Yunanistan sendikaları: İşçi ve emekçilerin hakları karantina altına alınamaz
Koronavirüs kapitalist sistemi teşhir etmesine rağmen önlemler sermaye lehine alınmaya devam ediyor. Yunanistan’da açıklama yapan sendikalar “Haklarımızın gasbedilmesine sessiz kalmayacağız” dedi.
Yunanistan'da korona günlerinde tren bekleyen vatandaşlar Yunanistan Meclis binası | Fotoğraf: Ayhan Mehmet/AA
Seyit ALDOĞAN
Atina
Yunanistan’da ortak açıklama yapan sendikalar, işçi ve emekçilerin haklarının karantina altına alınamayacağını vurgulayarak “Haklarımızın gasbedilmesine sessiz kalmayacağız” dedi.
Dünyayı çok kısa bir sürede etkisi altına alan koronavirüs salgınının neden olduğu toplu ölümler ve sağlık sistemlerinin toplumsal ihtiyaçlara cevap vermekten uzak alt yapısı, kapitalist sistemin sorgulanmasını da beraberinde getirdi. Devrim olarak tanımlanabilecek teknolojik gelişmelere ve yoğun üretime rağmen en basit sağlık malzemelerine duyulan ihtiyaç ve ulaşım zorluğu, sosyal güvenlik sistemlerinin toplumsal ihtiyaçlar gözetilerek yapılandırılmadığını gözler önüne serdi. Bir gece içinde başka bir ülkeyi işgal etme yetenek ve askeri alt yapısıyla; kıtalararası füzelerle, nükleer güç olmakla ve dünyanın en ücra köşesine ulaşan ekonomik olanaklarıyla övünenlerin basit solunum cihazları ve maske sıkıntısı çekmeleri, dünya ekonomisinin zayıflığını değil ağır sömürüye dayanan kâr olgusunun yol açtığı sınıfsal sorunları ve kapitalist barbarlığın ulaştığı boyutları ortaya koydu ve yeniden tartışmaya açtı.
SAĞLIK SİSTEMİNİN SORUNLARININ ÜZERİ ÖRTÜLMEYE ÇALIŞILIYOR
Kamuoyunun bilgilendirilmesi, “virüs bulaşanların, yaşamını kaybedenlerin” sayısının açıklanmasıyla sınırlanırken, örneğin doktor ve diğer sağlık çalışanlarının sayısının yetersizliği, yoğun bakım servislerinin eksikliği, araç-gereç yokluğu vb. sorunların gündem olmaması için her türlü baskı ve yaptırım uygulamaya konuluyor.
Yunanistan’da pandemiyle birlikte kamuoyunda en çok tartışılan sorunlardan biri doktor ve sağlık çalışanlarının sayısının ihtiyaca cevap vermekten çok uzak olması. Tıpkı Türkiye’deki sağlık emekçilerinin yıllardır seslerini duyurmaya çalışmaları gibi Yunanistan’da da pandemiden önce sağlıkçılar sürekli bir mücadele içinde bulunuyor ve parasız sağlık hizmeti ve alt yapısı talep ediyorlardı.
Sağlık örgütlerinin yaptığı açıklamalar ve yayınlanan araştırmalar, bu ülkede 30 bin sağlık emekçisine ihtiyaç duyulduğunu gösteriyor. Hükümet ise pandemi ile birlikte sadece 4 bin sağlık emekçisi alındığını açıklamış durumda.
ÖNLEMLERİN SADECE YÜZDE 5’İ SAĞLIK VE EMEKÇİLER İÇİN
Yunanistan hükümetinin açıkladığı ekonomik önlemlerin sadece yüzde 5’i sağlık sistemini, işçi ve emekçilerle küçük esnaf ve zanaatkarları ilgilendirmekte. Geri kalan milyarlarca avroluk paketler bankalara ve sanayicilere aktarılıyor.
Yine Türkiye’deki Erdoğan yönetiminin yaptığı gibi, alınan önlemler emekçi halkın karşılaşacağı sorunları hafifletmeye değil sermaye sınıfının önümüzdeki süreçte devlet güvencesi ile donatılmasını hedefliyor.
Pandemi sürecinin başlamasıyla birlikte gündeme gelen ekonomik krizin yüklerinin daha şimdiden işçi ve emekçilerin sırtına yıkıldığı ise bir gerçek. İşten atmalar yoğunlaştı, ücretler düşürüldü, çalışma yasaları askıya alındı, esnek çalışma yaygınlaştı; sigortasız ve güvencesiz çalıştırma, vergilerin artırılması vb. sürecin temel sorunları durumuna gelecek.
SENDİKALARDAN ORTAK BİLDİRİ
Yunanistan’da içlerinde hastane doktorları; yayınevi emekçileri, teknisyenler sendikası gibi birçok sendika, yayınladıkları ortak bildiride pandemi ile gündeme gelen sermaye saldırılarına karşı birlikte mücadele çağrısı yaparak faturanın kendilerine kesilmesini kabul etmeyeceklerini ilan ettiler:
“Hükümetlerin işçi ve halk karşıtı politikaları özellikle Troyka (AB, IMF ve Avrupa Merkez Bankası üçlüsü) politikaları döneminde kamuya bağlı sağlık kuruluşlarını felç etti ve pandemi süreci sağlık sisteminin işçi emekçi ve yoksul halk kitlelerinin ihtiyacı olan sağlık sisteminin nasıl dağıtıldığını ortaya koydu. Alınan önlemler ve birbiri ardına çıkarılan kararlar çalışma yasalarını askıya almakla, esnek çalışmayı genelleştirmekle, çalışma süresini uzatmakla, pazar günlerini iş günü olarak tanımlamakla sermaye sınıfına yoğun sömürü olanakları sunmaktadır. Sermayeye sunulan olanaklar sadece bunlarla da sınırlı kalmıyor ve sermayeye işten atma olanakları sunarak aylıklarda kesintiler yapma ve sigorta primlerini ödememe hakkı tanınıyor.”
SENDİKALARIN TALEPLERİ
- Haklarımızın gasbedilmesine ve esnek çalışmanın genelleştirilmesine sessiz kalmayacağız. Bütün işten atmalar yasaklansın. Aylıkların tamamı devlet ve işveren tarafından ödensin.
- İşçi ve emekçilerin pandemi süresince kamuya olan her türlü ödemeleri hemen durdurulsun. Bütün sağlık malzemeleri parasız dağıtılsın ve karaborsacılığın önüne geçilsin.
- Yardıma muhtaç olanlara ve göçmenlere onurlarıyla yaşayabilecekleri olanaklar tanınsın ve barınma ve sağlık sorunları çözülsün.
- Paskalya Bayramı’nda verilen ve bir aylık ücrete denk düşen primler hemen ödensin.
- Sendikal hak ve özgürlükler gasbedilemez.
- Sağlık sisteminin ihtiyaç duyduğu sayıda doktor ve diğer sağlık çalışanları işe alınsın.
- Bütün özel klinikler kamulaştırılarak pandemi ile mücadele hizmetine verilsin.
- Yaşlılara, evlerinde yardım ve sağlık hizmeti götürülsün.
- Oteller doktor ve diğer sağlık çalışanlarının hizmetine verilsin.
- Kamu sağlığı ve ihtiyaçtan kaynaklanan zorunlu üretim alanlarındaki bütün iş yerlerinde tüm sağlık önlemleri alınsın.
- Pandemi süresince bütün işçi ve emekçilere aylıkları tam olarak ödensin.
- Sağlık sorunu olan işçi ve emekçilere ve hamilelere uzun süreli paralı izin verilsin.
- Her türlü güvence altına alınması gerekenler işverenler ve kârları değil, halk ve emekçilerdir.