Deniz KAR
Antep
Koronavirüs salgını sürerken televizyonlardan, gazetelerden, sosyal medyadan insanlara "evde kal" çağrısı da yapılmaya devam ediyor. Fakat yaşamını sürdürmek için çalışmak zorunda olan emekçiler evlerinde kalamıyor. Onlarca işçinin bir arada bulunduğu fabrikalarda ise yeterli önlemlerin alınmadığı, işçilerin hastalık riskiyle burun buruna olduğu yapılan haberlere yansıyor. Gaziantep Barosu İnsan Hakları Merkezinde yer alan avukatlar, fabrikalarda ve atölyelerde alınan önlemlerin yeterli olup olmadığını takip etmek üzere "işçi komisyonu" kurdu. Komisyonda yer alan avukatlardan Ergin Sözen ve Bülent Duran ile komisyon fikrinin hangi ihtiyaçtan ortaya çıktığı ve komisyonunun amaçları üzerine konuştuk.
“ALINAN ÖNLEMLER YETERSİZ OLDUĞU İÇİN”
DİSK Tekstil Bölge Temsilcisi Mehmet Türkmen’in sosyal medya paylaşımları nedeniyle 3 Nisan günü gözaltına alınmasının ardından dosyaya müdahil olan Av. Ergin Sözen, fabrikalarda alınan önlemlerin yetersiz olduğunu gördüklerini ve bunun sonucunda böyle bir komisyon kurma fikrinin ortaya çıktığını söyledi. Gözaltına alınan Türkmen’in sosyal medya paylaşımları işçilerin şikayetlerini ve kaygılarını içeriyordu.
Dosyada "halkı galeyana getirmek" ve "salgını olduğundan abartılı göstermek" gibi suçlamaların olduğunu gördüklerini söyleyen Sözen, “Sağlık Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, valilikler sürekli açıklama yaparak alınması gereken önlemlerden bahsediyor. Türkmen’in paylaşımları da bu önlemlerin uygulanması gerektiğine vurgu yapar nitelikteydi. Gördük ki ‘önlem al’ demek yasadışı bir eylem gibi anlaşıldı” dedi.
“İŞÇİLERİN YAŞAM HAKKINA SAHİP ÇIKACAĞIZ”
Alınan önlemleri denetlemede ve iletişim kurma konusunda eksiklerin olduğunu gördüklerini dile getiren Sözen, “Hasta sayısını da alınması gereken önlemleri de sadece sağlık bakanı söyler gibi bir algı var. Ama Sağlık Bakanı Antep’te bulunan bir fabrikadaki durumdan nasıl haberdar olacak? O halde bunu bizim de takip etmemiz gerekiyor. Baronun hem insan hakları hem işçi hakları alanında yükümlülükleri var. Biz de baronun üstüne düşen bu kamusal görevi yerine getirmek için böyle bir komisyon kurma kararı aldık. İşçilerin sağlık hakkına, yaşam hakkına sahip çıkmak; hem işçilerin hem de onların hakkını savunan sendikaların sivil toplum örgütlerinin yanında yer almak için bu komisyonu kurduk” diye konuştu. Sözen, virüs salgınıyla birlikte ortaya çıkan bu komisyonunun kalıcı olmasını istediklerini de sözlerine ekledi.
“İŞÇİLER GÖZ GÖRE GÖRE ÖLÜME SÜRÜKLENİYOR”
Komisyonda yer alan Av. Bülent Duran, salgından kaynaklı herkesin kendini koruma altına almaya çalıştığını ancak işçilerin işyerlerinde yan yana gelerek çalışmaya devam etmek zorunda olduklarını söyledi. Gerekli önlemler alınmayarak işçilerin göz göre göre ölüme sürüklendiğini belirten Duran, “Biz de işçilerin bu şartlarda çalışmaması gerektiği için böyle bir karar aldık. Gerekirse atölyelere, fabrikalara gideceğiz, kendini baskı altında hisseden işçilerin yanında olacağız” ifadelerini kullandı.
“MÜLKİYET ÜZERİNE KURULU ADALETİ BENİMSEMİYORUZ”
Mülkiyet üzerine kurulu bir adaleti benimsemediklerini dile getiren Duran “bugünkü hukuk anlayışında 'adalet mülkün temelidir' sloganı hakim. Yaşam koşulları iyi olanlar kendini korumaya alırken çalışmaktan başka çaresi olmayan işçiler var. İşçiler resmen ölüme itiliyorlar. Sahip çıkılması gereken onlardır. Sahip çıkılması gereken emektir. Kahvehaneleri kapatmak yetmez, binlerce işçinin bir arada çalıştığı fabrikalar var ve işçiler oradan ailelerinin yanına gidiyor” sözlerini kullandı. Komisyon olarak işçilerin maruz kaldığı her türlü hukuksuzluğun karşısında olacaklarını ifade eden Duran “işçiler bize ulaştığında onların yanında olacağız. Bu hem bir avukat hem de bir insan hakları savunucusu olarak benim görevimdir. Elimizden ne geliyorsa yapmaya hazırız” dedi.