hükümet yetkililerinin günlerdir yaptığı evde kal çağrısı bizim gibi çalışmak zorunda olan işçiler için geçerli değil. Bizler koronavirüs bir kenara, işten çıkarılma korkusuyla çalışmaya devam ediyoruz.

Çalıştığımız fabrikada virüse karşı göstermelik birkaç şey dışında gerçek bir önlem alınmış değil. Temizlik ve hijyen konusu sıfıra yakın. Hâlâ kalabalık servislerle işe gidip geliyoruz. Çok erken saatte mesaiye başladığımız için sabah kahvaltısını yapamadan işe gidiyoruz. İşyerinde doğru düzgün kahvaltı etme şansımız da yok. Uzmanlar televizyonlarda virüse karşı “Dengeli ve sağlıklı beslenmeliyiz” diye sürekli uyarıyor. Peki bizler bu koşullarda nasıl dengeli beslenelim?

Sabah 15 dakika molamızı kaldırdılar. Öğlen yemeğini yine kalabalık bir ortamda yiyorduk ama son günlerde itirazlarımız sonucu masaları biraz dağıtmak zorunda kaldılar. Çalıştığımız bölümlerde koruma amaçlı maske ve eldiven yetersiz. Ortak kullanım alanlarımız temiz değil. Tuvaletlerde bazen sabun ve kağıt havlu bile olmuyor. Koydukları dezenfektan kutuları ise çoğu zaman boş. Virüse karşı temiz hava almak önemli diyorlar ama bizler ihtiyaç için tuvalete gittiğimizde bile dakikaları sayıyorlar.

Virüs muhabbeti ortaya çıktığından beri fabrikada bölüm bölüm 3 günlük ücretsiz izne çıkarmalar başladı. Biz işçiler de, ailemizin ve kendimizin sağlığından endişe ettiğimiz için lanet olsun diyerek bize dayatılan bu haksızlığı kabul etmek durumunda kalıyoruz. Zaten fabrikada hijyen önlemlerinden bahseden bazı işçileri de hemen ücretsiz izne gönderiyorlar.

Bu salgın ortamında bile işçinin canı önemsenmiyor. Patronun ve hükümet yetkililerinin gözünde hiçbir değerimiz yok. Bu nereye kadar böyle gidecek bilmiyorum. Bir yerde artık ses çıkartmamız gerektiğini düşünüyorum.

ÖNCEKİ HABER

Enerji işçisi: Enerji iş kolunda çalışma süreleri düşürülmeli

SONRAKİ HABER

Karantina altındaki Nalan Özaydın: Küçük odalarda 15-20 tutuklu kadın kalıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa