Şehir hastaneleri koronavirüs salgınında ne aşamada? | Dr. Vedat Bulut değerlendirdi
Kapatılan hastanelere ihtiyaç var mı? Şehir hastaneleri koronavirüsle mücadelede ne durumda? Ankara Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Vedat Bulut değerlendirdi.
Birkan BULUT
Ankara
Salgına karşı mücadelede şehir hastanelerinin ve kapatılan hastanelerinin rolü sıkça gündeme geliyor. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca da şehir hastanelerindeki odaların yoğun bakım odasına çevrilebilecek biçim de yapıldığını açıkladı. Ankara'daki sendikalar, meslek örgütleri, siyasi partiler, baro ve derneklerin arasındaki bulunduğu 112 kurumun imzacı olduğu Hastanemi Aç Platformu ise şehir hastanesi için kapanan hastanelerin acilen açılmasını talep ediyor.
Konuya ilişkin sorularımızı yanıtlayan Ankara Tabip Odası Başkanı Vedat Bulut, Sağlık Bakanın açıkladığı odaların havaladırmasının yetersiz olduğunu ve esas olarak solunum cihazı ve sağlık personelinin önemli olduğunu söyledi.
Şehir Hastanesi yapılacağı için kapatılan Ankara'daki Zekai Tahir Burak Hastanesi'nin salgının ilk günlerinden itibaren büyük yararı olduğuna dikkat çeken Bulut, cihazların da hazırda bulunduğu kapatılan hastanelerin yaklaşık 15 günde salgın hastanesine dönüştürülebileceğini anlattı.
Salgına karşı mücadelede şehir hastanelerinin rolü ne oldu?
Ankara Şehir Hastanesi 3 bin 700 yatak kapasiteli bir hastane. Ankara'da en çok Covid-19 vakaları şehir hastanesinde bulunuyor. Zekai Tahir Burak Hastanesi'nde 400'e yakın, Ankara Şehir Hastanesi'nde ise 400-500 üzerinde vaka tedavi görüyor. Mega pojelerin salgın hastalıklarda büyük bir risk oluşturduğunu biliyoruz. Çünkü Covid-19 hastalarını oraya götürdüğümüzde diğer kulelerde bulunanlar da, başka kronik hastalar, ameliyatı olanlar da Covid riskiyle karşı karşıyalar. Koronavirüs ölümlerinde biliyoruz ki; ölümler koronavirüs enfeksiyonundan ziyade daha çok önceki enfeksiyonun üzerine binmesinden kaynaklanıyor.
ORTA ÖLÇEKLİ HASTANELER DAHA YARARLI'
Biz bu yüzden Hastanemi Kapatma Platformu'nu, Hastanemi Aç Platformu'na dönüştürdük. Çünkü Ankara'da 6 hastanemiz kapatıldı ve bunlar modüler yapıda, 600 civarında yatakları olan orta ölçekli hastanelerdi. Bu da bize şunu gösteriyor; modüler hastaneler salgına karşı mücadedelede çok daha yararlı. Bildiğiniz gibi Sağlık Bakanlığı Zekai Tahir Burak Hastanesi Kadın Doğum hastanesini tekrar açarak karantina hastanesine çevirdi ve koronavirüsle mücadelede önemli bir merkez haline geldi. Numune ve Yüksek İhtisas Hastaneleri'nin de bu şekilde yapılandırılarak Covid hastaneleri yapılabilir. Böylece diğer hastaneler, diğer kronik hastalıklarla uğraşabilir. Bu batıda da uygulanan bir sistemdir. Salgın hastalıktan korunmuş yapılar salgınla mücadelede son derece önemlidir. Aksi takdirde tüm hastaneler Covid bulaşını artıracaktır. Tüm hastaneler Covid vakalarını kabul ederse hastane enfeksiyonu dediğimiz enfeksiyonlar yayılacaktır.
Şehir hastanesinin kapalı ortamları var. Asistan odaları, doktor odaları hatta polikliniklerin pencereleri ve havalardırmaları yeterli değildir. Buralarda enfeksiyonlar daha çok olacaktır. Modüler, yani eski orta ölçekli hastaneler çok daha yararlı olacaktır.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, şehir hastanesi odalarının yoğun bakım odasına çevrilebilecek biçimde tasarlandığını söylemişti. Odaların böyle bir imkanı var mı?
Bir kere ventilasyon cihazı olmaksızın Covid ile mücadelede yoğun bakım yatağından bahsetmenin ya da tek kişilik odaları yoğun bakım yatağına çevirmenin bir anlamı yoktur. Önemli olan kaç ventilasyon cihazı sahibi olduğunuzdur. Yani solunum desteğini kaç kişiye verebileceksiniz? Hatırlarsanız İtalya ve İspanya'da kaybedilen vakalar solunum cihazı bulunmadığı için kaybedildi. Bu yüzden yaşlı nüfuslarını feda etmek zorunda kaldılar. Türkiye'nin de böyle bir durumla karşılaşmaması için solunum cihazlarının hızla artırılması lazım.
Sağlık Bakanlığının atladığı başka bir sorun daha var. Tabi danışmanlarından kaynaklanan bir hata, insan kaynakları unutulmuş. Yani sağlık emekçilerinden hiç bahsedilmiyor. Eğer siz 10 yatağın başına, bir asistan, bir öğretim üyesi, iki hemşire verebiliyorsanız burası yoğun bakım ünitesi olmaz. Almanya örneğini vereyim; bir ya da iki yatak başına bir hemşire görevlendirilir ve 4'ten fazla uzmanlık öğrencileri vardır. En az 2 ile 4 öğretim üyesi çalışır. Türkiye'de her bağımsız odanın yoğun bakım ünitesine çevrilmesinin manası yok. Çünkü hepsinin başına hemşire dikecek durumunuz yok.
Türkiye'de 25 bin tane erişkin yoğun bakım yatağı var. Bunun 5 bini birinci basamak, yaklaşık 10 bini ikinci basamak ve geri kalan 10 bini üçüncü basamaktadır. Bu bize şunu ifade ediyor; 10 bin civarında solunum cihazı var. Bunların kaçı çalışır durumda kimse bilmiyor. Sağlık Bakanlığı da bilmiyor. Görüştüğümüz milletvekilleri bunu Meclis'te soru önergesi olarak da verecekti. Türkiye'de ventilasyon cihazlarınından kaçı çalışılabilir durumda?
İSPANYA VE İTALYA'DAN İYİYİZ AMA İSTANBUL FARKLI DEĞİL
Peki yeniden açılan Zekai Tahir Burak Hastanesi'nin ne gibi sonuçları oldu, diğer 5 hastanenin açılması salgınla mücadelede ne gibi avantajlar sağlar?
Bu hastanelerde sadece Kovid-19 hastalarını kabul ederseniz diğer hastanelere bulaşı önlersiniz. Modüler yapıdan kast ettiğimiz budur; bağımsız hastanelerde salgını göğüslemek önemlidir. Hatırlarsanız İran'da salgın patlayınca sahra hastanelerine ihtiyaç duydular. Şişirilmiş çadır sistemiyle sahra hastaneleri kurdular. Türkiye'de buna gerek yok, zaten kapattığınız binalar var. Şimdi Atatürk Havalimanı çözümü de böyle geldi. Havalimanı olduğu için lojistik destek de çok mümkün oraya. Değişik cihazları kolayca nakledebilecekler. Çünkü İstanbul'da çok ağır seyrediyor. Türkiye geneli olarak İspanya ve İtalya'dan iyiyiz ama İstanbul'un durumu çok farklı oranlar olarak değil.
Numune ve Yüksek İhtisas gibi hastanelerde zaten koğuş sistemi var. Ekipmanlara ilişkin daha önce yapılan analizlere bakıldığında cihazlar orada duruyor. Hastanenin daha önce kullandığı radyolojik cihazlar, görüntüleme cihazları, yataklar orada duruyor. Buralar Kovid-19 bakım üniteleri olarak hizmet verebilir ve yaz aylarına kadar krizin çözümün de önemli bri rol oynar.
'TOPLU YAŞAM ALANLARI SALGINI KARŞILAYAMAYACAK'
Peki bugün karar alınsa kapatılan hastanelerin kullanıma açılması ne kadar sürer?
Hızlı çalışılırsa 10-15 günde hazırlanabilir. Atatürk Havalimanındaki hastaneden daha hızlı olur çünkü Atatürk Havalimanına yeni ekipmanlar, cihazlar götüreceksiniz ama burada zaten bu sistemler var. Bu sistemlerin yeniden harekete geçirilmesi iyi bir ekip ile 15 güne halledilebilir.
Bunun dışında dikkat çekmek istediğiniz bir husus var mı?
Bugün Türkiye'de en temel sorun toplu yaşam alanlarında salgını karşılayamayacak olmasıdır. Birincisi yaşlı bakım evleridir; çünkü bu insanlar risk grubudur.
İkincisi çocuk esirgeme kurumlarıdır; çocuklarda ölüm oranları binde 5 kadar az olsa da bulaş ve ölümler söz konusudur.
Üçüncüsü de cezaevleridir; şu an cezaevlerinde yüzde 60 kapasite aşımı var ve yüzde 56'sı hükümlü bile değil tutukludur. Hükümlü de olsa insanların sağlığı önemlidir. Cinsel suçlar ve mafyanın salınmasından ziyade düşünce suçluları ve siyasilerin salıverilmesiyle cezaevleri rahatlatılmalıdır. (EVRENSEL WEBTV)