Sezgin Tanrıkulu'ndan infaz düzenlemesi çağrısı: Kimseyi ölüme mahkum etmeyin
CHP'li Sezgin Tanrıkulu, Meclis Genel Kurulundaki infaz düzenlemesi görüşmelerinde "Bize düşen, pandemiye ve ölüme kimseyi mahkum etmemektir" dedi.
Fotoğraf: MA
AKP ve MHP'nin önerisiyle Meclise gelen ve siyasi tutukluları kapsam dışı bırakan infaz yasa teklifinin görüşmeleri sürüyor.
CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Genel Kurul görüşmeleri sırasında yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 2018 yılından itibaren af yasasına dair yapmış olduğu konuşmaları alt alta sıraladı, "Bize düşen, vicdanlı, adaletli, eşit, gerçekten de herkesi kapsayacak bir yasa çıkarmaktır burada ve pandemiye ve ölüme kimseyi mahkûm etmemektir" dedi.
Tanrıkulu, Erdoğan'ın açıklamalarını şu sözlerle hatırlattı:
- Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan 24 Mart 2018 tarihinde Güngören ilçe kongresinde şunları söylemiş: "Devlet husumet yeri olamaz, kendi insanına husumet duyamaz; her devletin geçmişinde vatandaşını affetmek vardır."
- Daha sonra, 12 Mayıs 2018 tarihinde yani seçimlerden önce Sayın Devlet Bahçeli, organize suç çetesi yöneticisi olmaktan yargılanan ve hükümlü olan iki hükümlüyle ilgili olarak şunları söylemiş: "Bu kardeşlerimizi taş duvarların ardında çürümeye terk etmek ne kadar adil ve adaletlidir.”
- Sonra, tam bir gün sonra, 13 Mayıs 2018 tarihinde Sayın Erdoğan İngiltere ziyareti öncesinde Atatürk Havalimanında yaptığı açıklamada, Sayın Devlet Bahçeli'nin bu konudaki sözlerine atfen aynen şunu söylemiş: "Bahçeli'nin bu talebi veya teklifi kendisine ait bir taleptir, tekliftir ama bizim şu anda Hükûmetimizle böyle bir düşüncemiz kesinlikle yok."
- Daha sonra 23 Mayıs 2018 tarihinde Sayın Devlet Bahçeli organize suç örgütü kurmaktan yargılanan hükümlüyü Kırıkkale Yüksek İhtisas Hastanesinde ziyaret etmiş sonra 9 Haziran 2018 tarihinde Sayın Erdoğan, Zeytinburnu gece mitinginde aynen şunları söylemiş: "Yani insana eğer yargı haklarında bir hüküm vermiş de içeriye girmişse onları affetme yetkisi bizde değil, bu bir. İki: Şu anda Parlamentonun böyle bir işlevi yok, bu da ortada. Biz kalkıp da bu işi oya tahvil etmek için bir af çıkarmayız."
- Sonra yine Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan 5 Eylül 2018 tarihinde Kırgızistan dönüşünde aynen şunları söylemiş: "İlke şu: Devlete karşı işlenenlerde devlet bu yetkiyi kullanabilir ama şahıslara karşı işlenen olduğunda orada, devletin böyle bir af yetkisi kesinlikle yoktur."
- Sonra 7 Eylül'de MHP'de MYK toplantısı yapılmış, afla ilgili konuşmalar ve tartışmalar gündeme gelmiş, sonra, Kırıkkale Yüksek İhtisas Hastanesi Başhekimi ve Sağlık Müdürü hakkında soruşturma açılmış, sahte rapor verdikleri için açılmış, Sayın Devlet Bahçeli'nin ziyaret ettiği şahsiyetle ilgili olarak. Sonra, 22 Eylül 2018 tarihinde Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı afla ilgili tekliflerini Parlamentoya sunmuş.
- Yine 23 Eylül 2018 tarihinde, sadece bir gün sonra Sayın Erdoğan: "Ancak bunu affedebilecek merci o şahısların, mazlum, mağdur insanların ta kendisidir" demiş ve yine devleti işaret etmiş.
"YAZI YAZAN, MUHALİF OLAN KAPSAM DIŞI"
Bütün bu konuşmalardan sonra, 24 Eylül günü MHP’nin teklifini sunduğunu anımsatan Tanrıkulu, 4 Aralık 2019 tarihinde de MHP’nin teklifini beklemeye aldığını ifade etti.
Bu güne kadar Erdoğan'ın söylediği tek söz olduğunu ve "Devlete karşı işlenmiş suçlarda yetki bize aittir ama onun dışında bize ait değil" dediğini söyleyen Tanrıkulu, “Şimdi, Türkiye'de terör suçları ile siyasal suçlular arasında bir ayrım var mı? Dolayısıyla şimdi düşüncesini ifade eden, yazı yazan ve herhangi bir biçimde muhalif olan insanlar cezaevlerinde yani Sayın Erdoğan'ın tarif ettiği biçimde devlete karşı suç işlemişler. Bu nedenle ya tutuklular ya da hükümlüler. Şimdi, Sayın Erdoğan'ın sözleri ortada, peki bu yasa teklifi bunun için bir şey içeriyor mu? Hayır. Peki, Sayın Erdoğan'ın bundan haberi var mı? Tabii ki var. O zaman bu sözleri nereye yazacağız, dediklerini, şimdiye kadar söylediklerini nereye yazacağız” dedi.
ADALET DEYİNCE ADALETSİLİK AKLA GELİYOR
Tanrıkulu şöyle devam etti:
“Bakın, elimde SODEV'in yaptığı araştırma var, siz de incelemişsiniz. ‘Adalet’ deyince yurttaşlarımızın tek aklına gelen adaletsizlik, bari burada yapmayalım, hele Grup Başkan Vekili olarak sizler yapmayın. Burada kendileri cevaplama imkânı olmayan ve mahkûm olmamış insanları bir kez daha buradan mahkûm etmek kimin vicdanına sığar değerli arkadaşlar? Bakın, ben hukukçuyum, avukatım; verdiğim kanun tekliflerinin ne olduğunu çok iyi bilirim, dolayısıyla hepsinin de arkasındayım, grubum da arkasındadır hepsinin, onaydan geçmiştir hepsi ama burada, bak, ben polemik yapmıyorum, nereden kaynaklandığını söylüyorum. Ben şimdi o isimleri söyleyebilirim burada; doğru değil, bunları yapmayalım; bunlar hiç kimseye, bu Parlamentonun vakarına da yakışmaz, doğru değildir. Bize düşen, vicdanlı, adaletli, eşit, gerçekten de herkesi kapsayacak bir yasa çıkarmaktır burada ve pandemiye ve ölüme kimseyi mahkûm etmemektir." (HABER MERKEZİ)