CHP'li Emecan'dan sokağa çıkma yasağı skandalına tepki: Büyük bir yönetim zafiyeti
CHP Milletvekili Emine Gülizar Emecan, sokağa çıkma yasağı kararının uygulanış biçimine tepki göstererek, "Bu yaşanan büyük bir yönetim zafiyetidir. Büyük bir öngörüsüzlüktür" dedi.
Fotoğraf: DHA
Şerif KARATAŞ
İstanbul
Türkiye’de yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınına karşı hükümetin aldığı sokağa çıkma yasağını iki saat kala duyurulmasına tepki geldi. CHP İstanbul Milletvekili Emine Gülizar Emecan, “Bu yaşanan büyük bir yönetim zafiyetidir. Büyük bir öngörüsüzlüktür” dedi.
İçişleri Bakanlığı, dün 30 büyükşehir ve Zonguldak’ta 2 gün sokağa çıkmanın yasaklandığını duyurdu. Yasak kararı belediye başkanlarına dahi duyurulmadan yasaktan 2 saat önceden açıklandı. Hükümetin koronavirüs ile ilgili tedbirlerini ve sokağa çıkma yasağını CHP İstanbul Milletvekili Emine Gülizar Emecan ile konuştuk. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul için haftalardır sokağa çıkma yasağı için çağrı yaptığını belirten Emecan şunları söyledi: "Her toplantıda Sağlık Bakanı önlemleri daha sıkılaştırabiliriz benzeri cevaplar veriyordu. Böyle bir durumda sizi yönetenlerden ne beklersiniz? İhtimal dahilinde bir çalışma ve hazırlık yapıldığını öyle değil mi? Yasağın hangi boyutlarda olacağı, hangi kurumların açık kalacağı, insanların ihtiyaçlarına erişiminin nasıl sağlanacağı belirlenir, sonra toplum en azından bir gün önce bilgilendirilerek, psikolojik olarak da yasağa hazırlanırdı. Belki yine bir hareketlenme olurdu ama daha kolay kontrol altına alınırdı. Eğer doğruysa genelgesi önceden hazırlanmasına rağmen bırakın halkı, hiçbir kurumu, o şehirlerin belediye başkanlarını bile bilgilendirmeden, sanki hiç beklenmeyen bir şeymiş gibi yasak gece vakti açıklandı. Yaşananları hep birlikte gördük. Belli ki hiçbir ön hazırlık olmamış, kimseye danışılmamış, tek adam ve kurmayları kafa kafaya vermişler ve hafta sonu fırsatını değerlendirelim demişler. Soylu’nun açıklamaları da bunun bir kanıtı aslında. Bu yaşanan büyük bir yönetim zafiyetidir. Büyük bir öngörüsüzlüktür."
"GÜVEN SORUNU VAR"
“Sadece 2 gün yasak ile sanki bir deneme yapıyorlar, ama bu deneyin bedeli ağır olabilir” uyarısını yapan Emecan, “Toplumun bu tepkisinin bir sebebinin de ya yasak uzarsa endişesi olabileceğini düşünüyorum. Yine karşımıza yönetenlere karşı bir güven sorunu çıkıyor. Bilim Kurulundan dolayı toplumda krizin yönetimine biraz güven vardı ama bu hareketle o güveni de yerle bir ettiler” dedi. Hükümetin yaptığından ders alıp almayacağıyla ilgili Emecan, “Emin değilim, göreceğiz. Komik düşme pahasına bundan da bir başarı hikayesi çıkarmaya çalışabilirler. Bu toplum İstanbul seçimlerinde ‘Hiçbir şey olmadıysa bile kesinlikle bir şeyler oldu’ komedilerini gördüğü için alışkın artık.
SALGINA KARŞI YAYGIN TEST VE KARANTİNA
Salgınla mücadeledeki yüksek sayıda test, izolasyon ve karantinanın önemli olduğunu da hatırlatan Emecan, İstanbul’da genel karantinanın neden yapılmadığını da şu ifadelerle anlattı: “Ancak insanları evde tutmaya kalktıklarında çalışan kesimin, güvencesiz çalışanların, küçük esnafın, yoksulun ekonomik olarak da tüm ihtiyaçlarını karşılamaları gerekiyordu ve böyle bir kaynak yok. Çünkü paketten bile çıka çıka konut kredilerini kolaylaştırma ve uçak biletlerinde indirim çıktı. Yönetim kabiliyetlerindeki zayıflık ve ekonomik baskılara, yandaş şirketlerin baskılarını da eklemeliyiz. Bugün Türkiye’de salgının en yoğun yaşandığı İstanbul’da yüksek seviye karantina uygulamalarına bu baskı engeldir. Böyle bir planlamayı yapacak liyakatli kadrolara ve alt yapıya sahip değiller. Süreç, Bilim Kurulunun çabalarına rağmen doğru yönetilememektedir.”
Emecan, hükümetin tedbirleri yanlış yollarla yaptığına dikkat çekerek şunları söyledi: “Sahra hastaneleri için bile, altyapısı hazır ve 10 gün gibi bir sürede hızlı dönüştürülebilecek alan varken -örneğin Atatürk Havalimanı içindeki hangarlar, Yeşilköy fuar alanı, Yenikapı etkinlik alanı gibi- havalimanı alanı dışında bir arazide 45 gün sürecek ihalesiz bir inşaata başladılar. Akıl alır gibi değil, Cumhurbaşkanı alınacak önlemlerle ilgili yaptığı bir konuşmasında krizi fırsata çevirmekten bahsetmişti. Anadolu yakasında da Maltepe Etkinlik Alanı, Heybeliada Göğüs Hastalıklar Hastanesi gibi alanlar mevcutken, DHMİ arazisinde de acaba bir fırsat mı gördüler diye insan düşünmeden edemiyor. Cumhurbaşkanı’nın CHP’li belediyelerin yardım kampanyalarını engelleyip, salgın ortamını bir IBAN fırsatına dönüştürüp, sosyal devletmiş gibi görünerek vatandaştan zorunlu/gönüllü bağış istediğini de gördük maalesef.”
Hükümetin salgınla ilgili tedbirlerini anlatırken, sürekli dillendirdiği ‘birlik beraberlik vurgusu’ ile ilgili Emecan, “Koca bir yalan. 11 Mart’ta Türkiye’de ilk vaka görüldüğünden beri uzun süre vakalar ve ölüm sayıları şeffaf bir şekilde toplumla paylaşılmadı. Hâlâ da tam bir şeffaflıktan söz edemeyiz. Ama kendileri örneğin illere göre dağılımları bizden çok daha önce biliyorlardı. Örneğin ellerindeki bilgilerle İstanbul’dan giriş ve çıkışların diğer büyükşehirlerden çok daha önce engellenmesi gerekirdi” diye konuştu.
CHP olarak pandemi ile mücadele çalışmalarına 27 Ocak’ta başladık ve önerileri sürekli paylaştıklarını anlatan Emecan, “Muhalefetin önerileri salgının ülkemizde ilk görüldüğü günlerde dikkate alınmış olsaydı, Türk Tabipleri Birliği, Eczacılar Odası, sendikalar görmezden gelinmeseydi bugün çok daha farklı, daha az vaka ve ölümlü bir tablo görüyor olabilirdik. Muhalefet kesimleri ile hiçbir şekilde iş birliği yapmaya yanaşmamaları büyük bir zafiyet ama kutuplaşmadan beslenen bir iktidar var” ifadelerini kullandı.
"PANDEMİYİ FIRSAT GÖREN İKTİDAR OTORİTERLEŞMEYE ÇALIŞIYOR"
Türkiye’nin parlamenter sistemle değil tek adam rejimi ile yönetildiğini de hatırlatan Emine Gülizar Emecan, “Bakanlar, Erdoğan ne derse onu yapıyor ve gittikçe daha fazla otoriterleşen hak ve özgürlükleri daha fazla kısıtlamaya çalışan bir iktidar ile karşı karşıyayız. Bu süreçte bir yandan asıl dışarı çıkması gerekenlerin içerde kaldığı bir infaz yasasını çıkarmak gibi bir adaletsizliğin TBMM’den geçirilmeye çalışıldığını görüyoruz. Yine getirilmesi düşünülen bir torba kanunda WhatsApp ve benzeri sosyal medya alanlarının iktidarın denetimine, izlemesine tabii olacağı bir düzenlemenin getirilmeye çalışıldığını görüyoruz.” Muhalefetin, bir yandan pandemi sürecini fırsat bilip daha da otoriterleşmeye çalışan bir iktidar anlayışı ile mücadele ettiğini belirten Emecan, “Diğer yandan da bu süreçte ortam bulabildiği her alanda, halkımıza iktidarın bu süreçte emeğe, emekçiye, sağlık çalışanlarına, esnafa, kısaca salgından en çok etkilenebilecek tüm kesimlere yaklaşımındaki sahte gerçeklikleri anlatmak zorundadır ve bununla mücadelemiz yükselerek devam edecektir” dedi.