14 Nisan 2020 00:01

Siyasi sorumluluk Saray rejiminin tümüne ait

CHP İzmir Milletvekili Selin Sayek Böke ve HDP Batman Milletvekili Mehmet Rüştü Tiryaki ile pandemi sürecini, iktidarın ‘yönetim krizini’ ve Soylu'nun istifası sürecini Evrensel'e değerlendirdi.

Fotoğraf: DHA&AA

Paylaş

Şerif KARATAŞ
İstanbul

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu Kovid-19 pandemisi ile mücadele kapsamında aldığı kararlardan ötürü iktidar arasında en çok tartışılan isimlerden biri oldu. Belediyelere atanan kayyum, yerel yönetimlerin çalışmalarının engellenmesi gibi pek çok kararda Soylu’nun imzası var. Soylu’nun en büyük skandalı da 10 Nisan’da almış olduğu sokağa çıkma yasağı kararının işleyiş biçimine dair oldu. Binlerce insan bir anda marketlere akın etti ve günlerdir uygulanmaya çalışılan izolasyon ihlal edildi. Gelen eleştiriler sonucunda Soylu istifa etti. Ancak istifa kararı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından kabul edilmedi. Soylu görevine devam ediyor. Peki salgının başladığından itibaren alınan kararlarda İçişleri Bakanlığının ve Cumhurbaşkanlığının hiç mi sorumluluğu yok?  Yaşananlar bir ‘özür’ ile geçiştirilecek mi?

CHP Milletvekili Selin Sayek Böke doğru düzgün ilan edilmeyen yasaktan ötürü insanların hâlâ işe gitmek zorunda bırakılmasının hayati tehlike anlamına geldiğini ve bu durumun büyük bir siyasi sorumluluğu olduğunu söyledi. Böke ‘Kimsenin meseleyi kişisel özre indirme hakkı yok. Ortada bir siyasi sorumluluk var. O siyasi sorumluluk da iktidara ait, Saray rejiminin tümüne ait” dedi. HDP Milletvekili Mehmet Rüştü Tiryaki, yapılan yanlışlığı hatırlatarak, istifa ile ilgili yaşananlar için tek adam rejimini işaret eti.

CHP İzmir Milletvekili Selin Sayek Böke ve HDP Batman Milletvekili Mehmet Rüştü Tiryaki ile pandemi sürecini, iktidarın ‘yönetim krizini’ ve istifanın ne anlama geldiğini konuştuk.

"TEK ADAM REJİMİNİN ÇÖKÜŞÜ GÜN YÜZÜNE ÇIKTI"

CHP İzmir Milletvekili Selin Sayek Böke, “Tek adam rejiminin çöküşü bu krizle iyice gün yüzüne çıktı. Cuma gecesi ortaya çıkan skandal görüntüler salgın sürecinde bu çöküşün nasıl hayati hatalara dönüştüğünün ispatı. Hatanın tescili de Soylu’nun istifa açıklamasıydı. Hatanın reddedilecek tarafı zaten yok ancak bu hata bizzat siyasi sorumluları tarafından kabul edildi.  “Hatayı kabul ediyorum” deyip, sonrasında 2 saatlik bir gövde gösterisinde bulunması da unutulacak bir şey değil. Milyonlarca insanın yaşamı cuma gecesi bir kez daha tehlikeye atıldı” dedi. Yapılan büyük yanlışın, insanların hayati tehdit altında hâlâ işe gitmek zorunda bırakılmasının büyük bir siyasi sorumluluğu olduğuna vurgu yapan Böke, “Meseleyi kişisel özre indirme hakkı yok kimsenin. Ortada bir siyasi sorumluluk var. O siyasi sorumluluk da iktidara ait, Saray rejiminin tümüne ait. İnsanlar can derdinde, Saray rejimi ise iç siyasi güç oyunlarında. Yaşıyor olduğumuz halk sağlığı sorununun ve ekonomik krizinin yönetim yanlışlarının ortaya çıkarttığı tehditler Saray entrikalarıyla örtülemeyecek kadar büyük” diye konuştu.

"BİR KİŞİ KARAR VERİYOR VE TEK KİŞİ UYGULUYOR"

İstifanın tek taraflı bir müessese olduğunu belirten Böke, “İstifanın veriliş biçimi de onun sonrasında kabul edilmemiş olması da sonra hiç bunlar yaşanmamışcasına yola devam edilmesi de tek adam rejimini ve onun siyasi kültürünü bir kez daha gözler önüne serdi. Bir kişi karar veriyor ve tek kişi uyguluyor. Kimin ne zaman tek kararname ile gidip, kimin geleceğine de kimin istifa edebileceğine de yine o tek kişi karar veriyor. Demokrasinin bütün kurumları, kuralları ve gelenekleri ile ortadan kaldırılması ve tüm kurum ve kurallarının yerini tek kişinin alması bu rejimin kurucu unsurlarından birisi” diye konuştu. Böke, salgının başından beri yaşanan sorunların nedeninin “Bilimi değil, siyasi kaygıyı ön plana koyan tek adam rejimi” olduğuna dikkat çekerek, “Sağlık Bakanı Bilim Kurulu ile toplantı yapıyor, yaptığı toplantının kararlarını açıklayamayıp “Saray bilir” demesi de maskenin nasıl dağıtılacağına dair bir türlü doğru yolun bulunamamış olması da, önce sorumlu Cumhurbaşkanı’dır sonra “Sorumlu benim” denebilmesi de, istifa edilince hakikaten bu istifa mıdır diye soruların oluşması da hep aynı yerden besleniyor. Sorun tek adam rejimi” diye konuştu.

 

İktidar içi güç kavgalarından ziyade, tek adam rejiminin süreçte halka çıkardığı büyük faturaya odaklanılması gerektiğine vurgu yapan Böke, “Tek adam rejimi bütün Türkiye için büyük bir tehdit konumunda. Halkı değil, kendi iktidarını ve iktidarının dayandığı sınıfları ön plana çıkaran bu rejimin aşılması asıl meseledir” dedi.

"YURT DIŞINDAN GELENLER KARANTİNAYA ALINMADI"

Soylu’nun koronavirüsle mücadelede ‘Başarılı bulunduğu’ söylemine ilişkin de HDP Batman Milletvekili Mehmet Rüştü Tiryaki ile konuştuk.

Tiryaki “Koronavirüs salgını başladıktan sonra 300 bini aşkın insan yurt dışından geldi. Bunların bir kısmı umre ziyaretinden, bir kısmı Avrupa’dan ve dünyanın başka yerlerinden gelenlerdi. Bunlar serbest bir biçimde, Türkiye’nin her tarafına yayıldılar. Zaten bugün her kentte ve kasabada vakanın görülmesinin nedeni. Ayrıca yurt dışından gelenlerin karantina altına alınması da çok başarısız bir şekilde yönetildi. Öğrenci yurtlarının apar topar boşaltılması, öğrencilerin kapının önüne bırakılması, eşyalarını dahi doğru dürüst toplayamamaları, ardından hiçbir hazırlık yapılmadan, insani koşullar olmadan insanlar karantina altına alındı.”

KAYYUMLA SİYASİ RANT PEŞİNDELER

 Yerel yönetimlerin salgın dönemindeki işlevinin önemine değinen Tiryaki, vekili olduğu Batman’la birlikte 8 HDP’li belediyeye kayyum atandığını hatırlattı. Kayyum atanmasını vicdansızlık olarak tanımlayan Tiryaki, “İnsanlar yaşam savaşı verirken, İçişleri Bakanlığı, buradan siyasi rant elde etmeye çalıştı. Ve belediyelerimizi gasbetti” dedi. CHP’li belediyelerin yardımlarının engellenmesine ilişkin de Tiryaki, “Yardım toplama kanunu 1983 tarihli. Asıl amacı cemaatlerin, hayvan derisi gibi bağışları, herhangi bir yere bildirmeden bulunmadan önüne geçmekti. 12 Eylül askeri darbesinden sonra yapıldı. Aradan 40 yıl geçtikten sonra AKP, bu kanunun arkasına sığınarak devletin resmi kurumları arasında yer alan İstanbul, Ankara gibi büyükşehir belediye başkanlıkların yardım toplamalarını engelledi. Kamu kurumlarının zaten aldıkları yardımlar kuruşu kuruşuna belli. Kime harcadıkları da belli olacaktı” diye konuştu.

TEK ADAM REJİMİ ÖRNEĞİ

Tiryaki, iki saat kala duyurulan sokağa çıkma yasağıyla 30 büyükşehir ve Zonguldak’ta yaşananları işaret ederek, “Sağlık Bakanlığının, Bilim Kurulunun sınırlı önlemleri doğrultusunda 20 günde aldıkları önlemleri, iki saat kala sokağa çıkma yasağını açıklamasıyla bitirdi zaten. Yüz binlerce insan sokağa çıktı. O saatte kimde koronavirüs varsa yaydı. Virüs için altın vuruştu bunu açık söylemek gerekir” diye konuştu. Ortaya çıkan durumun tepkiyle karşılandığını belirten Tiryaki, “Bunun bir bedeli olmalıydı.  Soylu, sokağa çıkma yasağını ‘Cumhurbaşkanı emriyle yaptık’ dedi. Ve doğal olarak bütün oklar Cumhurbaşkanı’na döndü. Cumhurbaşkanı’nı rahatlamak için, İçişleri Bakanı istifa etti. Ama sonuçta tek adam rejimi, istifayı da ben öneririm, istifa edenin istifasını ben kabul etmem’ dedi. Ve tipik tek adam rejiminin örneğini gördük” ifadelerini kullandı.  

ÖNCEKİ HABER

Denizli'de AKP’li Belediyenin erzak dağıtımını derneklere yaptırdığı iddia edildi

SONRAKİ HABER

Success attainable in the anti-virus fight despite the government!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa