Siyaset Bilimci Doç. Dr. İsmet Akça: Belediyeler bu hamleyi baypas edebilir
Siyaset Bilimci Doç. Dr. İsmet Akça “Belediyeler isterse bu hamleyi baypas edebilir” derken Siyaset Bilimci Edgar Şar, "İktidar yakalayamadığı kutuplaştırma imkanını buldu” ifadelerini kullandı.
Fotoğraf: DHA
Türkiye koronavirüs salgına karşı mücadele verirken, CHP’li büyükşehir belediyelerinin başlattığı bağış kampanyaları, İçişleri Bakanlığı genelgesiyle durduruldu. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, katıldığı bir televizyon programında “Devlet, vali izin vermeden banka numaraları açıklayıp ‘Ben yardım topluyorum’ derseniz başka devlet, yeni hükümet oluşturmak istiyorsunuz” sözleriyle yasağı savunurken, belediyeler kampanyanın devam etmesi gerektiğini savunuyor.
Salgına karşı mücadele ederken yaşanan bu gelişmeyi Siyaset Bilimci Doç. Dr. İsmet Akça ile konuştuk. Yasakların engellemeye yetmeyeceği koşullarda olduğumuza dikkat çeken Akça, “Belediyeler isterse bu hamleyi baypas edebilir” dedi.
"SALGIN KRİZİ İYİ YÖNETİLEMİYOR"
İktidarın salgın krizini iyi yönetemediğini belirten Akça, ana muhalefetin belediyeler eliyle salgınla mücadeleye yönelik hamlelerinin ise iktidarı rahatsız ettiğini vurguladı. Akça, şunları söyledi: “Çünkü bu hamlelerle merkezi yönetimin yapamadığını yapar hale geliyorlar. Ve toplumda da değerlendirilmeleri ve algıları bu şekilde oluşuyor. AKP’nin kendi geleneğine bakacak olursak, 1990’lardan itibaren yerel yönetimler ile yardıma dayalı sosyal politika,-neoliberal politikalara has bir şey- ile yükseldiğini görüyoruz. Bir anlamda, zamanında kendi yaptıkları şeyleri şimdi ana muhalefetin belediyeleri yapmaya kalkınca toplumun gözünde onların siyasi bir alternatif olarak ortaya çıkması, iktidarı çok rahatsız etti. Ancak yasaklayarak engelleme de çok sürdürülebilir bir hamle değil, belediyeler isterse bunu baypas edebilir.”
CHP ve diğer muhalefetin bu krizin nasıl yönetilemediğini topluma gösterebilmeleri açısından belediyelerin önemli bir araç olduğunu ifade eden Akça, “Neler yapabileceklerini ortaya koymaları lazım. Özellikle Ankara Büyükşehir Belediyesi, takiben ve İstanbul, uygulamaya koydukları bazı kamu sağlığı ve ekonomik-sosyal yardımlarla kendi açılarından görece iyi bir performans sergilemeye başladılar” diye konuştu.
"İSTENİRSE KAYNAK BULUNABİLİR"
Sendikalar ve kitle örgütlerinin dile getirdiği temel acil taleplere işaret eden İsmet Akça, burada önemli olanın üretimle ilgili düzenlemeler olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanın “Üretimi durdurmayacağız” açıklamasını anımsatan Akça, şöyle devam etti: “Üretimi durdurduğunuzda insanların geçimini, ihtiyaçlarını karşılamanız lazım. Buna yönelik sosyoekonomik tedbirlerin alınması lazım. Türkiye’nin yapmadığı şey bu. Salgını insanları dışarı çıkarmayarak engelleyebilirsiniz. Belli kesimler için dışarıya çıkmamak mümkün, ama emekçiler için mümkün değil. Çünkü hayatta kalmaları için dışarıya çıkmaları gerekiyor. Çıkmamaları için insanca hayatta kalmalarını sağlayacak sosyal ve ekonomik tedbirlerin acilen devreye sokulması lazım. Bu bir politik tercih, isterseniz kaynağı bulabilirsiniz. Siz bu tercihi yapmadığınızda, bunları tam olmasa da yerel yönetimler karşılamaya kalkıştığında bundan rahatsız oluyorsunuz.”
"KAMPANYA MEŞRUİYET YİTİMİNE KARŞI"
Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından başlatılan kampanyanın iktidarın kaybettiği meşruiyet yitimini gidermeye yönelik hamlelerden biri olduğunu belirten Akça, CHP’li belediyelerin bağış kampanyasının durdurulmasının da bu hamleler içinde olduğunu vurguladı. Akça, “Yukarıda dile getirdiğim esas tedbirleri almadığınız sürece, kamu kurumlarının çalışanlarına zorlama çağrıları ile yapılan kampanyalar ters tepki yaratabilir” dedi.
Muhalefet içinde HDP’nin durumun ayrı olduğunu söyleyen Akça, “HDP hem iktidar tarafından hem de örtülü bir şekilde ana muhalefet ve muhalefet partileri tarafından dışlanıyor. HDP’ye hiçbir hareket alanı bırakmamak üzerine bir yaklaşım ortada” değerlendirmesinde bulundu.
EDGAR ŞAR: KAMPANYALARIN DURDURULMASI HUKUKİ DEĞİL SİYASİ
İstanbul Politik Araştırmalar Enstitüsü (İstanPol) Yönetim Kurulu Başkanı ve Siyaset Bilimci Edgar Şar, İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediyelerinin başlattığı bağış kampanyalarının genelgeyle durdurulmasının hukuki boyutundan çok siyasi boyutu olduğunu vurguladı. Şar, şunları söyledi: “İlgili yasa maddeleri gayet net olduğu gibi buradaki esas mesele siyasi. Siyasi iktidar, Kovid-19 krizinin başlangıcından beri pek de yakalayamadığı ‘kutuplaştırma’ imkanını belki de ilk kez bulmuş oldu ve krizin başından beri aldıkları önlemlerle takdir toplayan Büyükşehir Belediye Başkanları Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ı doğrudan karşısına alarak bu stratejiyi uygulamaya başladı. Krizin başından beri belki de ilk kez sosyal medyada, günlük vaka ve vefat sayıları dahi bağış kampanyasına ilişkin iktidar yanlıları ve karşıtları arasındaki kavganın gölgesinde kalmış durumda. İçişleri Bakanının ‘Başka devlet kurmak istiyorsunuz’ ifadesini bu kadar kolay kullanabiliyor olması da bu durumun, kamuoyunun dikkatinin gerçek krizden uzaklaştırılması amacıyla siyasi iktidar tarafından tercih edildiğini gösteriyor.”