ABD’den Venezuela’ya yeni tehdit: Savaş gemileri gönderildi
Nicolas Maduro hakkında tutuklama kararı çıkaran ABD, Venezuela açıklarına savaş gemisi gönderdi. Trump “uyuşturucu karşıtı operasyon” dese de “Venezuela’ya yeni bir müdahale mi?” sorusu öne çıktı.
Fotoğraf: Lokman İlhan/AA
Bütün dünya koronavirüs salgını ile mücadele ediyor, salgının yeni merkezi haline gelen ABD’nin yönetimi ise Venezuela’ya yeni müdahale hazırlığı yapıyor. ABD Adalet Bakanlığının geçtiğimiz hafta Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro hakkında “uluslararası uyuşturucu kaçakçılığı” suçlamasıyla tutuklama kararı çıkarmasının ardından bu kez de ABD savaş gemileri Venezuela açıklarına gönderildi.
ABD Başkanı Donald Trump, çarşamba günü üst düzey yetkililerle birlikte düzenlediği basın toplantısında ABD donanmasına ait gemilerin Karayip Denizi’ne bölgedeki büyük ölçekli “uyuşturucu karşıtı operasyon”un bir parçası olarak gönderildiğini ileri dürdü.
Venezuelanalysis.com’un haberine göre operasyona AWAC keşif uçakları ve özel kara birlikleri de katılıyor.
Aynı toplantıda konuşan ABD Savunma Bakanı Mark Esper operasyona “22 partner ülkenin” de destek verdiğini söyledi.
30 YIL SONRA EN BÜYÜK OPERASYON
Operasyonun 1989’daki Panama işgalinden bu yana bölgede gerçekleştirilen en büyük operasyon olduğu belirtiliyor. Bu da ABD koronavirüs salgınının yarattığı kaos ortamından faydalanarak yeni bir müdahaleye mi hazırlanıyor, sorusunu gündeme getiriyor.
Venezuela hükümetinden gelen tepkiler de bu yönde. İletişim Bakanı Jorge Rodriguez, bölgeye yönelik askeri sevkıyatı “Venezuela’ya yalanlar ve tehditler eşliğinde yeni bir saldırı” olarak nitelendirdi.
“MADURO’SUZ VE GUAIDO’SUZ GEÇİŞ HÜKÜMETİ”
ABD yönetimi operasyonu duyurmasından hemen önce, geçtiğimiz Salı günü de Venezuela için “Maduro ve Guaido’suz geçiş hükümeti” teklifinde bulunmuştu. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, yaptığı yazılı açıklamada, Venezuela’da Devlet Başkanı Maduro ve kendini geçici devlet başkanı ilan eden ABD destekli milletvekili Juan Guaido’nun olmadığı geçiş hükümeti kurulması teklifinde bulunarak, “Barışçıl ve demokratik bir hükümet kurulması durumunda Venezuela’ya uygulanan yatırımları kaldırılabiliriz” ifadelerini kullanmıştı
Venezuela Dışişleri Bakanı Jorge Arreaza ise mevkidaşına, “Venezuela’da kararlar Caracas’ta alınır, ne Washington’un ne de başka bir başkentin himayesi altındayız” yanıtı vermişti.
AA’nın haberine göre Arreaza, ABD’nin teklifinin, Donald Trump hükümetinin Venezuela’ya müdahale etmeye yönelik ilgisinin kanıtı olduğuna dikkati çekerek, “Biz her zaman iyi ilişkiler içinde olmak istedik ancak onlarda, Venezuela’da iktidarın ve Venezuela petrolünün kontrolünü ele geçirme takıntısı var. Biz, Venezuela’da söyleneni yaparız, Trump’ın emirlerini değil” ifadelerini kullandı.
DENİZ BLOKAJI İTHALATA DA ENGEL OLUYOR
Cuma günü bir açıklama yapan Ekonomi Bakanı Tarık el Aissami de, ABD tarafından uygulanan baskıcı yaptırımların ülkenin yakıt tedariğine de engel olduğunu söyledi.
Telesur’un haberine göre el Aissami, “ABD’nin bu sapkın deniz blokajı planı ve potansiyel tedarikçi ülkelere karşı yönelttiği gözdağı, tüm ülkeye dağıtılan yakıtın üretim sürecinde gerekli kimyasal katkı maddelerinin, gereçlerin ve yedek parçaların tedariğine engel oluyor” dedi. Venezuelalı Bakan, ABD’nin ülkenin petrol endüstrisine yönelik saldırılarının Venezaela halkının insan haklarını ciddi şekilde ihlal ettiğini ve insanlığa karşı suça dönüştüğünü vurguladı.
“LATİN AMERİKA EMEKÇİLERİ EMPERYALİZME KARŞI BİRLEŞMELİ”
Venezuela halkına yönelik yeni ABD tehdidi ülke dışından da tepki gördü.
Bir açıklama yayınlayan Ekvador Marksist Leninist Komünist Partisi (PCMLE), ABD emperyalizminin ve ülkenin askeri ve siyasi temsilcilerinin karakteristiği olarak “acımasız bir kibir” sergileyen Donald Trump’ın, bir kez daha Venezuela halkını ve Maduro yönetimini askeri müdahale ile tehdit ettiğini; bölgenin ve bütün Latin Amerika kıtasının barış ve güvenliğini riske atacak şekilde savaş gemilerini Karayip Denizine gönderdiğini belirtti.
Donald Trump ve başkanlık ettiği emperyalist rejiminin bu ülkenin ya da herhangi bir başkasının içişlerine karışma hakkı olmamasına rağmen egemen bir ülke olan Venezuela’ya “burnunu ve ellerini sokmaya çalıştığına” dikkat çekilen açıklamada, “Karşılaştıkları sorunlarla yüzleşmek ve onları, dış müdahale ve tehditler olmadan; haysiyet ve cesaret, özgürlük ve kararlılıkla ve daha iyi bir geleceğin yolunu açmak için çözecek olan bu ülkenin işçileri ve halkıdır. Ekvador Marksist Leninist Komünist Partisi, ABD emperyalizminin baskıcı ve vahşi tutumunu reddediyor; bu ülkeye ve halkına, Kovid-19 pandemisi nedeniyle kendi halkının baskı yaptığı Trump tarafından yöneltilen saldırı tehditlerini mahkum ediyor” denildi.
Açıklamada başta Latin Amerika olmak üzere dünya genelinde işçi ve halklara, Trump liderliğindeki emperyalistleri durdurmak için birlik olma çağrısı yapılarak, “Ulusların kendi kaderini tayin hakkı”nın halkların bir arada yaşaması için temel bir ilke olduğunun altı çizildi.
Açıklamada, “Gerçek anlamda özgür ve bağımsız bir geleceği fethetmenin yolu ancak halklar arasındaki enternasyonal dayanışma ve birlik ile, kararlı bir mücadeleden geçer” denildi. (DIŞ HABERLER)
{{396080}}