Annelerle uzaktan eğitimi konuştuk: “Çocuklarımız için çok kaygılıyız”
Aliağa'da görüştüğümüz anneler, uzaktan eğitimin yeterince verimli olmadığını, özellikle küçük çocuklarla günün her saati evde vakit geçirmenin zorluklarını anlattı.
Fotoğraf: AA
Eren SARAN
İzmir
Koronavirüs nedeniyle okullarda uzaktan eğitimin başlamasının ardından Aliağalı anneler, eğitimin sağlıklı bir şekilde ilerlemiyor oluşundan kaygı duyduklarını söylüyor. İlk ve ortaokul çocuklarıyla evde vakit geçirmenin zorluklarını dile getiren anneler “Uzaktan eğitimi ilk günlerde denedik ama hem aralarda izlettikleri görüntüler nedeniyle hem de çocukları uzun süre ekran başında tutmanın zorluğundan eğitime ara vermiş gibi olduk” diyor.
Biri ilkokul biri ortaokul iki çocuk annesi Gülcan tüm gün evden çıkmamanın çocukları olumsuz etkilediğini söylüyor. Eşinin çalıştığını, bu durumun kaygılarını artırdığını belirten Gülcan, “Çocuklarımın böyle bir döneme tanık olmasını asla istemezdim. Maalesef oldu. Küçücük çocuklarım annelerinin süper anne olmaya çalışmasının nedenini biliyorlar. Çocuklarım, annelerinin babalarının ölmesinden korkuyorlar. Çünkü televizyonlarda bangır bangır ‘Çocuklara bir şey olmayacak’ deniyor. Çocuklarım da ‘Büyükler ölecek’ diyor. Ben de hayır diyorum, yaşlılar ölecek bize bir şey olmayacak… Evdeyiz. Modaya uyup gökkuşağı yaptık. Hem de iki tane. Ödüm kopuyor ama arada kapının önüne çıkarıyorum çocukları. Babamız çalışıyor. Kendini kötü hissediyor bazen. Tek dışarıda olan o olduğu için” dedi.
EVDE İKİ TELEVİZYON YOK AMA İKİ ÇOCUK VAR
Eğitim konusunda özel okul öğretmenlerinin özel programlar hazırladığını ancak Milli Eğitime bağlı okullarda eğitim alan çocukların yalnızca EBA’ya mecbur olduklarını söyleyen Gülcan, “Gün çok uzun sürüyor şimdilerde. Düzenli pek bir şey kalmadı. Upuzun bir günü planlama becerisinden yoksunum. Çocuklar kitap okuyor bazen, bazen ellerine tabletlerini alıp salondan kayboluyorlar. Dersler var bir de. O konuda öğretmen otoritesine alışmış çocukları motive etmek zor. Küçüğümün öğretmeni hiç boş durmuyor. Ödevler, videolar, etkinlikler... Büyüğümün öğretmenleri özel okul öğretmenleri gibi canlı dersler, küçük değerlendirmeler, çalışma kağıtları, moral motivasyon görüşmeleri filan yapmıyor tabii. ‘EBA’yı takip edin’ diyorlar. EBA ise idam animasyonu izletiyor. Ders aralarında ilahi dinletiyor. Sonra sistemi yapanlar çıkıp özür diliyor. ‘Unutun olanları’ diyor, ‘izleyin kanalları’. Tatil değil uzaktan eğitimmiş. Tamam, hadi affettik. Evde iki televizyon yok ama iki çocuk var. Hadi biri sabah programını izledi biri de öğleden sonrakini. Üç çocuğu olan var. Hani en az 3 diyorlardı ya, sözünü dinleyenler şimdi vah tüh ediyor. ‘EBA’ya ödev yükledik’ diyen sevgili öğretmenler; bilmelisiniz ki o EBA açılmıyor. Öğrenciniz şimdilik kutu oyunu, hedef vurmaca, tik tok filan takılıyor” diyerek sitem etti.
"BÜTÜN GÜN ÇOCUKLARI OYALAMAKTA ZORLANIYORUM"
Çalışan eşinin eve virüs getirmesinden endişe ettiği için tüm gün çamaşır suyu ile evi temizlediğini anlatan Deniz ise “Ellerim çamaşır suyu kullanmaktan harap oldu, her gün nefes darlığı yaşıyorum. Kaygılıyız, eşim işe gidip geliyor. Çocuklar evde ve tüm gün onları oyalamakta zorlanıyorum” diyor.
Evde bilgisayarı ya da interneti olmayan çocuklar için zaten bir çözüm bulunamayacağını söyleyen Deniz, “EBA işe yaramıyor şu an. Çocuklar giriş yapamıyor ve hâlâ bir çözüm yok. Televizyonda toplamda 15/20 dakika ne öğrenebilir çocuklar. Bir de her öğretmen ayrı mesaj atıyor “Program hazırladık, baksınlar” diye. Hepsi ayrı sistemde takılıyor. En önemlisi benim için ne biliyor musunuz? Panik atağım tutuyor eşim işe gitmek zorunda, gelince adamı geldiğine pişman ediyorum. Bu duruma bir an önce el atılması lazım, acil sokağa çıkma yasağı gelsin” diyerek kaygılarını dile getiriyor.
"ÇOCUKLAR TELEVİZYON KARŞISINDA TAMAMEN EDİLGEN"
Aliağa’ da öğretmenlik yapan bir eğitimci ise, EBA’nın özel eğitim öğrencileri için çözüm geliştirmemesini eleştirerek şunları söylüyor: “Okuduklarımdan ve öğrencilerin geri dönüşlerinden çıkarttığım birincisi özellikle ilkokulda öğrencinin seviyesine inilemediği ve çok hızlı geçildiği. Ayrıca ilk gün yaşanan skandal da MEB’in kimlerin elinde olduğunun kanıtı niteliğindeydi. Bu süreçte mevcut müfredatın esnetilerek günlük yaşam becerilerine dönük içeriklerin üretilmesi gerekir ki öğrenciler eğitimin salt bilgi depolamaktan öte hayatta bir karşılığı olabildiğini görsünler. Diğer taraftan bu süreçten önce EBA’yı kullanıyordum sınıfımda. Online ödevlendirme ve bunların takibini yapmak açısından aslında fena değil. Ancak genele baktığımızda pek çok ailede internet bağlantısı veya bilgisayar olmaması gibi de bir gerçeklik var. Televizyon karşısında tamamen edilgen olan öğrencilerin öncelikle donanım eksiğinin giderilmesi gerekir. Evinde bilgisayar/ tablet olmayan binlerce öğrenci var” dedi.