15 Nisan 2020 22:15
/
Güncelleme: 17 Nisan 2020 05:29

Dr. Murat Özveri: İktidar tercihini sermayeyi korumaya dönük yapıyor

Patronlara ücretsiz izin kıyağı veren, işçilere fondan ayda sadece 1177 TL verilmesini reva gören yeni ekonomi paketini Evrensel Yazarı ve Çalışma Ekonomisi Doktoru Murat Özveri ile konuştuk.

Hasret Gültekin KOZAN
Kocaeli

Patronlara ücretli izne çıkarma kıyağı veren ve ücretsiz izne çıkarılan işçilere fondan ayda sadece 1177 TL verilmesine dair düzenlemenin de yer aldığı Yeni Ekonomik Tedbir Paketi komisyondan geçti. Paketi konuştuğumuz gazetemizin yazarı, Çalışma Ekonomisi Doktoru Murat Özveri, “Burada aslında tüm çaba, bu krizin bedelini sermayeye ödetmeden, olabildiğince işçilerin sırtına yıkarak krizden çıkmaya dönük bir arayış içerisinde olunması. İktidar bir tercih yapıyor. Bu tercihinde de 80 yıldır daha önceki iktidarlarda olduğu gibi, sermayeyi koruyor” dedi.

Patronlara ücretsiz izne çıkarma ve izne çıkarılan işçilere 3 ay boyunca bu süreçte İşsizlik Fonundan aylık sadece 1177 TL ödenmesine ilişkin bu düzenlemeyi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ücretsiz izin çok önemli bir konu. Bugüne kadar Türk iş hukukunda ücretsiz izin, ancak işçinin rızasıyla devreye giren bir kurumdu. İşverenin tek taraflı işçileri ücretsiz izne çıkarması iş sözleşmesinin sona erdirilmesi anlamına geliyordu. Bu durumda işçiler dilerlerse kıdem ihbar tazminatlarını, dilerlerse de feshin geçersizliği için geri dönüş davası açabiliyorlardı. Bunun bir mantığı da var, ücretsiz izin öyle bir kurum ki iş sözleşmesi askıya alınıyor, sona eren bir durum yok, işçi işsiz kalmıyor işi var ama çalışma yükümlülüğü yok. Çalışma yükümlülüğü olmadığı için de işverenin ücret ödeme borcu yok. Dolayısıyla işsiz ama geliri olmayan bir işsiz. Bu gelirin telafisi için de 1177 TL’yi yeterli görmüşler. Bu ücret karşısında 3 ay boyunca işçiler işsiz olarak da kabul edilmeyecekler işleri de olacak ancak çalışamayacaklar ve gelir elde edemeyecekler, işverenin de ücret ödeme yükümlülüğü ortadan kalkacak.

Daha vahimi, ‘1177 liraya ben razı değilim, bununla yaşayamam’ diyen işçinin haklı fesih olanağını da elinden alıyorlar. O kadar ilginç bir ifade var ki, ‘Ücretsiz izin süresince işçiler geçerli fesih hakkını kullanamaz’ diyorlar. İşçinin ‘geçerli nedenle feshi’ diye bir kavram bu teklifle hayatımıza giriyor. İşçiler iş sözleşmesini haklı bir nedenle sona erdirebilirler, işveren tarafından haksız ya da geçersiz feshe maruz kalabilirler ya da haklı bir neden olmaksızın işçinin kendisi haksız bir fesih yapabilir. İşçi açısından ‘geçersiz fesih’ diye bir şey yoktur. Bunu da terminolojiye sokmuş oldular. ‘Geçerli ya da geçersiz fesih’ diye bir şey yok. İş hukuku terminolojisine de aykırı bir şekilde, alelacele yapılan bir düzenlemeyle, 1177 liraya mahkum edilen işçinin ‘Ver benim tazminatımı, şansımı başka yerde arayacağım’ deme hakkı da elinden alınıyor. ‘Ücretsiz izin’ yasalara giriyor ve işçinin iradesini ortadan kaldırıyor.

Yarın her daralan, kendine göre zorda olduğunu düşünen işveren işçinin iradesini de yok sayarak ben ‘Ücretsiz izne’ çıkardım diyebilir. Ücretsiz izin aracılığıyla fesih yasağının da bir anlamı kalmıyor. İşveren tek taraflı olarak ücretsiz izne çıkardım diyerek bu sorunu çözüyor. İktidarın da işine yarıyor, bu dönemde işçi çıkarmayacak olan işverenler kısa çalışmaya başvurup yararlandıklarında ödemesi gerekenin çok altında 1177 lirayı herkese ödeyerek, kısa çalışmanın önünü de kapatarak, ekonomik yükü de işçilerin üstüne yıkarak süreci yönetebilme olanağını yakalamış olacak ama bedeli işçi ödeyecek.

Bu 3 aylık süre Cumhurbaşkanının onayıyla 6 aya da çıkarılabiliyor. Diyelim ki bu süreç 6 ay sürdü işçi açısından, sonrasında patronun sözleşmeyi feshetmesi gibi bir durum olabilir mi? İşçiler nelerle karşılaşabilir?

İşçiler bu ücretsiz izin döneminden sonra işlerine tekrar döndüklerinde kendi olağan çalışmalarına devam edecekler. Çünkü fesih hakları da yok, feshederlerse kıdem ve ihbar tazminatlarını yakma durumları var. Bunu yakmamak için ücretsiz izne tahammül edecekler, iş başı yapacaklar. Ama iş başı yaptılar, işveren kalkıp iki gün sonra iş sözleşmesini sona erdirebilir. Yine yargısal denetim başlayacak, işte o zaman tartışacağız. ‘Ben ücretsiz izin dahil her türlü yola başvurdum, işletmemi krizden kurtaramadım, işletmesel nedenlerle geçerli fesih yapıyorum’ diyen işverenin bu şekilde ücretsiz izne çıkartılması feshin son çaresi olması açısından işverenin yükümlülüklerini yerine getirdiği anlamına gelecek mi, gelmeyecek mi bunların hepsini ileride tartışacağız. Bu aşamada peşin yargı vermenin doğru olmadığını düşünüyorum. İş hukuku camiası tüm dikkatlerini, ücretsiz izne tahammül etmiş bir işçinin bir de 6 ay sonra işinden ve gelirinden yoksun bırakılacak şekilde iş hukukunu yorumlamaya, araçsallaştırmaya karşı şimdiden dikkatli ve açık net olmamız gerekir. Zaten çok sınırlı bir koruma var, işçinin işini ve gelirini korumamız gerekir.

Ücretli izin patronların ağızlarına dahi almadıkları bir tabir. Hadi bunu geçtik diyelim, kısa çalışma ödeneği yerine neden ücretsiz izin?

Kısa çalışma ödeneğinin işsizlik sigortasına maliyeti daha fazla. Burada aslında tüm çaba, bu krizin bedelini sermayeye ödetmeden, olabildiğince işçilerin sırtına yıkarak krizden çıkmaya dönük bir arayış içerisinde olunması. İktidar bir tercih yapıyor. Bu tercihinde de 80 yıldır daha önceki iktidarlarda olduğu gibi, sermayeyi koruyor. Aksine bir düşünce olmuş olsaydı, böyle bir olanak da vardı. Fabrikalar koronavirüs ile mücadele için çalışması zorunlu olan yerler dışında tamamen durdurulur, işçilerin gelir kaybı işsizlik sigortasından ödenir, işsizlik sigortasının bu yaşadığı finansman kaybı için de servet vergisi getirilerek nüfusun yüzde 20’lik kesiminden çalışanlara kaynak aktarılarak, bugüne kadar aktarılanın tersine çevrilerek yani, işçinin işini, sağlığını ve gelirini riske etmeden bu süreç yönetilebilirdi. Ama bunu yöneteceğim demen için de üst gelir gruplarına dokunmak gerekir, bu gruplara dokunmamak için böyle bir politika izleniyor.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Şireci Tekstil 2023’te vergi öncesi kârı 1.6 milyar TL ama 2023’te hiç vergi ödemedi. İşçilere teklifi yüzde 30 zam.

Karafiber 2023’te 6.6 milyar TL değerinde net satış geliri elde etti. Bu satışlardan “kâr etmediğini” öne sürerek vergi ödemedi.

Yalçın Kardeşler Halı 2023’te kendi beyanıyla 44.4 milyon TL vergiye esas kâr elde etti. İşçilere yüzde 34 zam dayatıyor.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
RTÜK Başkanı “Ülkemizde olumlu olaylar olmuyormuş gibi haber servis ediliyor” deyip ‘yandık’, ‘bittik’ haberleriyle karamsarlık aşılandığını savundu, ceza tehdidinde bulundu.

Evrensel'i Takip Et