Deri işçisi: Patronun serveti yedi sülalesine yeter, biz bir ay çalışmasak aç kalırız
Patronlarla işçilerin yaşanan krizden farklı etkilendiğini söyleyen deri işçisi Ahmet’in anlattıkları, Çorlu’daki fabrikalarda çalışan işçilerin yaşadıklarının özeti gibi...
Fotoğraf: Evrensel (Arşiv)
Tuncay SAĞIROĞLU
Çorlu
Ahmet, Çorlu’da deri fabrikasında çalışırken izne gönderilen işçilerden. Kısa çalışma ödeneği ile ücretinin yüzde 60’ını alacak. “Tam ücretle geçinemezken şimdi 3 çocuğumun karnını nasıl doyurayım?” diyen Ahmet, kredi borcunu ertelemek için gittiği bankadan da “Faiz işler” yanıtını almış. Patronlarla işçilerin yaşanan krizden farklı etkilendiğini söyleyen Ahmet’in anlattıkları, Çorlu’daki fabrikalarda çalışan işçilerin yaşadıklarının özeti gibi.
TAM ÜCRET İLE GEÇİNEMEZKEN YARIM ÜCRET İLE NASIL GEÇİNEYİM
Uzun süredir deri işçiliği yapan Ahmet, Çorlu Karma Organize Deri Sanayinde 80 kadar işçinin çalıştığı bir fabrikada çalışırken geçen hafta izne çıkarıldı. Fabrikanın kısa çalışma ödeneğine başvurduğunu söyleyen Ahmet “Ücretimizin yüzde 60’ını alacakmışım. Ben tam ücret ile geçinemezken yarım ücret ile ne yapacağım. Alacağım para ile borçlarımı, faturalarımı mı ödeyeyim yoksa üç tane çocuğumun karnını mı doyurayım” dedi.
İŞÇİYİ DÜŞÜNEN, SAHİP ÇIKAN KİMSE YOK
“Fabrikada işler zaten durgundu. Geçen seneden beri işçi sayısı yarı yarıya düşmüştü. Bu süreçte patronların hiçbir kaybı yok. Sadece bu dönem kâr yapmayacaklar. Ama bu sayede işçi ücretlerinden kurtulduğu gibi borçları ertelendi. Vergiden kurtuldu. Ek krediler verildi. Yani kısaca kâra bile geçti. Ama biz öyle miyiz? Biz zaten evi borçla çeviren insanlarız” diyen Ahmet şöyle devam etti: “Hükümet hep patronları kolluyor. Biz ise sahipsiz kaldık. Bizi düşünen, sahip çıkan kimse yok.”
VİRÜS BİTİNCE İŞİMİZ OLACAK MI BELLİ DEĞİL
Kredisini 2-3 ay ertelemek için bankaya gittiğini ama hükümetin söylediğinin tersi bir tabloyla karşılaştığını anlatan Ahmet, “Erteliyorlar ama faizi de işletiyorlar. Bu iş nereye kadar gidecek belli değil. Eğer bu 2-3 ay sürerse biz göçeriz. Bir de geri döndüğümüzde iş duracak mı? O da belli değil. Çünkü dericiler iş olmadı mı fabrikayı kapatıp bekliyor. Virüs bitse bile deri piyasası hemen açılmaz. Patronların serveti yedi sülalesine ömür boyu yeter. Ama biz bir ay çalışmasak aç kalırız. Koronavirüs patronu başka işçiyi başka etkiliyor” diye konuştu.
EŞİMİ DAHA İYİ ANLAMAYA BAŞLADIM
Bir haftadır evde olan ve acil işler dışında dışarı çıkmayan Ahmet, hayatında ilk defa bu kadar evde vakit geçiriyormuş ve bu durum bazı gerçekleri de görmesini sağlamış: “Bir çocukla ilgilenmeye başlasam diğeri tepeme çıkıyor. Çocuklarla uğraşmak gerçekten çok zormuş. Bir taraftan da ev işleri. Hepimiz evde olduğumuzdan dolayı eşimin işi daha da zorlaştı. Elimden geldiği kadar yardım etmeye çalışıyorum. Ama ev işi hiç bitmiyor. Eşimi şimdi daha iyi anlamaya başladım. Ama ilk defa çocuklarla bu kadar zaman geçirmeye başladım. Dışarı çıkamasalar da bu durumdan en çok çocuklar memnun.”
MÜCADELE ETMEDİK YİNE İŞSİZ KALDIK
Sohbetimizde ne yapmak gerektiğini de konuştuk Ahmet’le. “Birleşmek gerekli” dese de bunun çok zor bir iş olduğunu söyledi. “Deri sanayiinde birçok defa sendikalaşma girişimi oldu. Birçok direniş yaşandı. Ama hâlâ hiçbir fabrikada sendika yok. Patronların kendi aralarında birlikleri var. Ama işçiler birleşemiyor. Çünkü işçinin iş korkusu ve borç sarmalı var” diyen Ahmet, kendi sözlerine de kendi yanıt verdi: “Mücadele etmeden de… Şimdi de işsiz kaldık. Ne olacağımız belli değil. Borca gelince de şimdi ödemeyeceğim. Şimdi banka düşünsün. Önümüzde tek sorun güven. O zaman birbirimize güvenmeliyiz. Şimdi aslında işçiler aynı gemide. Bu gemi kaptansız gidiyor. Bu gemiye bir kaptan gerekli.”