17 Nisan 2020 00:31

Maskeler eczanede yatıyor, memleketçe kod bekliyoruz

"Hep birlikte memleketçe kod bekliyoruz! Kod gelecek; insanlar eczaneye gidecek, 10 gün için 5 tane maske alacak (En fazla 4 saatte bir değişimi önerilen), ben sisteme gireceğim..."

Fotoğraf: Semih Ersözler/DHA

Paylaş

Uzm. Ecz. Ayşegül BEKTAŞ
İstanbul

Maskemi takıyorum o gün... Zor geliyor. Etraf kararmış gibi, nefesim bana geri dönüyor. Ama sabretmek zorundayım. Şu an farkında değiller ama büyük bir salgın geliyor! Belki biyolojik bir silah! Birileri tek bomba atmadan intikam alıyor adeta tüm dünyadan. Ortam çok süre geçmeden rant savaşına dönüyor. Ben eczanemde devam ediyorum, nefes alamadan, yarı karanlık... Anlatmak için çırpınıyorum “ille de maske!” Alay eden de oluyor; bir işe yaramıyor bunlar... Çünkü bir gece önce izliyor televizyonlarda “Maskeye gerek yok” diyenleri.

Derken beklediğimiz oluyor. Salgın pandemik ilan ediliyor, yani dünya çapında bir alarm bu! “Hadi şimdi maskeleri takın” deniyor. Kuruşla aldığım maskeleri 4 liradan alıyorum, 5 liraya satıyorum. Alan da mağdur ben de! “Geçen ay 1 liraydı” diyor, nefesim bana geri dönüyor, susuyorum! Hiç ummadığım adamlar “Abla maske var, verelim mi” diyorlar! Yüz bin dolarlık makineler Türkiye’ye giriyor, satışı yapılıyor, herkes maske üretiyor! Kimse bilmiyor ama tüm bu zincirleme faaliyetleri!

Marketler, terziler, kuaförler maske satıyor. Bana zabıta geliyor “denetleme” diyor! Sonra bir gece ansızın “yasak” geliyor. Elimde önceye göre üç dört katına aldığım faturalı maskeler... Kulağımda işittiğim bir yığın “Fırsatçı eczacılar, para basan eczacılar...” Şimdi de eczanemde maskeler ama ihtiyacı olana veremiyorum! Yasak diyorum! “E devlet parayla almayacaksınız” dedi diyor: “Haklısın kardeşim ama şu an veremiyorum” diyorum.

Burada en büyük sıkıntı; 20-65 yaş arası sokakta olmak zorunda olan insanlar, telefonlarına bir kod gelmesini bekliyorlar. Bana devlet tarafından yüzlerce maske gönderiliyor; sisteme gireceksin diye! Kod gelen azınlık şanslılar için, maske yüzümde yine canla başla çalışıyorum. Sosyal mesafe, eczaneye mümkün olduğunca az insan alma, tüm önlemlerimiz ihlal ediliyor! Maskesi olmayan bana geliyor. “Verecektiniz...” Üstelik biliyor musunuz, benim hayati riskim eczaneme akın eden bu çaresiz insanlarla artarken bu işlemden hizmet bedeli bile alamıyorum! Yani gönüllü iş yapıyorum! Ve kendi işimi yapamıyor, temastan kaçamıyorum.

Kodlar mı? Birine geliyor, birine gelmiyor. Öylece işe gidip geliyorlar. Maskeler eczanede yatıyor. Hep birlikte memleketçe kod bekliyoruz! Kod gelecek; insanlar eczaneye gidecek, 10 gün için 5 tane maske alacak (En fazla 4 saatte bir değişimi önerilen), ben sisteme gireceğim... O sırada dakikalar geçecek ve o insan maskesiz yüzüme yüzüme nefes alıyor olacak... Almasa maskesini, dün gibi, şalına, yakasına sarılacak çaresiz! Güya “bedava” dağıtılan hayali maskeler eczanede bekliyor.

Günler geçiyor... Ha bu arada meslektaşlarım ölüyor bir bir... Aydınlık bir sürü yüz sönüyor. Kafalar karışık! 1 ay önce “Takmaya gerek yok” dedikleri için şimdi sıradalar, alamıyorlar, alsalar kullanamıyorlar... Yani velhasıl maske çok önemli konu! Birileri üretiyor, birileri ihale ile satın alıyor, dağıtıyor... Bana geliyor, satmayacaksın, emek verip anlatacaksın ve bedavaya vereceksin deniyor... İnsanlar hijyen koşullarından uzak, maskesini alabilmek için bekliyor da bekliyor... Kim kazanıyor bu işten bilmiyorum. Ama korona kazanıyor o kesin... Benim kaybetmek istemediğim tek şey ise “İnsan kalabilmek!” Git artık korona dünyadan! Maske taktırmak için bizleri süründürürken çok maskeler düşürdün! Gerçek yüzler göründü, hem de çok fena! Umarım görürler bu sefer...

Ben mi? Hâlâ maskemin ardında, nefesim kendime döne döne çabalıyorum ! İnsanlar için, insan kalabilmek için. Ve mutlaka bilim ile aydınlanacak bu karanlık “maske”li günler... Biliyor, sabrediyor ve umut ediyorum ...

ÖNCEKİ HABER

Çalışmak zorunda kalan yüzlerce işçi dip dibe!

SONRAKİ HABER

Sokağa çıkma yasağının faturası da işçiye kesildi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa