Yeni ekonomik pakette sendikal örgütlenme hakkı kısıtlandı
Patronlara ücretsiz izin kıyağını içeren ekonomik pakette, grev hakkını kısıtlayan maddeden geri adım atıldı ancak sendikal yetki tespitlerinin verilmesi ertelenerek örgütlenme hakkı durdurulmuş oldu.
Fotoğraf: Pixabay
Ahmet ERGİN
Avukat
Koronavirüs salgınına ilişkin ekonomik önlem paketi TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda kabul edildi. Komisyonda yapılan bir değişikle, toplu iş sözleşmesi yapılması, toplu iş uyuşmazlıklarının çözümü ile greve ilişkin süreçlerin üç ay süreyle durdurulması yerine, “yetki tespitlerinin verilmesi, toplu iş sözleşmelerinin yapılması, toplu iş uyuşmazlıklarının çözümü ile grev ve lokavta ilişkin sürelerin” üç ay süreyle uzatılması öngörüldü. Böylece işçilerin toplu iş sözleşmesi ve grev hakkına ilişkin hak kaybı engellenmek istenirken, örgütlenme hakkı ise en az 3 ay süreyle durdurulmuş oldu.
SENDİKAYA ÜYE OLACAK AMA YETKİ ALAMAYACAK
Komisyondaki değişiklik kimi sendikal çevreler ve hukukçular tarafından, Anayasal TİS ve grev hakkı ihlali sorununun çözülmesi olarak yorumlanmasına karşın, yetki tespitinin de eklenmesi önemli bir hakkın kullanılamaması anlamına gelecek.
Yetki tespitinin 3 ay ertelenmesine dair yasa değişikliğinin ne anlama geldiğini somut örneklerle anlatalım: Örneğin herhangi bir işyerinde işçiler sendikaya üye oldular ve gerekli çoğunluğu da sağladılar. Bakanlık işçilerin üye olduğu sendikaya, bu işçileri işyerinde temsil edebilmesi ve TİS yapabilmesi için 3 ay süreyle yetki vermeyecektir.
KADROYA GEÇENLER SÖZLEŞMEYE BAŞLAYAMAYACAK
İkinci örnekte ise yetkili sendikanın olduğu ve yürürlükteki TİS’in uygulandığı bir işyerinden olsun. Yasaya göre, TİS süresinin sona ermesine 120 gün veya daha az süre kaldığında yetki tespiti istenir ve yeni toplu sözleşme için süreç başlar. Yasa bu haliyle yürürlüğe girerse, TİS süresi dolmak üzere olan ve işyerlerinde yetki tespiti başvuruları 3 ay süreyle bekletilecek. Dolayısıyla düzenleme bu haliyle yasalaşırsa, KHK ile kadroya geçen ve 30 Haziran’da TİS süresi sona erecek işçiler başta olmak üzere, yüzbinlerce işçi, mevcut ücretleriyle aylarca çalışmaya devam etmek zorunda kalacaktır. Hatta yetkili sendika olmamasını fırsat bilen işveren, işyerindeki sendikal örgütlenmeyi zayıflatacak hamleler yapabilecektir.
Eğer hükümetin amacı, toplu sözleşme prosedürüne ilişkin süreler nedeniyle salgının yol açtığı/açacağı hak kayıplarını önlemekse, “yetki tespitlerinin verilmesi” ibaresinin yasa metninden çıkartılması gerekir. Aksi takdirde Anayasal sendika hakkı çiğnenmiş olacaktır.