15 Nisan 2020 11:47

CHP’li Çakırözer: Tepkiler, akademik kıyıma yol açacak maddeyi geri çevirdi

CHP’li Utku Çakırözer AKP’nin YÖK Kanunu’nda, ‘terör’ propagandası gerekçe gösterilerek akademisyenlerin ihracının önünü açan düzenlemeden muhalefetin direnişi üzerine geri adım attığını açıkladı. 

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

YÖK Kanunu’nda akademisyenlerin özlük hakları, disiplin maddeleri, vakıf üniversitelerinin ekonomik durumlarına ilişkin tedbirler ile Milli Eğitim Temel Kanunu’da yapılan değişiklikle yaz döneminde telafi eğitimi yapılmasının önünü açan kanun teklifi TBMM’de kabul edildi. Genel Kurul görüşmelerine ise akademisyenleri görüşleri nedeniyle kamu görevinden çıkaracak disiplin maddesi ile ekonomik gerekçelerle vakıf üniversitelerine el konulmasının önünü açan maddeler damgasını vurdu. 

Kanundaki “kamu görevinden çıkarma” cezası kapsamına “terör propagandası” adı altında eklenmek istenen ve iktidar bloğu arasında da tartışmaya neden olan maddeye muhalefet büyük tepki gösterdi. Muhalefet ve kamuoyundan gelen tepkiler üzerine, akademisyenlerin düşünceleri nedeniyle üniversiteden atılmasına yol açılabilecek maddeden geri adım atıldı. 

“BARIŞ AKADEMİSYENLERİ DÖNMELİ”

‘Propaganda gerekçesiyle akademiden ihraç’ maddesine hem Komisyon hem de TBMM Genel Kurulunda yaptığı konuşmalarla karşı çıkan CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, “YÖK, milletin Meclisine yeni ihraçların önünü açacak madde getirmek yerine mevcut haksızlık ve adaletsizlikleri gidermelidir” dedi. 

Çakırözer “Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisine imza attıkları için KHK ile ihraç edilen, cübbeleri yerlerde sürüklenen, pasaportlarına el konulan akademisyenlerin üniversitelere dönüşünün sağlanmasını istedi. Anayasa Mahkemesi kararına karşın binlerce akademisyenin mağdur edildiğini belirten Çakırözer, “Bir bildiriye imza attılar diye üniversitelerden yüzlerce hocamız ihraç edildi. Haksız hukuksuz yargılandılar. Hatta tutuklananlar oldu. Anayasa Mahkemesi tüm bunların hukuksuz olduğunu tespit etti. Şimdi yapılması gereken bu akademisyenlerin üniversitelerine dönüş yolunun açılmasıdır. Ayrıca, yine OHAL KHK'leri ile ihraç edilen ama mahkemelerin suçsuz bulduğu akademisyenlerimiz var. Onlara da bir mağduriyet daha yaşatılarak kendi üniversitelerine değil uzak üniversitelerde görevlendirilmeleri uygulamasından derhâl vazgeçilmelidir” dedi. 

“YOLSUZLUK VARSA NİYE SORUŞTURMA YOK”

Yasa teklifindeki vakıf üniversitelerine el koyma yetkisi de TBMM’de tartışma yarattı. Vakıf üniversitelerine çeki düzen verilmesinin gerekli olduğuna dikkat çeken Çakırözer, “Ama bu kanun bu amaçla mı geliyor, yoksa el konulan Şehir Üniversitesine kilit vurmak için mi getiriliyor şüphelerimiz var. Bakın AKP iktidarının en etkili bakanlarından olan Ömer Dinçer diyor ki ‘Şehir Üniversitesini iki yıl sonra geri devredeceklerdi. Şimdi kanunla kapatıyorlar. Kanunda adım adım Şehir Üniversitesine yapacaklarını anlatıyorlar’ Yine Ömer, ‘Mesele borç değil. Daha iki yıl önce Erdoğan ‘Oraya kayyım atayacağız’ diyordu. Yolsuzluk varsa soruşturma niye yok!’diyor. Ben de Meclis kürsüsünden soruyorum: Yolsuzluk varsa, usulsüzlük varsa YÖK nerede? Savcılar nerede? Niye soruşturma açılmıyor” diye konuştu. 

Şehir Üniversitesi’ne ve kurucu vakfına el konmasının siyasi olduğunu belirten Çakırözer, “Çok açık biçimde siyasi bir mesele. Ama siyasi mücadele uğruna bir akademi, bilim yuvası kapatılır mı?  Sorsam şu salonda bir çoğunuzun kendisi ya da çocukları o üniversitede eğitim görmüştür ya da görüyordur. Yolsuzluk, usulsüzlük varsa niye soruşturma açmıyorsunuz” dedi.

VATANDAŞIN VERGİSİYLE KİMLERİ KURTARMADINIZ Kİ!

Şehir Üniversetisine borçlarını ödemediği için el konmasına da tepki gösteren Çakırözer, “Deniyor ki: ‘Borcunu ödememiş.’ Bu Mecliste kaç tane kanun çıktı, kaç torba çıktı? Kimlere ne vergi afları ne ertelemeler çıktı? Kamu bankaları aracılığıyla yani vatandaşın vergisi ile kaç tane batık şirket kurtarıldı? Kaç tane anlı şanlı müteahhitlerin milyarlarca liralık vergi borcunu affederek halka ödettiniz. Telekom şirketlerinin tek kalemde 5 milyar liralık borçları silindi. Telekom’u sattığınız Hariri ailesinin  beş kuruş para ödemeden milyarlarca dolar kâr payı alarak çekip gitmesine göz yumdunuz! Şimdi, ama mesele Şehir Üniversitesi olunca ‘ödeyeceğiz’ demelerine rağmen kapılar yüzlerine kapanıyor, iki yıl önce planlanan kayyum gönderiliyor. Bir eğitim kurumu ölüme terk ediliyor. Bu yapılanlar yanlıştır” dedi. (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

Mahkeme Sur Belediyesi Eş Başkanının duruşmasını tarihinden önce görüp erteledi

SONRAKİ HABER

KESK'ten ekonomi paketine tepki: İşçiler sefalet ödeneğine mahkum ediliyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa