11 Nisan 2020 10:30

Adana F Tipi Kapalı Cezaevinde işkence iddiası

Adana Barosu Cezaevi İzleme Komisyonu, Adana F Tipi Kapalı Cezaevinde bulunan mahpuslarla görüştü. Mahpuslar gördükleri muameleyi avukatlara anlattı.

Fotoğraf: MA

Paylaş

Eylem NAZLIER
İstanbul

Adana Barosu Cezaevi İzleme Komisyonu, işkence iddiaları üzerine Adana F Tipi Kapalı Cezaevinde bulunan mahpuslarla görüştü.

Mahpus yakınlarının Adana Barosuna yaptıkları başvurunun üzerine Baro Cezaevi İzleme Komisyonu Başkanı Avukat Tugay Bek cezaevine ziyarette bulundu. Mahpus Fatih Özgür Aydın, Umut Gündüz Altun, Fikret Kara ve Sezai Demirtaş ile görüşen Av. Tugay Bek, “Mahpusların vücutlarında gözlemlediğimiz darp izleri, anlatımları doğrular niteliktedir” dedi. Bek, “İnfaz koruma memurları doğrudan doğruya cezalandırma kastı ile hareket edip işkenceye varan kötü muamelede bulunmuşlar. Müdahale sırasında memurlar tarafından da el kamerası ile çekim yapılmıştır. Tüm bu görüntü kayıtlarının cumhuriyet savcılığı tarafından incelenmesi ve sorumlu memurların cezalandırılması gerekmektedir” ifadelerini kullandı.

Cezaevinde koronavirüs tedbirlerinin ise göstermelik bir şekilde uygulandığını söyleyen Bek, “Mahpuslara verilen eldiven, maskelerde sınırlaması kabul edilebilir bir durum değildir. Dezenfektan malzemelerin mahpuslara ücretsiz olarak temin edilmesi gerekir. Mahpusların bağışıklık sistemini güçlendirmek için ek gıda yardımında bulunulması zaruridir” dedi.

MAHPUSLAR YAŞADIKLARI İŞKENCEYİ ANLATTI

Bek, mahpusların anlatımlarını şu sözlerle aktardı:

Mahpuslardan Fikret Kara, Grup Yorum üyesi Helin Bölek’in ölüm orucu sonucu yaşamını yitirmesi ve Mustafa Koçak’a yapılan kötü muameleyi protesto etmek için eylem yaptıklarını, memurlara yönelik bir mukavemet, saldırı veya eylemde bulunmadıklarını belirterek, “Bizi darbetmeleri için hiçbir neden yoktu. ‘Siz misiniz eylem yapan’ diye bizi cezalandırılmak istediler. Darp sırasında baş gardiyan, ‘Size devletin gücünü göstereceğiz’ diyordu. Cezaevinde infaz koruma memurları dönüşümlü olarak çalışıyor. 15 gün süre ile memurlar cezaevi dışına hiç çıkmıyor. Bizi darbeden memurlar ‘zaten psikolojimiz bozuk’ diyerek bundan sonrada benzer saldırıların devam edebileceğini söylüyorlar” dedi.

Umut Gündüz Altun ise, “Siyasi mahkumlar, çeşitli konularda kapılara vurarak protesto yapmaktalar. İnfaz koruma memurları kapılara vurmayalım diye bu tür durumlarda özellikle kolumuzu sakatlamaya çalışıyor. Bize yapılan işkenceye diğer odalarda kalanlar tepki gösterip oda kapılarına vurduğunda memurlar odalarına girip darp etmiş” ifadelerini kullandı.

Havalandırmaya ‘Helin Bölek ölümsüzdür’ yazdıkları ve gazetelerle havalandırmada ateş yakıp Grup Yorum türküsü söyledikleri için gardiyanlar tarafından işkence uğradıklarını söyleyen Fatih Özgür Aydın, “Ateşi söndürdükten sonra bizi yere yatırdılar. Bize saldırmaya başladılar. Ayak, el ve kollarımıza basıyorlardı. Yerde yatırıldığım esnada alnımı zemine vurdular” dedi.

68 yaşındaki mahpus Sezai Demirtaş ise yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: “Yüksek tansiyon, kalp ve KOAH hastasıyım. Oda arkadaşlarımın havalandırmada yaptığı protesto sırasında ben üst kattaki yatakhane bölümündeydim. İnfaz koruma memurları yatakhaneye çıkıp beni aşağı indirdiler. Aşağıda arkadaşlarımı yere yatırıp dövdüklerini gördüm. “İnsanlık onuru işkenceyi yenecek” diye slogan attım. “Hastasın ama slogan atıyorsun” diyerek karnıma tekme ile vurdular. Tansiyonum 21’e çıktığı için dil altı hapı verdiler.”

“4 GÜNDÜR AYNI MASKEYİ TAKIYORUM”

Mahpuslar cezaevi idaresinin koronavirüse karşı aldığı önlemleri şu şekilde sıraladı:

  • Odamızdan dışarı çıktığımızda eldiven maske veriyorlar. Ama “bunları atmayın” diye tembih ediyorlar. Bir ay içinde bana yalnızca iki defa eldiven maske verdiler. Eldivenleri yıkayıp tekrar kullanmak durumunda kalıyoruz.
  • Memurlar, aynı eldivenle, tüm odaları geziyor, yemek dağıtıyor, dışarıdan gelen eşyaları taşıyor, odaları gezip mahpusları telefona çıkartıyor. Bunca işin tek bir çift eldivenle yapılıyor olması salgının yayılmasına zemin hazırlamaktadır.
  • Şimdiye dek iki defa odamıza dezenfektan sıkıldı. Ancak göstermelik bir şekilde yapıldı. Toplam 10 saniye bile sürmedi. Üst kattaki yatakhane bölümüne hiç dezenfektan uygulanmadı.
  • İki defa çamaşır suyu ve sıvı deterjan verildi. Verilen çamaşır suyu bir çay bardağının yarısı kadardı. Kantinde 1 Litrelik su bazlı el dezenfektanı 35 TL ye satıyorlar. Ücretsiz dağıtılması gereken dezenfektanlar mahpuslara dışarıdan da pahalı fiyata satılıyor.
  • Koronavirüs tedbirleri kapsamından aile görüşü yapılamadığından telefon görüş hakkı haftada ikiye çıkartıldı. Görüş yasağı olanlar bir telefon görüş hakkından faydalanabiliyor.
  • 4 gündür aynı maskeyi kullanıyorum.
ÖNCEKİ HABER

Uşak’ta bir tekstil işçisi koronavirüs nedeniyle hayatını kaybetti

SONRAKİ HABER

İtalya'da koronavirüs salgını nedeniyle OHAL 3 Mayıs'a kadar uzatıldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa