“Sokağa çıkma yasağı” izdihamını çeken fotoğrafçı gözaltına alındı
Adana’da bir fotoğraf sanatçısı, sokağa çıkma yasağı kararı sonrası sokakta oluşan izdihamı çektiği gerekçesiyle gözaltına alındı.
Fotoğraf, Fadime Aygün'ün arşivinden alınmıştır
Tugay BEK
Adana
İçişleri Bakanlığının, koranavirüs tedbirleri kapsamında iki gün süre ile sokağa çıkma yasağı uygulanacağını duyurması ile birlikte çok sayıda vatandaş marketlere ve fırınlara akın etti. Alışveriş yapanlar, izdihama neden oldu.
Adana’da da yasağın duyulması ile sokaklar birden hareketlendi. İnsanlar panikle bir ihtiyaçlarını almaya çalıştılar. Adana Seyhan ilçesinde fotoğraf sanatçısı ve eğitmeni Fadime Aygün fotoğraf çektiği gerekçesi ile bekçiler tarafından gözaltına alındı. İki saat kadar alıkonulup bırakılan fotoğrafçı Fadime Aygün’le yaşadıklarını konuştuk.
Öncelikle sizi tanıyalım Ne işle meşgulsünüz?
Akdeniz Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Fotoğraf bölümü mezunuyum. Yine aynı üniversiteden Güzel Sanatlar Enstitüsü Sanat ve Tasarım Bölümünde yüksek lisansımı tamamladım İşim mesleğim fotoğrafçılık. Fotoğraf çekerek ve eğitimini vererek hayatımı sürdürüyorum.
Cuma akşamı sokağa çıkma yasağının ilan edildiği saatte dışarda bulunma sebebiniz neydi?
Evdeydim saat 22:00 gibi dışardan bağrışma sesleri duyunca merak ettim. Dışarı çıkacağım esnada mesajlar gelmeye başladı sokağa çıkma yasağı geldi diye. Durumu anlayınca bu tarihi anı fotoğraflamak istedim fotoğraf makinamı da alıp sokağa çıktım. Fotoğraf çektiğim bakkal evime 30-40 metre uzaklıkta, zaten pijama ve terlikle çıkmıştım yola.
Tanık olduğunuz durumu anlatabilir misiniz?
Dün gece tam bir kaostu; fakat insanlar üzgün ya da korkmuş değildi. Garip bir sevinç ve neşe vardı; çıldırmış gibi alışveriş yapıyorlardı yapmayanlar alışveriş yapmaya çalışanları cep telefonlarıyla görüntülüyorlardı. Oldukça tuhaf bir durumdu.
Sizi kim gözaltına aldı?
İki bekçi beni durdurdu. Polis ekibini aradılar ekip gelene kadar oradan ayrılmama izin vermediler.
Nereye götürdüler Nasıl bir muamele gördünüz?
Beni polis otosu ile Bağlar Karakoluna götürdüler. Anlamsız bir muamele vardı, kötü davranmadılar. Böyle bir ortamda fotoğraf çekmemi çok anlamsız buldular ben de onlara bunun benim işim olduğunu anlatmaya çalıştım. 6 yıl bu işin akademik eğitimini almamın bana fotoğraf çekme hakkı vermediğini anlattılar. ‘Basın fotoğrafçısı olsaydın çekebilirdin’ vs. dediler. Tanık olduğumuz olay son derece ekstrem bir olaydı. İlgi duyulmayacak gibi değildi. İki saat kadar karakolda bekletildim. Yakınlarıma haber verilmedi. Gözaltına alınma ve salıverilme tutanağı tutulmadı. Bana herhangi bir belge imzalatılmadı. Adli muayeneye götürülmedim. Serbest bırakılmadan önce çektiğim fotoğraflar silindi. Bekçiler, bir şekilde o fotoğraflara geri ulaşır ve yayınlarsam 3 gün gözaltına alacaklarını söylediler.
Ben sadece tarihi bir ana tanıklık etmek istedim. 6 yıl akademik olarak fotoğraf eğitimi almamın bana 1 kare dahi fotoğraf çekme hakkı tanımadığını bir bekçiden duymak beni üzdü. Bekçilere de, ‘herkes cep telefonu ile çekiyor zaten, haydi onları, beni geçin bakkalın güvenlik kamerası kayıt alıyor neyin peşindesiniz’ demem gözaltına alınmamı engellemedi.
Göz altına alındığınızda ve karakolda salgın hastalık kapabileceğinizi düşündünüz mü? Bekçi ve polisler ne tür tedbirler almıştı?
Beş kişi bir polis aracına bindik. Hatırladığım kadarı ile sadece bir bekçide maske vardı. Ben karakoldayken kavgadan dolayı getirilenler oldu. Onlarda da maske yoktu. Salgından korunmak için ciddi bir önlem yoktu.
Maruz kaldığınız hak ihlalinin takipçisi olmayı düşünüyor musunuz?
Bunun hukuka aykırı olduğunu bilsem de takipçisi olmayı düşünmüyorum. Sadece fotoğraf çekmek, dümdüz yaşamak istiyorum.