02 Nisan 2020 02:49

Miasmadan Covid-19’a sağlıkçıların salgından korunma önlemleri

XXI. Yüzyılın aydınlığında sağlık çalışanları ülkemizde ve dünya da koruyucu ekipmanlara ulaşamadıkları için ölmekteler. Orta çağ karanlığından XXI. yüzyıl aydınlığına gerilemek bu olsa gerek.

Fotoğraf: Halis Ulaş'ın kişisel arşivi

Halis Ulaş
Halis Ulaş

Türk Tabipleri Birliği (TTB) “Sağlık Çalışanlarının COVID-19 Virüsüne Maruz Kalımına İlişkin Risk Değerlendirmesi” anket çalışmasının ön raporunu 24 Mart 2020 tarihinde açıkladı. Yayımlanan ön raporda anket yoluyla ulaşılan 1820 sağlık çalışanının yüzde 38’inin eldiven, yüzde 52’sinin önlük/forma, yüzde 60’ının tıbbi maske, yüzde 71’inin önlük/tulum, yüzde 74’ünün siperlik ya da koruyucu gözlük ve yüzde 78’inin N95 maske bulmada sorun yaşadıkları belirtilmiştir.

Raporun yayımlandığı tarih ile ülkemizde ilk Covid-19 vakasının görülmesi arasında neredeyse 2 hafta olmasına rağmen sağlık çalışanlarının koruyucu ekipman bulmada sorun yaşadıklarını belirtmeleri, fahiş fiyatlarla kendilerinin sağlık ekipmanlarını tedarik etmeye çalışmaları çok tehlikeli bir duruma işaret etmektedir. Her fırsatta ekipman eksiğinin olmadığını belirten yetkililerin, Türkiye’de salgının birçok ülkeden daha geç başlamış olması nedeniyle biriktirdiği deneyimini yeterince iyi kullanamadıklarını düşündürmektedir.

Halen Covid-19 salgınına yönelik ne etkin bir tedavi ne de aşı bulunabilmiş değil. Dolayısı ile şu an tek yapmaya çalıştığımız sık el yıkama, sosyal/kişisel mesafeye dikkat etme, izolasyon ve/veya karantina gibi önlemlerle salgının artış hızını azaltmaya uğraşmak ve sağlık sistemini ayakta tutabilmek için önlemler almak.

Virüsün damlacık yolunun yanı sıra insanlara havadan bulaşıp bulaşmayacağı da diğer bir tartışma konusu. Aslında bu tartışma eski çağlarda görülen veba ya da kolera gibi salgınların ortaya çıkışını açıklamak için kullanılan “miasma kuramını” çağrıştırmaktadır. Miasma kelime anlamı olarak “kötü hava” anlamına gelmektedir ve salgınlara neden olan hastalıkların da organik maddelerin kokuşmasıyla oluşan ve miasma adı verilen ufak parçacıkların havanın niteliğini bozmasıyla ortaya çıktığına ve insanlara bulaştığına inanılmaktaydı.  

Bu kuram etkisini orta çağda görülen veba (kara ölüm) salgınları sırasında da sürdürmekteydi. Dolayısı ile eğer hastalık miasma aracılığı ile insanlara bulaşıyorsa, bulaşma açısından en riskli olan sağlık çalışanları da vebanın kendilerine bulaşmasını engellemek amacıyla kişisel koruyucu ekipmanlar ile önlem almaya çalışmaktaydı. İşte Venedik’te bir maskeli baloya katılmak için hazırlanmış izlenimi yaratan yüzlerini kaplayan kuş gagası şeklindeki maskeleri ile veba doktorları böyle ortaya çıkmıştır. Yarım ayak uzunluğundaki kuş gagası maskenin içerisinde miasmanın etkisini ortadan kaldıracağına inanılan güzel kokulu bitkiler ve baharatlar yer alırmış. Veba doktorlarının maskelerinin yanı sıra giydikleri boyunlarından bileklerine kadar uzanan deri palto veya balmumu ile kaplanmış cüppeleri; deriden yapılmış eldiven, tozluk, çizme, şapkaları ve sosyal mesafeyi korumaya yarayan sopaları hastalıktan korunmak için kullandıkları ekipmanlarmış.   

Veba doktorlarının kendilerini korumak amacıyla kullandıkları bu kostümleri 1630 yılında XIII. Lous’in başhekimi olan Charles de Lorme’un geliştirdiği düşünülmektedir. Evet 1630 yılında, orta çağ karanlığında sağlık çalışanlarının hastalıktan korunmak için kullandıkları ekipmanlar bu kadar kapsamlıyken; XXI. Yüzyılın aydınlığında (!) sağlık çalışanları ülkemizde ve dünya da koruyucu ekipmanlara ulaşamadıkları için hastalanıp ölmekteler. Orta çağ karanlığından XXI. yüzyıl aydınlığına (!) gerilemek bu olsa gerek.

{{401040}}              

Reklam
YAZARIN DİĞER YAZILARI