02 Nisan 2020 08:55
Son Güncellenme Tarihi: 02 Nisan 2020 09:06

Yemekhanede çalışan kadın işçiler: Ücretli izin beklerken yıllık izinden olduk

Aliağa’da yemekhanelerde çalışan kadın işçiler, virüs nedeniyle çalışma koşullarının ağırlaştığını söyleyerek, “Evdekilere virüs taşımaktan endişe ederken ücretli izin verilmesini bekliyoruz” dedi.

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

Eren SARAN
İzmir

Koronavirüs nedeniyle evde kal çağrıları sürerken, evde kalamayan kadın yemekhane işçileri, her gün iş yerlerine gitmeye devam ediyor. Virüs nedeniyle çalışma koşullarının daha da ağırlaştığını dile getiren yemekhane işçisi kadınlar, “Bir yandan evdekilere virüs taşımaktan endişe ediyoruz diğer yandan ücretli izin verilmesini bekliyoruz” dedi.

Aliağa’da farklı yemekhanelerde çalışan kadın işçiler koronavirüs salgının ardından çalışma koşullarını değerlendirdi. On iki saatlik çalışma düzenine geçen TÜPRAŞ Aliağa rafinerisine yemek veren firmada çalışan kadın işçiler, ilk hafta çalışma saatlerinin uzun sürdüğünü, TÜPRAŞ’ta yapılan vardiya değişikliğine karşı kendi şirketlerinin çözümünün ise yıllık izin kullandırmak olduğunu dile getirdi. İşçiler, “TÜPRAŞ kendi işçileri için çalışma saatlerinde değişikliğe gidince bizim de düzenleme olana kadar çalışma saatlerimiz uzadı. Ardından gelen haftada ise yıllık izne çıkartılacağımızı öğrendik” dedi.

“BASKIYI ÜZERİMİZDE HİSSEDİYORUZ”

Yemekhanede dağıtım ve üretim olmak üzere iki ayrı grubun olduğunu söyleyen bir işçi “Bizimle bir toplantı yapıldı ve artık sabah sekiz akşam dört şeklinde çalışacağımızı söylediler. TÜPRAŞ’taki değişiklik nedeniyle daha az işçiye yemek çıkaracağımızı o yüzden dönüşümlü olarak yıllık izne çıkartılacağımızı belirttiler” diye konuştu.

Bir yılın altında çalışanların ise gelecek yılın yıllık izninden düşülerek izin kullanacağını aktaran bir diğer işçi ise “bir kısmımızı izne çıkararak önlem aldıklarını, yıllık izni olmayan arkadaşlarımızın da gelecek yılın izninden kullandıracaklarını söylediler. Virüs geçtiğinde ise yazın bir yerlere gitmek istersek de ücretsiz izin hakkımızı kullandıracaklarmış. Biz vardiyaların ikiye bölünmesinin daha iyi olacağını düşünüyorduk. Şimdi izne çıkmayan o hafta çalışanlarımızın üzerinde iş yükü arttı. Aynı işi yapıyoruz. Sabah sekiz akşam dört diyorlar ama iş bitmeden eve gidemiyoruz. Baskıyı üzerimizde hissediyoruz” dedi.

“ÜCRETLİ İZİN BEKLERKEN YILLIK İZNİMİZDEN DÜŞÜLÜYOR”

Devletin tüm çalışanlara ücretli izin vermesini beklediklerini dile getiren yemekhane işçisi ise “TÜPRAŞ yemekhanesi zaten çalışma koşullarının ağır olduğu bir yer. Sürekli elimiz dezenfektanın içerisinde, ama maskeleri tek tek vermeye başladılar. Biz ücretli izin beklerken şimdi hakkımız olan yıllık iznimizden düşüyorlar. Her akşam eve geldiğimizde endişeyle televizyonu izliyoruz. Bir türlü ağızlarından bizim için bir şey duymuyoruz. Açıkçası hepimiz, ailemizin, çocuklarımızın sağlığı için endişeliyiz” diye konuştu.

“OLUMLU ŞARTLARDA ÇALIŞIYORUZ”

Aliağa Organize sanayiye yemek dağıtımı yapan bir firmada çalışan kadın işçi ise patronlarının ilk günden itibaren ücretsiz izin veya yıllık izin gibi bir uygulama yapmayacağı konusunda kendileriyle konuştuğunu, olası bir sokağa çıkma yasağında kimseyi mağdur etmeyeceklerini söylemesiyle de endişeli olan işçilerin içini rahatlattığını belirtti. Hijyen konusunda da Aliağa’daki birçok yemekhaneye göre önlemlerin arttığını ifade eden işçi “bizim patronumuz bu konuda oldukça dikkatli davranıyor. Servislerimizi ona göre düzenledi, zaten vakumlu yemek dağıtımına ve plastik çatal kaşığa geçtik. Ayağımızın altına kadar dezenfekte ediyoruz kendimizi. Tabi başka firmalarda böyle olmadığını duyuyoruz. Ayrıca maaşlarımızı önden yatıracaklarını da dile getirdiler. Bu açıdan olumlu koşullarda çalıştığımızı düşünüyorum” dedi.

“VİRÜSÜN BULAŞMAMA İHTİMALİ ŞANSA KALMIŞ”

Organizeye dağıtım yapan yemek firmasında durum bu iken organizede çalışan bir işçi ise yaşadıklarını şöyle anlattı:

“Virüs endişesi her yerde aynı. Çalıştığımız fabrikada birçok işçi arkadaşım konunun ciddiyetini gerektiği gibi kavrayamıyor.  Bu aslında anlaşılabilir bir mesele. Çünkü Aliağa’ya gelmek için sabah 6-6.30 gibi evinden çıkan işçi mesaiye kalırsa en erken 22.00’de evine ulaşıyor. Yani sosyal medya ya da işyerindeki ilişkileri dışında bir yaşamı yok gibi. Konunun ciddiyetini anlayanlar endişeli, anlamayanlar ise umursamaz. Virüsü ciddiye alsak bile virüsün bulaşmaması ihtimali şansa kalmış gibi. Bizim fabrikada ilk olarak bilgilendirme eğitimi, broşürler dağıtıldı. 60 yas üzeri, kronik rahatsızlıkları olan arkadaşlarımıza izin verildi.  Döküm fabrikasında çalıştığımız için maske, eldiven, gözlük zaten kullanılması zorunlu iş güvenliği malzemeleri. Çay bardakları zaten yıllardır tek kullanımlık. Yemekhaneyi isteyen kullanıyor. Yemekler artık kumanya şeklinde paketlenmiş halde veriliyor.  Servis saatleri 15 dakika öne çekildi. İşe girişte ateşimiz ölçülüyor. Birçok arkadaşım bu önlemleri yeterli bulmuyor. Fabrikanın üretime ara vermesini istiyoruz. Çünkü bu önlemler göstermelik gibi. Aynı servisi kullanıp günde 2 ya da 3 saat yolculuk yapıyoruz. Aynı lavaboları kullanıyoruz.  Konulan dezenfektanlar bizi korur mu? Koruduğunu düşünsek bile soyunma odasında, duşta hiçbir koruyucu işe yaramaz. Soyunma odasının darlığı da ayrı bir sıkıntı zaten.”

ÖNCEKİ HABER

İstanbul'da eczanelerin çalışma saatlerine koronavirüs düzenlemesi

SONRAKİ HABER

Kovid-19'dan yaşamını yitiren Prof. Dr. Cemil Taşçıoğlu için hekimlerden saygı duruşu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa