İsviçreli sendikacı Pelizzari: Sendikalar, işçilerin sağlıkları için harekete geçmeli

İsviçre'de Kovid-19'a karşı alınan önlemler her bir kantonda farklılık gösteriyor. Cenevre'deki Unia Sendikası Bölge Sekreteri Pelizzari ile İsviçre’de işçilerin ve sendikaların durumunu konuştuk.

07 Nisan 2020 13:26
Paylaş

Müslime KARABATAK
Cenevre

İsviçre’de koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle her bir kantonda ve işyerinde alınan önlemler farklılık gösteriyor. Ancak her kantondaki inşaat alanları virüsün yayılma hızını artıran işyerlerinin başında geliyor. Pek çok işyerinde güvenlik önlemlerinin alınması için mücadele veren, şantiyelerin kapatılması gerektiğini savunan Cenevre'deki Unia Sendikası Bölge Sekreteri Alessandro Pelizzari ile İsviçre’de işçilerin ve sendikaların durumunu konuştuk.

İsviçre’deki iş yerlerinde yeterli önlem alınmadığını söyleyen Pelizzari, sendika merkezlerinin büyük bölümünün de , yapısal zayıflıkları ve ideolojik dağınıklıkları nedeniyle, sağlık ve ekonomik krizi karşılaşmaya yeterince hazır olmadıklarının görüldüğüne dikkat çekti.  

Pelizzari, “Hükümetin krizin bedelini şimdiden işçilere ödetmeyi denediği bir durumla karşı karşıyayız. Bu nedenle sendikaların işçilerin sağlıkları ve gelirleri konusunda toplu olarak örgütlemeleri esastır” dedi.

ZORUNLU OLMAYAN FAALİYETLERİN DURDURULMASI GEREKİYOR

Unia, İsviçre’nin en büyük sendikalarından biri. On binlerce üyesi var.

Sendika olarak virüsün yayılma yerleri olan inşaat alanlarını kapatmak için mücadele ettiklerini söyleyen Alessandro Pelizzari, Cenevre ve Ticino kantonlarında şantiyelerin kapatılmasını sağladıklarını söylüyor.

Başkaca işyerleri için de çalışmalar yaptıklarını anlatan Pelizzari, “Örneğin Cenevre’de saat üreten iş yerleri kapalı. Toplumu koruyabilmek için zorunlu olmayan faaliyetlerin durdurulması gereklidir. Bugün çok düşük ücret veren ve ağır çalışma koşullarına sahip işyerleri var. Kadınların çalışma alanı olan temizlik işi gibi. Buralarda da güvenlik önlemlerinin az uygulandığını not etmeliyiz” diyor.

MASKE TALEBİYLE İŞ BIRAKTILAR

İsviçre’nin en büyük gıda dağıtıcısı olan Migros’ta personelin maske takması için iş bıraktıklarını anlatan Pelizzari, bu iş bırakmanın kazanımla sonuçlandığını belirterek, ülkedeki durum hakkında şu bilgileri veriyor:

“İsviçre’de kısmi bir işsizlik var. İnsanların evde kaldıkları ve kısmen işsizlik fonu tarafından finanse edildiği bir sistem var. Sadece Cenevre’de iki hafta içinde kısmi işsizler arasına giren 130 bin kişi var. Bu Cenevre gibi çok küçük bir bölge için büyük bir rakam. İlk sorun kısmi işsizliğin gelirin sadece yüzde 80’ini kapsaması. Yani düşük gelirliler için hemen bir satın alma gücü eksikliği oluşur. Ancak teknik işsizlik ve kısmi işsizlik kapsamına girmeyen çok sayıda güvencesiz durum var. Yardımcı işçiler, çağrı üzerine çalışanlar, saat ücretiyle çalışan işçiler, kuryeler, serbest meslek sahipleri… Tüm bu insanların sosyal güvencesi yok ve hiçbir gelirleri olmadan evde kalıyorlar. Burada biz hükümete karşı; sadece işletmelerin değil aynı zamanda daha güvencesiz olanların da desteklenmesi mücadelesini veriyoruz.”

SENDİKALARIN MÜCADELE ETMESİ GEREKİYOR

“Sendikaların kolektif olarak yapması gereken şey bellidir: Mücadele! Çünkü, hükümetin krizin bedelini şimdiden işçilere ödetmeyi denediği bir durumla karşı karşıyayız. Bu nedenle sendikaların işçilerin sağlıkları ve gelirleri konusunda toplu olarak örgütlemeleri esastır. Biz, Cenevre’de, Vaud (Lozan) Kantonu’nda ve özellikle Ticino (İtalyan) kantonunda federal hükümetin sunduklarından çok daha fazlasını garanti eden haklar aldırtmayı başardık.

Bugün sendika merkezlerinin büyük bir bölümünün, yapısal zayıflıkları ve ideolojik dağınıklıkları nedeniyle, sağlık ve ekonomik krizi karşılaşmaya yeterince hazır olmadıklarını görüyoruz.”

DÜZENLEMELER BÜYÜK ŞİRKETLER ÜZERİNDEN YAPILIYOR

Alessandro Pelizzari kriz döneminin yeni düzenlemelerin de büyük şirketler yararına yapıldığına dikkat çekiyor:

“Patronların krizin bedelini işçilere ödetmek için yapacağı baskı, ‘teknolojik devrim’in hızlanmasına yol açacaktır. Benim için bu krizin bir dizi dinamikleri hızlandıracağı sürpriz değildir. Ben bir Marksist olarak, teknolojik devrimin kendisini kötü bir şey olarak görmeyen bir konumdayım. Sorun, bunu kimin kontrol edeceği, neye kanalize ettiği; yararlandığı ile ilgili.  Bir örnek vereyim; hükümet bütün restoranları kapattı. Evlere yemek dağıtmak için bir sistem oluşturmayı deniyor. Bir yandan restoranların kriz boyunca hayatta kalmalarını sağlamaya çalışıyor, Diğer yandan başta yaşlılar olmak üzere dışarı çıkamayan halkın da durumu gözetliyor. Bunun kendisi kötü bir fikir değil. Sorun bunu, Uber-eats veya Smood gibi tek amaçları işçilerin çalışma koşulları üzerinden kâr etmek olan büyük şirketlere vermiş olmasıdır. Cenevre’de İMADE diye Cenevre Kantonu tarafından kurulan ve yaşlı insanlara yemek sağlayan bir sistem zaten vardı. Bu halkçı ve demokratik sistemi geliştirmenin yerine, hükümet aşırı saldırgan ve faydacı bir sistemi geliştirmeyi tercih etti. Burada kullanılan teknoloji aynıdır ama tabii ki bunların arasında politika farkı vardır.”

İSVİÇRE’DE DURUM NE?

İsviçre Federal Konseyi 16 Mart günü olağanüstü durum ilan etti ve ülkede koronavirüsün yayılmasına karşı koordineli önlemlerin alınmasını sağlamak için kantonların yetkilerini kısıtladı. Ancak İsviçre sokağa çıkma yasağı getirmedi. Restoranları, kafeleri ve eğlence merkezlerini müzeleri, spor merkezlerini, yüzme havuzlarını ve kayak merkezlerini 19 Nisan’a kadar kapatma kararı aldı.

Hükümet ayrıca kamusal alanda beşten fazla kişinin toplanmasını yasaklayıp insanların birbirinden en az iki metre mesafede durmaları gerektiği kararını açıkladı. Bu kuralın ihlali kişi başı 100 frank.

ÖNCEKİ HABER

Katliam ve cinayetlerde yakınlarını kaybedenler affa tepkili: Böyle adalet olmaz!

SONRAKİ HABER

Dr. Mehmet Ulusoy Kovid-19 nedeniyle yaşamını yitirdi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa