20 Nisan 2020 00:45

Ford Otosan işçisinden 1 Mayıs çağrısı: Balkonlardan alkışlarla kutlayalım

Ford Otosan işçisinden sınıf kardeşlerine 1 Mayıs çağrısı: Aynı saatte tüm ülkede camlara, balkonlara çıkarak, alkışla, ıslıkla, evlerimizin camlarına afişler asarak 1 Mayıs’ı kutlayabiliriz.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Ford Otosan işçisi
Kocaeli

Günler geçiyor geçtikçe sanki her şey daha kötüye gidiyor. Televizyonda hükümet yetkilileri, kodamanlar, patronlar konuştukça, konuşuyor. Onlar konuştukça her şey daha kötü oluyor.

Bizim ülkemizde en değersiz şey ne diye düşünsek, insan hayatı olduğunu görürüz. Çünkü yasalar, patronlar, devlet hep uğraşarak gittikçe değersizleştiriyor hayatlarımızı. Öyle ki; hiçbirimiz işe dönmek istemiyoruz, korkuyoruz. Bir maske olayında dahi binbir türlü yol deneyip, bizleri nasıl maskeye muhtaç ettilerse, akşam açıkladıkları rakamlara da inanamıyoruz. Ne patrona, ne hükümete güvenimiz var, anlaşmış gibi hareket ediyorlar.

En başta “Avans veremeyiz” diyenler, ne hikmetse bir gün içinde avansları, ramazan parası ile yatıracaklarını söylüyor. Bu kararı 27 Nisan’da hattı kesin yürüteceklerinden emin olduktan sonra verdiklerini düşünüyoruz. Hükümet de icraat üzerine icraat yapıyor. Gazeteciyi tutukluyor, uyuşturucu kaçakçısı, çeteci, halk düşmanı kim varsa dışarı çıkarıyor. Bir gram işçiden yana olan yasanın kırıntısı bile kalmasın diye patronlara herkesi ücretsiz izne çıkarma hakkı tanıyor. Ücretsiz izne çıkardıklarına reva gördükleri 1177 lirayla kendileri geçinsin de görelim! Nasıl ki, işyerinde bir dedikodu yayılır, kamuoyu yoklanır önce, sonra olacaklar olur, çocuk istismarı konusunda da öyle bir yol izliyorlar.

ÖZVERİ HEP İŞÇİDEN İSTENİYOR

Patronlar desek almak ve kendi üretiminin derdinde. Herkes sırça köşkünden nutuk atıyor. Patron da hükümet de türlü hesap oyunları ile bizleri sürekli fakirleştirme, güvencesizleştirme derdinde. Patronlar ve bizi yönetenler; evde kalın çağrısını, iş çalışmaya gelince unutuyor. Hafta sonları sokağa çıkmak yasak, hafta içi serbest. Gerekçeleri piknik, mangal yapmamızmış! Pikniğe gitsek kaç kişiyle sosyal mesafeyi aşacağız, işe gitsek kaç kişiyle temasımız olur? Onlar evlerinde otursun, bizler onlara para kazandırmak için salgında bile çalışalım. Patron evde kalsın, bizler de fabrikada onlara para kazandıralım. Biz çalışmazsak para yok, olan da yasa ile minimuma indirilsin, açıklanan paketler zenginleri korusun. Bizlere terör olsa özverili olun, kriz olsa özverili olun, hatta küresel salgında bile özverili olun diyen zümre, iş kendilerine gelince özveride bulunmuyor.

SALGIN VAR DİYE FABRİKAYA GELMİYOR AMA…

En azından bu küresel salgında diğer ülkelerde olduğu gibi çalışmak zorunda kalanlara ek zam vermeyi düşünmüyorlar bile. Varsa yoksa kendi çıkarları. Ford küresel bir şirket ve bu ülkedeki en çok kazanan fabrikalardan ikincisi. Diğeri de TÜPRAŞ. İkisi de Koç Holding bünyesinde. Umarız artık, Koç elini cebine atar da bizleri salgında canımız pahasına çalıştırma hesabı yaptığı için en azından bizi motive etmek için ek zam verir! Sendika geri kalır mı, onlar da patrondan ve hükümetten taraf oldukları için; Türk Metal’in Başkanı Pevrul Kavlak da dünyadaki diğer şirketlerin ve sendikaların nasıl bir uygulama içinde olduğunu fark eder ve gereğini yapar umarız. “Ben milliyetçiyim” demekle olmuyor bu işler Pevrul Başkan, milletini seven, işçisini de sever, senden biz özveri bekliyoruz. Sen fabrikalara ziyaretini salgın var diye erteliyorsun, bizim çalışmamıza göz yumuyorsun. Bizler kendimiz, ailemiz, çocuklarımız için tedirginiz. Nasıl olmayalım ki? Yasalar da hükümet de kimi koruyor ortada.

BİZ OLMAZSAK DÜNYADA HİÇBİR ŞEY OLMAZ

Fakat dışarıda bir gerçek var; ölüyoruz, ölmesek süründürülüyoruz, kendi canımız için, ailemiz için endişe ediyoruz diye bencil ilan ediliyoruz. Bencil değiliz, insanca yaşamak istiyoruz. Bu virüs yine, yeniden bize şunu gösteriyor. Biz olmazsak bu dünyada hiçbir şey olmaz. Bu dünyada patronların, devletlerin bize ihtiyacı var. Biz de gücümüzün farkına varıp, birliğimizi sağlayalım. Bu dünyada bir şeyler değişecekse, biz işçiler birlikte değiştireceğiz.

Biz işçilerin günü olan “1 Mayıs” geliyor. Evet belki bu yıl mitingler yapamayacağız. Ama bu koşullara rağmen de söylememiz gerekenleri söyleyebilmeliyiz. Bu salgın bize bir gerçeği yeniden gösterdi. Biz işçiler hiçbir hakkımızı mücadele etmeden kazanamayız. Bugünlerde buna sağlık hakkı hatta yaşam hakkı da eklendi. Kendi hayatımız hakkında söz söyleyebilmek, tedirginlik içinde yaşamaya bir son verebilmek için bu 1 Mayıs’ta tüm ülkede birlikte tutum almalıyız. Hep birlikte demeliyiz ki, “Biz işçilerin hayatı da değerlidir.” İşçiler olarak ne istiyoruz? Yaşamamız için zorunlu işyerleri dışında tüm işyerlerinde üretimin durup, işçilere ücretli izin verilmesini, işten atmaların gerçekten yasaklanmasını. Hepimiz işten atılmaktan, gelirsiz kalmaktan korkuyoruz. Güvenceli iş, güvenceli bir yaşam, sağlığın parasız olması ve elbette insan yerine konulmak hepimizin talebi. Bu 1 Mayıs’ta gerek sosyal medyadan, gerek imza kampanyalarıyla, gerek sağlık çalışanları için yaptığımız gibi aynı saatte tüm ülkede camlara, balkonlara çıkarak, alkışla, ıslıkla, evlerimizin camlarına afişler asarak günümüzü kutlayabiliriz. Sendikalar tüm ülkede buna öncülük edebilir. Ama şu kadarcık şeyi bile biz zorlamazsak yapmayacaklarını biliyoruz.

EVRENSEL ARACILIĞIYLA 1 MAYIS’I KONUŞALIM

Küresel bir salgın bile engelleyemiyor, patronlar her koşulda bir araya gelip, bizlere karşı adım atıyor. O zaman biz de patronların bize reva gördüğü bu insanlık dışı tutuma, salgını fırsata çevirip haklarımızı bir bir elimizden almaya çalışmalarına karşı birlikte hareket edelim. Biz 1 Mayıs’a yönelik aklımıza gelenleri bu mektupla yazmaya çalıştık. Belki bizim aklımıza gelmeyen başka öneriler de vardır. Gelin hep birlikte gazetemiz Evrensel aracılığıyla nasıl bir 1 Mayıs kutlaması yapabileceğimizi konuşalım. Ne dersiniz Kroman Çelik işçileri, ne dersiniz Man işçileri, Renault işçileri, Arçelik işçileri, Tuzla tersanesi işçileri, gıda işçileri… Yani gazetemizi okuyan tüm işçi arkadaşlarımız, haydi gelin tüm olumsuz koşullara rağmen kendi günümüzü, kendi gücümüzle kutlayalım. Birlikte başarabiliriz, buna inanıyoruz. En kısa zamanda cevabınızı bekliyoruz!

ÖNCEKİ HABER

Birlik ve dayanışma ruhuyla taleplerimiz için mücadeleyi büyütmeliyiz

SONRAKİ HABER

Mardin Barosu Başkanı Elik: "Örtülü affı" Anayasa Mahkemesi iptal etmeli

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa