Genç bir inşaat işçisi: Sanki virüsün bulaşma ihtimalinden muafmışız gibi…
Hem üniversite sınavlarına hazırlanan, hem de inşaat işçiliği yapan İzmirli genç işçi: Sanki virüsün bulaşma ihtimalinden muafmışız gibi yasaktan muaf tutularak, çalışmaya devam ettik

Fotoğraf: Pixabay
Genç inşaat işçisi
Manisa
Ben Manisa’da bir şantiyede, kırım ekibinde çalışan gencim. Aynı zamanda üniversite sınavına hazırlanıyorum. Ders çalışamıyorum, dershanelerin kapanmasıyla birlikte büyük bir telaş kapladı içimi. ÖSYM, sınavın 25 Temmuz’a ertelendiğini açıkladı. Bu benim için olumsuz bir durum oldu. Dershanenin de kapanmasıyla bir yandan konuları yetiştirme telaşı diğer yandan okulların dershanelerin ne zaman açılacağı belirsizliği içerisinde sınavı bekliyoruz.
Sizlere çalıştığım iş yerinde koronavirüs salgını başladığından beri neler yaşıyoruz onu anlatmak istiyorum.
PAZAR TATİLİ DAHİ YAPAMIYORUZ
Çalıştığımız yer eski bir özel okul ve burası hasta bakımevine çevriliyor. Şantiyedeki odalarda kalıyoruz. Yaklaşık 40 kişi çalışıyor. Bu sayının çoğunluğunu benim gibi 20’li yaşlardaki gençler oluşturuyor. 20 yaş altına yasak geldi dediler, bizim durumumuz ne olacak diye düşünmemize gerek kalmadan çalışan gençler olarak sanki virüsün bulaşma ihtimalinden muafmışız gibi yasaktan muaf tutularak, çalışmaya devam ettik. Bizim yaptığımız iş şantiyenin en ağır işi denilebilir. Çünkü şantiyenin kırım yapan ekibiyiz. Biz kırım yapmadan, duvarcılar duvar yapamaz. Duvarcılar duvar yapamazsa boya olmaz diye sürekli sıkıştırılıyoruz ve pazar tatili dahi yapamıyoruz.
GÖSTERMELİK ÖNLEMLER ALINDI
Ben ve diğer işçilerin birçoğu İzmir’de yaşıyoruz. Salgın başladığı andan itibaren göstermelik olduğunu düşündüğümüz önlemler alındı. Kaldığımız odalar dezenfekte edildi ve maske verildi. Ancak o maskeleri neredeyse haftada bir değiştirmemiz beklendi. En büyük sorunlarımızdan biri ise duş yerleri. Derme çatma bir yere bir duş başlığı koyulmuş ve salgın olmasa da sağlıksız olan bu yerde duş almamız bekleniyor. Yemek molalarımız bir saat sürüyor ve anlaşmalı bir lokantadan gelen yemekleri, şantiyenin yemekhanesindeki masalarda üç dört kişi oturarak kendi çabamızla bir mesafe koyarak yiyoruz.
ÜCRETLİ İZİN OLMADAN NASIL KARANTİNAYA GİRELİM?
Haberleri izlediğimizde kendi aramızda konuşuyoruz. En çok garipsediğimiz durum devletin işçilere, ihtiyacı olan vatandaşlarına para vermesi gerekirken bizlerden para istemesi oldu. Herkes için ücretli izin verilmesini bekledik. Çünkü ücretli izin verilmeden biz nasıl karantinaya girebiliriz bilmiyoruz. Örneğin 28 Mart’ta valilik kente giriş çıkışları yasakladığı zaman haftalık tatilinde evlerine gitmek istedi kimi arkadaşlarımız ama patronumuz evine gidecek olursa bir daha gelmesin diyerek işten çıkarmakla tehdit etti. Yasaklarla beraber nasıl olsa eve gidemiyoruz diye haftalık tatillerimizde de çalışmaya devam ettik.
Evrensel'i Takip Et