17 Nisan 2020 00:06

Koronavirüs salgını gazeteleri vurdu: Gazeteler basılıyor, satılamıyor

Koronavirüs yazılı basını da etkiledi. 11 Mart'tan beri gazetelerin tirajları yüzde 25 düştü. Gazeteciler ve meslek örgütleri acilen önlem alınması gerektiğini belirtiyor.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Gözde TÜZER
İstanbul

Koronavirüs salgını yazılı basını da vurdu. 11 Mart’ta ilk vakanın açıklanmasından bugüne gazete tirajları yüzde 25 oranında düştü. Bununla beraber reklam ve ilan gelirleri de ciddi oranda azaldı. Basın İlan Kurumu gazeteler için bir paket açıklamış olsa da, bu yeterli olmadı. Zaten ilan ve reklam kıskacında olan bağımsız gazeteler ise, maliyetine gazete basmaya başladı.

Hafta sonu sokağa çıkma yasağıyla beraber gazetelerin üzerindeki yük daha da arttı. Geçtiğimiz hafta sonu sokağa çıkma yasağı olsa da gazeteler basıldı ancak balyalar halinde geri dönüşüme gönderildi.

Basın meslek örgütleri bir an önce bu sorunun çözülmesi gerektiğini, devletin gazeteler için özel bir önlem alması gerektiğini söylüyor.

Evrensel, BirGün ve Cumhuriyet gazeteleri cumartesi ve pazar günü e-gazeteyi ücretsiz olarak okuyucularına sundu. Yeni Yaşam gazetesi ise virüsün başladığı günlerde e-gazete formatına geçmişti. Gazeteciler ve basın meslek örgütleri yazılı basın için derhal önlem alınması gerektiğini düşünüyor.

"BASILAMAYAN GAZETELER MÜCBİR SEBEP SAYILACAK"

Basın İlan Kurumu Genel Müdürlüğü Kontrol Hizmetleri Müdürlüğünden aldığımız bilgiye göre; hafta sonu basılamayan gazeteler mücbir sebep kapsamında değerlendirilecek. İlan ve reklam gelirleri ile ilgili ise; basılı gazeteler için ayrı, basılamayan gazeteler için ayrı çalışmalar yürütülecek. Yetkililer bu kararın “3 gün basılmayan gazeteler 4. gün ilan ve reklam gelirlerini kaybeder” maddesini kapsamayacağını, gazetelerin bu maddeye tabi olduklarını belirtti. 

TGC: BASKI VE DAĞITIM SORUNU ÇÖZÜLECEK

Bu süreçte İstanbul özelinde Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) 14 Nisan’da İstanbul Valisi Ali Yerlikaya’ya baskı ve dağıtım sorunlarının çözümü için yazılı bir başvuru yaptı. TGC başvuru sonrası “Sokağa çıkma yasağı günlerinde gazetelerin baskı ve dağıtım sorunu çözülecek” diyerek bir açıklama yayımladı. Ancak haberimiz hazırlanırken valilikten henüz bir açıklama gelmemişti.

TGS: DEVLET DESTEĞİ ARTIRILMALI

Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş bütün dünyanın pandemi nedeniyle zor günler geçirdiğini belirtiyor. Halkın doğru yönlendirilmesi ve doğru bilgi alabilmesi için medyaya büyük görevler düştüğünü belirten Durmuş “Gazetecilerin de matbaa çalışanlarının da korunması gerekiyor. Medya kuruluşları önlemler alsa da devlet desteği ile bu önlemler daha da arttırılmalı.” dedi.  

Gökhan Durmuş geçtiğimiz hafta sonu plansız gerçekleştirilen sokağa çıkma yasağı nedeniyle cumartesi günü on binlerce gazetenin çöp olduğunu, salgına karşı bu tarz önlemlerin alınabileceğini ama öncesinde bunun planlaması gerektiğini belirtti ve “Zaten gazeteler bir aydır ciddi bir tiraj kaybı yaşıyor ve önümüzdeki günlerde bu kayıp daha da artacak.” dedi.

TGS Genel Başkanı şöyle devam etti: “İlk olarak İçişleri Bakanlığının cumartesi ve pazar günkü gazetelerin okuyucuya ulaşmaması nedeniyle yaşadığı zararı karşılaması gerekiyor. İkinci olarak ise Basın İlan Kurumu resmi ilanları gazetelerin web sitelerine ekonomik bir kayıp olmayacak şekilde vererek basılı gazetelere yayınlanmama hakkı tanımalıdır. Ancak bunu işçi çıkarmama koşuluna bağlamalı ve hem çalışanları hem de medya kuruluşlarını korumalıdır.

Türkiye’de şartlar normale döndüğü zaman ise gazeteler yayın hayatına geri dönmelidir.”

YETKİLİLER GAZETELERİN GELECEĞİNİ DÜŞÜNMEK ZORUNDA

Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye Temsilcisi ve Bianet Medya Özgürlüğü Raportörü Erol Önderoğlu koronavirüs gibi tüm topluma yönelik tehditlerle ilgili tedbir alan bir devlet, günlük gazetelerin yayın şartlarını öngörmeyi unutuyorsa bunun demokratik sayılamayacağını aktardı. Türkiye’de tirajının çok ötesi bir düzeyde, ayrıcalıklı sermaye çevrelerince desteklenen gazeteler olduğu kadar; varlığını okurlarının bayiye gitmelerine bağlı sürdüren, sınırlı sermayeli yayınlar da bulunduğuna dikkat çeken Önderoğlu “Yetkililer, sokağa çıkma yasağına karar kılmadan önce, demokrasinin olmazsa olmazı bu gazetelerin geleceğini de düşünmek zorundadır.” dedi.

Önderoğlu şöyle devam etti: “Ancak normal şartlarda çoğu sindirilmeye çalışan bu gazetelerle medeni bir diyalog içine girmek de, bize kalırsa, demokratik yönetim anlayışını zorunlu kılıyor. Dileyelim ki, bir dahaki sokağa çıkma yasağı öncesi gazete yönetimleri zamanında bilgilendirilir ve geçen hafta sonu tanık olduğumuz kayıtsızlığı unutturur. Bunun bir sonraki adımı mutlaka, güç durumdaki yayın kuruluşlarına finansal desteği öngörmek olmalıdır.”

BASIN İŞ: GAZETELERİ DÜŞÜNMEDİLER

DİSK Basın İş Genel Başkanı Faruk Eren ise gazetelerin normalde de zor durumda olduğunu, iktidara biat etmeyen gazetelerin Basın İlan Kurumu aracılığıyla ekonomik baskı altına alındığını hatırlatarak “Bunun üzerine bir de Kovid-19 salgını nedeniyle tirajlar, reklam gelirleri düştü. Bunun bir nedeni de insanların bayilere gidip gazete almaktan çekinmesi elbette.” dedi.

9 Nisan’da yaptıkları açıklamayı da hatırlatan Eren “Buna önlem olarak iktidarın özellikle gazete kağıdında KDV oranının sıfırlanmasını istemiştik. Bu gazeteleri rahatlatan bir önlem olabilirdi. Ama iktidarın bunu yapacağını düşünmüyoruz.” diye konuştu.

Basın İş Başkanı şöyle devam etti: “Şimdi bir de sokağa çıkma yasağı felaketi yaşanıyor. Yapılması gerekiyor tabii ama hiçbir önlem alınmadan, alelacele, insanları paniğe sürükleyecek şekilde yaptılar. Hiçbir şey düşünmedikleri gibi gazeteleri de düşünmediler. Şimdi çok erken açıklandı. Umarım bununla ilgili bir önlem açıklarlar. Her şeyi yüzüne gözüne bulaştıran yönetimin bu konuda ciddi bir önlem alacağından da endişeliyim.”

"BASIN İLAN KURUMU GAZETELERİ DESTEKLEMELİ"

Gazetemiz Evrensel Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat ise salgın dönemi boyunca çok doğal olarak insanların büyük ölçüde evlerine çekildiğini, bu da, basılı gazetelerin bayide kalmalarına ve mali açıdan ciddi anlamda zarar etmelerine yol açtığını ancak dağıtım şirketi parasını aldığı için bu dönemde bile kâr yapabildiğini söyledi.

Sokağa çıkma günlerinde çıkan gazetelerin çok sınırlı okura ulaşabildiğini belirten Polat “Sokağa çıkma yasağı döneminde, okurlarımızın habere ulaşmakta zorluk yaşamaması için e-gazetemizi o günler için ücretsiz erişime açtık.” dedi.

Matbaa işçilerinin durumunun da konunun en hayati yanını oluşturduğunu aktaran Fatih Polat “Bizler evlere çekilmiş olarak gazete yapıyoruz ama matbaa çalışanları o gazeteler basıldığı sürece matbaadalar. Sadece matbaa işçilerinin sağlık riski dahi, basılı gazeteyi bu dönem ertelemek için yeter sebeptir kanımca.  Böylesi bir dönemde e-gazete herkese yeter.” diye konuştu.

Fatih Polat şöyle devam etti: “Basın İlan Kurumu (BİK) prosedürüne tabi olan gazeteler, kendi başlarına, salgın günlerinde gazete basmama kararı alamıyorlar, çünkü ilan hakları bakımından sıkıntı yaşayabileceklerini düşünüyorlar. BİK, kamuoyunu bilgilendirme işlevi gören gazeteleri desteklemek üzere kurulmuş bir kurum. Yasası böyle diyor. Halkın vergileri ile bütçesi oluşan BİK; bugün gazetelere ihtiyaç duyduğu desteği vermeyecek ise neden var?

Elbette bu kurum şu anda özerk bir yapıya sahip olmadığı için biraz da boşa konuşmuş oluyoruz.

Gazeteler, alternatif gelir modelleri oluşturamadığı sürece, bu sıkışmışlığa da mahkum kalıyorlar.”

"ZARARLARI DEVLETİN TANZİM ETMESİ GEREKİR"

BirGün gazetesi İmtiyaz Sahibi İbrahim Aydın sokağa çıkma yasağı nedeniyle geçen hafta bütün gazetelerin çöpe gittiğini söyledi. Aydın “Çok sınırlı yerlerde bazı belediyelere bıraktık biz. Ekmek dağıtırken gazete de dağıttılar. Ancak bu hafta sonu aynı sorunu yine yaşayacağız.” dedi.

Aydın basılı gazetelerin bir biçimde okurlara dağıtılması gerektiğini de aktardı. Yerel yönetimlerin dağıtım işini gerçekleştirebileceğini belirten İbrahim Aydın “Biz bu öneriyi götürüyoruz. Belirli belediyelere bunu söylüyor ama netleşmiş bir şey yok. Belirsizlik hâlâ devam ediyor.” dedi.

“Sokağa çıkma yasağı süresi içinde bütün zararların devlet tarafından tanzim edilmesi gerekiyor.” diyen Aydın bunun gazeteler için de geçerli olduğunu söyledi ve şöyle devam etti: “Bu süre içinde bazı gazetelerin basın ilan hakkı düştü, çok fazla ilan da yok. Dolayısıyla sadece ulusal gazeteler değil yerel gazeteler de zor durumda. Tüm basın zor durumda. Bir mücbir durum var ortada. Gazetenin çıkması okura ulaşması lazım. Bu zararları da devletin tanzim etmesi gerekir diye bir öneri var. Basın örgütleri de bunu dile getiriyor zaten.”

"GAZETELER EKMEK GİBİ SU GİBİ BİR İHTİYAÇ"

Cumhuriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya’nın verdiği bilgiler de dikkat çekici. “Cumhuriyet olarak hafta sonu yasağı gelmeden önce yaklaşık 4 okurumuzdan 1’i gazetesine ulaşamadı. Yasakla beraber bu 2 okurdan 1’e düştü. Bu, gazeteler için çok sarsıcı bir rakam” diyor Küçükkaya. Sokak yasağı almanın bir çözüm olduğunu ancak gazetelerin kamu görevi yaptığını, halkın gerçek bilgiye ulaşması için çalıştığını söyleyen Küçükkaya “Ekmek gibi, su gibi; vatandaşın ihtiyacı olan bir işi yapıyoruz.” dedi.

Aykut Küçükkaya, iktidarların üzerine düşen görevler olduğunu ve gazetelerin okuruna ulaşması için gerekli önlemlerin alınması, buna dair bir formül bulunması gerektiğini belirterek “Dağıtımcı şirketlerin, basın enformasyon genel müdürlüğüyle oturarak bu sorunu çözmesi gerekiyor.” diye konuştu.

“Biz Cumhuriyet olarak gazetemizi dağıtamadık, okura ulaştıramadık ve gazetelerin hepsi hurdaya gitti. Ama okurumuzu da bilgilendirmek istiyoruz. Yaptığımız gazetelerin PDF sayfalarını ücretsiz olarak sunduk.” diye devam eden Küçükkaya, Basın İlan Kurumuna da önemli görevler düştüğünü söyleyerek şöyle devam etti: “Basın İlan Kurumu gazeteleri destekleyen bir paketi devreye sokmak zorunda. İktidar da gazetelerin hafta sonu yasakları için 31 kentteki okurlara ulaşması için bir formülü bulmak zorunda. Gazeteler ekmek gibi su gibi bir ihtiyaç bize göre.”

"CİDDİ BİR DAYANIŞMA GEREKİYOR"

Yeni Yaşam gazetesi ise Türkiye’de virüs görülmesiyle beraber yazılı baskıyı durduran gazeteler arasında. Yeni Yaşam Editörü Zana Kaya bu durumu “Virüs yayılmaya başladıkça bunun medyaya etkisini olacağını öngörüyorduk. Ama risk güçlenince aynı mekanda çalışma imkanı çok kalmadı. Biz de yazılı baskı halini durdurmak zorunda kaldık.” diyerek anlattı.

Türkiye’de eleştirel gazetelerin sayısının çok az olduğunu söyleyen Kaya “Onlar da kıt kanaat kendilerini döndürmeye çalışıyordu. Virüs bu açıdan ayrı bir sıkıntı getirdi.” diye konuştu.  

Yayın organlarının kendilerini döndürme konusunda ciddi sıkıntılar yaşadığını aktaran Kaya, gelir kaynaklarının azaldığını, abonelik ve reklamlarla kendilerini döndürmeye çalıştıklarını söyleyerek “Tamamen internet üzerinden yayın yapıyoruz. Belli sayıda PDF sayfaları hazırlıyoruz ve okuyucuya sunuyoruz. Bu açıdan önümüzü öngörmek zor.” dedi.

“Türkiye’deki okuyucular da abonelik sistemine alışkın değil, maalesef yaygın da değil. Biz de halkın desteğiyle yayın sürmeye çalışıyoruz. Ama süre uzadıkça kendini döndürmek için seçenekler, alternatifler üretmemiz gerekir.” diyen Zana Kaya şöyle devam etti: “Halkın durumu da bu açıdan çok zor, geçim derdi eskisine oranla daha da zor. Abonelik, reklam, ilan gibi alanlarda da bir daralma var. Toplumun bilgilenme hakkı konusunda yeni bir durumla karşı karşıyayız. Burada çözümler üretilmesi lazım ama en önemlisi toplumsal dayanışmayla ayakta kalmak… Bunun biricik yolu bu. Toplumun da bu kanallara sahip çıkması gerekir. Ciddi bir dayanışma gerekiyor.”

ÖNCEKİ HABER

EMEP Ankara'da kovid-19 görülen fabrikaları açıkladı: Önlem alınmıyor

SONRAKİ HABER

Tüm Eczacı İşverenler Sendikası: Barkodla maske dağıtımı teması artırıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa