İTO Yönetim Kurulu Üyesi Fatih Sürenkök: Sağlıkçıların en önemli sorunu barınma
İTO Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Fatih Sürenkök, bilinen 147 sağlık emekçisinde virüs tespit edildiğini söyleyerek, şu anda sağlık çalışanları için en önemli sorunun barınma olduğuna dikkat çekti.
Eda AKTAŞ
İzmir
İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Fatih Sürenkök, İzmir’de koronavirüs salgını ve sağlık emekçilerinin durumunu Evrensel'e anlatarak bilinen 147 sağlık emekçisinde virüs tespiti olduğunu söyledi. Sürenkök, planlamada geç kalındığını belirterek şu anda sağlık çalışanları için en önemli sorunun barınma olduğuna dikkat çekti.
Kendilerine ulaşan sağlık çalışanı pozitif vaka sayısı hakkında Sürenkök şu bilgileri verdi:
“3 aile hekimi, 76 doktor, 35 hemşire, 15 personel, 6 tıbbi sekreter, 4 teknisyen, 5 Memur, 1 eczacı, 1 psikolog ve 1 güvenlik görevlisi olmak üzere toplam 147 vaka var. Bunlar, Tabip odasının kendi imkânlarıyla hastanelerdeki temsilcilerimiz ve SES üyelerinden gelen bilgilerden oluşturduğumuz rakamlardır. Biz eminiz ki bu rakam gerçek değil.”
Hastanelere ilişkin de bilgi veren Sürenkök, “Tepecik Hastanesinde 20'ye yakın hekim arkadaşımız var, Yeşilyurt'ta yine aynı şekilde, Göğüs Hastanesi'nde 7 ve şu anda en fazla olan bunlar. İki üniversite hastanesinde ise Dokuz Eylül Hastanesinde yatan sağlık çalışanı sayısı az olduğu bilgisi geldi, Ege Üniversitesinde de 10’a yakın hekim, hemşire arkadaşımızın olduğu bilgisi var. Verdiğim sayılar arasında en fazla asistan arkadaşları görüyoruz, özellikle acil serviste çalışan, enfeksiyon kliniklerinde çalışan asistan arkadaşlarımızın pozitif olması daha yüksek” diye konuştu.
EN ÖNEMLİ SIKINTI SAĞLIK ÇALIŞANLARININ BARINMA SORUNU
İlk haftalarda sağlık çalışanlarına testlerin yapılmadığını eve gönderildiğini ancak bu hafta itibariyle hastalarla iletişim kuran sağlık çalışanlarına testlerin yapıldığını söyleyen Sürenkök, şuan hasta ile temas eden sağlık çalışanlarının barınma sıkıntının en büyük sorun olduğunu dile getirdi. İzmir Valiliğinin Balçova Termal Oteli sağlık müdürlüğüne tahsis ettiğini aktaran Sürenkök, sağlık müdürlüğünde çalışanların yanı sıra asıl alanda hasta ile temas eden sağlık çalışanlarının otelde kalmasının önemli olduğu vurguladı. Termal otelin 204 odalı 408 yatak kapasiteli olduğunu söyleyen Sürenkök, “Özellikle o bölgeye yakın aile sağlığı merkezlerinin, Dokuz Eylül Hastanesi ile Yeşilyurt Hastanesindeki tüm arkadaşlara hizmete açmalı. Ayrıca İzmir Büyükşehir Belediyesi hastanelere sağlık çalışanları için ring otobüsler koydu. Yani oradaki otelin hastanelere uzak olması gibi bir şey de kalmadı” diye konuştu.
“BİZİM YENİ KEŞİFLERE İHTİYACIMIZ YOK, ÖRNEKLER VAR”
En önemli olayın önümüzdeki 2 hafta içerisinde olacağını söyleyen Sürenkök, “Çin'de sağlık çalışanları 8 saat, altlarına bez koyarak, tuvalet ihtiyacını gideremeden harap şekilde mesai bitirdiklerini biliyoruz. Çin bizden 3 ay önce bu krizi yaşadı ve yavaş yavaş atmaya başladı. Bizim yeni baştan, yeni şeyler keşfetmemize gerek yok” diyerek bunların yaşanacağının aylar öncesinden bilindiğini belirtti. Önceden hazırlıklar yapılması gerektiğinin altını çizen Sürenkök, “Hangi hastanenin hangi hastaları alacağı, kaç hasta alacağı, oradaki sağlık çalışanlarının olası bir problemde nerelerde lojistik yapılacağının, hepsinin planlanması lazımdı. Ama ne Türkiye genelinde Sağlık Bakanlığı bir planlama yaptı ne de İzmir'deki pandemi kurulu bir planlama yaptı” diyerek hala çıkan sorunlara karşı her gün yeni planların çıktığını söyledi.
“TOPLANTI İÇİN GEÇ BİLE KALMIŞTIK”
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kitle örgütleri ile yaptığı toplantıyı da değerlendiren Sürenkök, toplantıyı olumlu bulduğunu ancak çok geç kalınan bir toplantı olduğunu söyledi. Bilim Kurulunun Ocak ayının başında kurulduğunu hatırlatan Sürenkök, “Bir virüsün, pandeminin geleceğini biliyorduk. Alınacak tedbirler sadece Sağlık Bakanlığının görevi değil aynı şekilde yerel yönetimlerin de görevi. Tunç Soyer bu toplantıları ve organizasyonları yapmak ve ihtiyaçları temin etmek zorundaydı. İçişleri Bakanlığı yerel yönetimler bu işe karışmasın dese de bu şehri yerel yönetime emanettir. Bu şehirle ilgili gerekli olan özellikle yerel halkın sağlık hakkı ile ilgili sorumluluk yerel yönetimine aittir yasada da bu şekilde yer alır. Ben bu konuda biraz geri kaldığını düşünüyorum” dedi. Hem belediyeye hem de valiliğe İzmir Tabip Odası olarak fuar alanın (Kültür Park) sahra hastanesine dönüştürülmesi konusunda başvurular yaptıklarını dile getiren Sürenkök, belediyenin bu konuda adım atmayı düşündüğünü söyledi.
“PANDEMİ KURULUNDA ŞEFFAFLIK YOK”
İzmir pandemi kurulunda Halk Sağlığı profesörü ve tabip odası temsilcisinin olmamasını eleştiren Sürenkök, “Pandemi kurulu atanmış rektörlerden oluşuyor. Şu anda 4 milyon insanın sağlığını ilgilendiren bir konu var, pandemi kurulu şeffaflığını bile sağlayamıyor. Çünkü şeffaf bir şekilde bu kurulu izleyecek, fikrini söyleyecek bilim insanlarının orada varlığı yok. Bu kurulum benimle ilgili İzmir'de yaşayan insanlarla ilgili almış olduğu kararı bilmek ve siyasetin de bunlardan hangisinin uygulayıp hangisinin siyasetten uygulanmadığını öğrenmek istiyorum” diye konuştu.
İşyeri ve özellikle fabrikalarda çıkan vakaların tespitine ilişkin ise Sürenkök, işyeri hekimlerinin bu konuda ilçe ve il sağlık müdürlükleri ile ortak çalıştığını söyleyerek, “İşverenlerin işçilerin şikayetlerini önemsemeden ya da onları susturarak, gerektiğinde kendi güvenlik görevlilerini kullanarak zorla çalıştırdıkları haberlerini duyuyoruz. Bu durum insan hakkı açısından gerçekten kabul edilemez. İnsana kölelik dönemi çağrıştıran düşünceler ya da davranışlar” dedi.