Sokağa çıkma yasağı sonrası Diyarbakır sokakları kalabalıktı
Hafta sonu uygulanan sokağa çıkma yasağının ardından bugün Diyarbakır'da sokaklar hareketliydi. Çalışmak zorunda olan vatandaşlar, kalabalık nedeniyle endişeli.
Fotoğraf: Fırat Topal/Evrensel
Fırat TOPAL
Diyarbakır
Yeni tip koranavirüs (Kovid-19) salgını tebdirleri kapsamında geçen cuma günü ilan edilen 48 saatlik sokağın çıkma yasağının ardından Diyarbakır’da sokaklar hareketlendi. Çalışmak zorunda olanlar ise kalabalığa karşı endişelerini dile getirdi.
KALABALIK SALGINA DAVETİYE ÇIKARIYOR
Sokağa çıkınca insanların parkları, meydanları doldurduğunu görüyoruz. Gencinden yaşlısına kalabalığa baktığınızda sanki salgın yokmuş ya da varmış da bitmiş sanırsınız. Kimisi alışverişe çıkmış, kimisi uzun banka kuyruklarında kimisi parkta akşam olmasını bekliyor.
Dağkapı Meydanı’nda içeri Sur’a ilerliyorum. Gazi Caddesi'ne girdiğimde iğne atsan yere düşmez tabiri caizse. Maske kullananlar kadar kullanmayanlar da var, fiziksel mesafe kuralı yok.
Sur’a araç girişleri yasaklanmıştı geçtiğimiz günlerde. Vatandaşlar ise ateşleri ölçülerek Sur’a alınıyor. Bu manzara, bu kalabalık yine de fazlasıyla salgına davetiye çıkarıyor. Alınan önlemlerin yetersizliğini de ortaya koyuyor. Sadece ateş ölçerek salgının üstesinden gelinemeyeceği noktasında hepimiz hemfikirken üstelik…
Sokakta işçisi, esnafından çok hava almaya çıkanlar var. Sur ilçesi, şehrin tarihi mekânlarına ev sahipliği yaptığı için insanlar buralarda daha çok zaman geçiriyor.
Bu insanların dışarıdan Sur’a, Sur’dan dışarıya hastalığı taşıması çok kolay görünüyor.
"ÇALIŞANLAR HASTALANMIYOR MU"
Esnaflardan Ali Kanat (34) ile sohbet ediyoruz. İşe gelmek zorunda olduğunu belirterek kalabalığın kendisini fazlasıyla endişelendirdiğini söylüyor.
Kanat, “ Mecburum ben çalışmaya belki bir iki parça satarım, eve ekmek götürürüm. Dükkânın kirasını ödemek zorundayım. Müşterilerden uzak duruyorum, dikkat ediyorum ama ne kadar? Dükkânın kirası, evin masrafı olmasa bir dakika durmam burada, korona bitene kadar evimde kalırım. Şimdi işe gelmesem, kirayı ödeyemezsem, evime çocuklarıma nasıl bakacağım? Tehlikeli, biliyoruz. Çalışmak zorundayız, ne yapalım” diyor.
Çekçek arabasıyla yük taşıyarak geçimini sağlayan Mehmet ise, "Korkuyoruz ama mecburum. Yük götürmesem para yok, ne yiyeceğiz? Bu gün çok kalabalık, dışarıda işi olan da olmayan da var. Bunun önlemini alsınlar ama bizi de düşünsünler. Çalışanlar hastalanmıyor mu“ diye sordu.
"BİZ ZATEN KORUNAMAYIZ Kİ"
Ardından parkta oturan Cahit Yılmaz sohbet ediyorum. Neden dışarı çıktığını söylüyorum kendisine. Yılmaz, "Canımız sıkıldı evde, çıkıp bir hava alalım dedik. Kalabalığa girmiyoruz” diyor.
Arkadaşı Emin, araya giriyor. "İki gün boyunca evdeydik. Yapacak bir şeyimiz de yok. Sokaktaki herkesin işi yok ki. Herkes gezmeye çıkmış. Hem biz genciz, bize bir şey olmaz” diyor.
Tekrar Cahit Yılmaz konuşmaya dahil oluyor: "Haklısınız ama ona bakarsan evimiz de kalabalık. 8 kişiyiz 2 oda var, yine tehlikeli aslında. Mecbur sokağa çıktık. Biz zaten korunamayız ki, bari temiz hava alalım. Ne yapsak boş.”