İmralı heyetinin son görüşmesinde yer alan Önder: Geleceğe dönük umut ve coşku vardı
İmralı heyetinin son görüşmesinde yer alan Sırrı Süreyya Önder, sonlandırılan çözüm sürecini değerlendirdi.
Sırrı Süreyya Önder | Fotoğraf: DHA
Kürt sorununun çözümü konusunda oluşturulan İmralı Heyeti, iki buçuk yıl boyunca yaptığı görüşmelerin sonuncusunu 5 Nisan 2015 tarihinde yaptı. Bu son görüşmede yer alan Sırrı Süreyya Önder, sonlandırılan çözüm sürecini değerlendirdi. Geleceğe dönük umut ve coşkunun olduğunu söyleyen Önder, "İmralı zemini yeniden canlandırılmış olsa, ülkemizin ve bölge halklarının 22’nci yüzyıla doğru yolculuğu başlayacak ve dünyanın içine girdiği girdap için de yol gösterici olacaktır" dedi.
CAN YİTİMİ YAŞANMADIĞI GERÇEKLİĞİ
MA’dan Diren Yurtsever’e konuşan İmralı Heyeti’nde yer alan isimlerden biri olan Sırrı Süreyya Önder, çözüm sürecinin sonlandırılmasıyla devletin 40 yıldan beri bildiği yöntem olan “güvenlikçi” yaklaşıma geri dönüldüğünü ifade etti. Sonlandırılan çözüm sürecini bugünden değerlendiren Önder, “Barış ve diyaloğun 2.5 yıllık fragman sayılacak şartlarına bakıldığında bile Türkiye’nin ve bölge halklarının bugünle kıyaslanmayacak bir ağırlık, geleceğe dönük bir umut ve coşkuyla dolu olduğunu görürüz. Bütün bunlardan daha önemlisi ise, hiçbir can yitimi yaşanmadığı gerçekliğiyle karşılaşırız. Sorunlar yaşandı; tabii ki de yaşanacaktı. Neticede 40 yıllık süreci çatışmalarla geçmiş ve bir asrı aşkın bir meselenin halli cihetine gidilmesi kolay olmayacaktı” dedi.
ZEMİN YENİDEN CANLANDIRILMIŞ OLSA...
Bu zorluğa rağmen “Aslolan barış iradesini konjonktürel şartlara kurban etmemek ve her problemin altından barış kararlılığını güçlendirerek çıkmaktı” diyen Önder, fakat bunun yapılamadığını belirtti. Önder, geride kalan zaman içerisinde yaşananlardan hareketle o sürece geri dönülmesinin gerekliliğini ise, “Sebepleri konusunda ciltler dolusu laf edebiliriz. Tarih herkesin sorumluluğunu ve eksiklerini kaydetmiştir. İçinden geçmekte olduğumuz şartlar altında neler yapılabileceği daha önemli ve hayatidir. İmkanlarla zorunlulukların kesiştiği zeminleri barıştan ve demokrasiden yana zorlamaktır bize ve tüm demokrasi güçlerine düşen görev. Eminim ve inanıyorum ki İmralı zemini yeniden canlandırılmış olsa, ülkemizin ve bölge halklarının 22’nci yüzyıla doğru yolculuğu başlayacak ve dünyanın içine girdiği girdap için de yol gösterici olacaktır. Üstelik bunun dışındaki tüm yöntemler bir kez daha denenmiş ve toplumsal maliyeti herkes bakımından çok ağır olmuştur. Barış, eşitlik ve daha onurlu bir gelecek düşleyen herkesin talebi ve çabası da bu yönde olmalıdır. Ödenecek bedeller büyümeden ve vakit geri dönülmez bir noktaya gelmeden” sözleriyle vurguladı. (HABER MERKEZİ)