Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Pala: ‘İyi mi, kötü mü yönetiliyor’ tartışması bitti
Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Kayıhan Pala, insanların sokakta izdiham yaratmasına neden olan sokağa çıkma yasağı ile salgının iyi mi, kötü mü yönetildiği tartışmasının sona erdiğini ifade etti.
Fotoğraf: DHA
Vural NASUHBEYOĞLU
İstanbul
İçişleri Bakanlığı, koronavirüs tedbirleri kapsamında akşam saatlerinde aniden 31 ilde 2 günlük sokağa çıkma yasağı uygulanacağını duyurunca binlerce insan ihtiyaçlarını karşılamak için market ve fırınlara akın etti. Salgınla mücadelede günlerdir yapılan ‘Sosyal mesafenizi koruyun, izolasyon uygulayın’ uyarıları da yine yönetenlerin yanlış uygulamaları nedeniyle adeta boşa gitti.
Sokağa çıkma yasağının ardından yaşananların, iki aydır yapılan ‘Fiziksel mesafeyi koruyun’ uyarılarını tamamen ortadan kaldırdığına dikkat çeken Halk Sağlığı Uzmanı ve Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala, “Bu yaşananların ardından artık toplum ‘Bu salgın iyi yönetiliyor mu yönetilmiyor mu?’ tartışmasını bir kenara bırakacaktır” dedi.
2 günlük karantina uygulaması konusunda Bilim Kurulunun ne dediğini kamuoyunun bilmeye hakkı olduğunu ifade eden Prof. Dr. Kayıhan Pala “Bu hastalığın en uzun kuluçka süresi 14 gün olarak biliniyor. Dolayısıyla 2 günlük karantina ilanı hastalığın gidişatında sadece baskılanma etkisini azaltır ve yetersizdir” değerlendirmesinde bulundu.
SALGININ NASIL YÖNETİLDİĞİ TESCİLLENDİ
Böyle bir karar vaka ve ölü sayısını azaltılmasına dönük olarak alınacaktıysa bunun zamanlamasının ve toplumun ihtiyaçlarını karşılaması için olanak yaratılması gerektiğine vurgu yapan Pala “Saat 22.00 gibi açıklayıp 24.00’ten sonra 2 gün sokağa çıkmayacaksınız dediğinizde iki aydır dilimizde tüy bitecek şekilde yaptığımız ‘Fiziksel mesafeyi koruyun’ uyarılarımız tamamen ortadan kalkmış oldu. Bu yaşananın ardından herhalde toplum artık ‘Bu salgın iyi yönetiliyor mu yönetilmiyor mu?’ tartışmasını bir kenara bırakacaktır. Sanırım bu uygulamadan sonra herkes buna kendi yanıtını rahatlıkla vermiş olacaktır” ifadelerini kullandı.
‘Peki bu yaşananlar salgının seyrine nasıl etki eder?’ diye sorduğumuzda ise Pala, bunun salgının yayılmasını engelleme yaklaşımına taban tabana zıt bir tablo olduğunu belirterek “Bu kadar insanın sokağa çıkması ve temas etmesi salgının seyri açısından tabii ki olumsuzluk yaratacaktır. Ama ne kadar yaratır bunu önümüzdeki günlerde göreceğiz” diyerek bu tablonun salgının iyi yönetilemediği kadar toplumun da bu süreci ve neyle karşı karşıya olduğumuzu iyi algılayamadığını gösterdiğini söyledi.
‘SALGIN HASTANEDE DEĞİL SAHADA KAZANILIR’
Salgın yönetiminin 3 temel bileşeni olduğunu belirten Prof. Dr. Pala “1- hastalıkla ilgili olguları saptayıp, tedavi edeceksiniz. 2- hastalığın yayılmasını engelleyeceksiniz. 3- aldığınız kontrol önlemlerinin ne kadar etkili olduğunu izleyip, denetleyeceksiniz” dedi. Bir salgının hastanede değil sahada kazanılacağına işaret eden Pala “Bu salgının sahada kazanılması için sağlık sisteminizin bir aktif sürveyans sistemine sahip olması gerekirdi. Yani bir yurttaş sadece hastaneye başvurduğunda Kovid-19 hastası olarak kayıtlara geçmemeliydi, hastaneye başvurmayanlar içinde de hasta ya şüpheli vakaları bularak bunların sağlıklı insanlarla temas etmesini engelleyecek izolasyon önlemleri alarak hastalığın yayılması engellenebilirdi. Burada önümüzdeki en önemli iki araç aktif sürveyans (Vakalar kendileri başvurmadan da bulunabilmesi) ve filyasyon (Vaka ortaya çıktığında nereden bulaşı aldığını ve temas kurduklarını saptamak) uygulamasıydı. 1000 yataklı hastaneler yaparak salgınla mücadelede başarılı olamazsınız. Asıl başarının salgının hastalığın yayılmasını engellemekte üreteceğimiz işler olmalıdır. Bu anlamda da Türkiye geç kalmıştır” diye konuştu.