Koronavirüs salgınında işsiz kalan mağaza çalışanı yazdı: Gerçekten değerli miyiz?
Çalıştığım mağaza full time yerine part time işçi çalıştıran bir yer. Özellikle böyle kriz anlarında part-time çalışanların ucuz iş gücü olarak görüldüğü çok net ortaya çıkıyor...
Fotoğraf: Pixabay
Part-time çalışan bir işçi
Oturduğum mahallede komşulara pansumana giden, atanmaya çalışan yeni mezun bir hemşire ve aynı zamanda bir mağazada part time satış danışmanıyım. Yani koronavirüsten önce böyleydim. Vakaların artmasıyla çalıştığım mağazada önce saatler düşürüldü, sonra ücretsiz izinler verilerek, istifalar alınarak işten çıkartmalar başladı. Nihayetinde mağaza kapatma kararı aldı. Bizlere son maaşımızın ödeneceği söylendi. Daha sonra “Eldeki imkanlar part-time personele maaş ödemesi yapmaya imkan vermemektedir” açıklaması yapıldı. Tabii bunlar olurken full time arkadaşların maaşlarının yarısı yatırıldı ve kalanı için “kısa çalışma ödeneği prosedürü” talebinin beklendiği dile getirildi. Full time çalışanlara avans ödemesi dahi yapıldı.
Çalıştığım mağaza full time yerine part time işçi çalıştıran bir yer. Özellikle böyle kriz anlarında part-time çalışanların ucuz iş gücü olarak görüldüğü çok net ortaya çıkıyor.
İşyerindeki son toplantımızda satış müdürü tarafından herkese hep bir ağızdan yüksek sesle “Biz değerliyiz” cümlesi söyletilmişti. Üstelik bu toplantı koranavirüs salgınının duyulduğu, insanların kendini karantinaya almaya başladığı günden bir gün sonraydı. Böylesi bir durumda 50 kişi dip dibe toplantı yaptık. Zaten mağazada ayın belki bir haftası toplantı yapılmıyordur. Başka bir mağazadan toplantıya katılmayan personel arkadaşım bu yüzden azarlandığını dile getirdi. İşe gelebilmek için 3.50 lira yol parası veren bir çalışan her hafta toplantıya gelebilmek için ekstra 2 kez akbil kullanıyor. Bu sürede geri eve dönemeyip iş saatini depoda uyuyarak geçiren bile oluyor ve bize “Siz değerlisiniz” deniyor. Kendimize bunu söylememiz isteniliyor.
Anlatmak istediğim şu; bizlere bu cümle dayatılıyor. Halbuki biz çalışanlar bunun tam tersini yaşıyoruz. Çünkü aynı şirkette çalışan, kendini virüsten korumak için şirketin sağlığı koruma adı altında temin ettiği maskeyi taktığında tepki görüyor. Bölge müdürü kameradan izliyor ve çalışana müşteride panik algısı yarattığı söyleniyor. Maske kullanmayın, uyarısı geliyor. Ücretsiz izin veriliyor, işten çıkarılıyor, yetmiyor; hak ettiği maaş için “Sizlere maaş ödemesi yapmaya imkanımız yok” deniyor. Dönüp “nasıl yani” diye sorduğumuzda hiçbir şeyin net olmadığı söylenerek bizlere belirsiz bir durumdan bahsediliyor. Üstelik çalışanların çoğu bunu birbirlerinden öğreniyorlar. Sağlıklı bir haberleşme yok. Mağazalar tekrar açıldığında, hayat normale döndüğünde bilgi verileceği söyleniyor. Full time çalışanlara gösterilen bir kısmını ödeme, avans verme seçenekleri dahi sunulmuyor. Bugün yapılan açıklamayla ise maaşlarımızın yarısının yatırılacağını öğrendik, işten çıkartılan personellerin ise maaşlarının yalnızca yüzde 20’si yatırılacakmış.
Biz çalışanlar da şirketin bizlere bahane olarak sunduğu, zor bir süreçten geçiyoruz dediği sürecin içindeyiz. Şirkete para girişi olmadığı gerekçesiyle ödemelerimizi yapmayıp hayat normale döndüğünde bakarız demek çalışanın emeğini göz ardı etmektir. Bu zamana kadar para girişini sağlayan, şirkete para kazandıran, hatta işler düşük olduğunda hesap sorulan bizleriz.
20 kişi 1 kişi için çalışıyor, o bir kişi, üzerinden geçindiği 20 kişiyi idare edemiyor, mağdur ediyor. Sorarım şimdi size; gerçekten değerli miyiz?