Madenci cendere altında: İş kazası olmazsa virüs, virüs olmazsa iş kazası
Geçim derdi ve virüsle beraber artan işsizlik kaygısıyla suskunluğa itilen İmbat ve Polyak Madeni işçileri Evrensel aracılığıyla seslerinin duyulmasını istiyor.
Fotoğraf: DHA
Dilek OMAKLILAR
İzmir
Soma’daki özel kömür ocakları, İmbat Madeni’nde 3 işçinin can verdiği iş cinayetiyle yeniden gündem oldu. Patronlar, salgına ve ölümlere rağmen üretim istiyor. 301 madencinin can verdiği topraklarda işçiler şimdi de “İş kazası olmazsa virüs, virüs olmazsa iş kazası” kıskacında çalışmaya zorlanıyor. Geçim derdi ve virüsle beraber artan işsizlik kaygısıyla suskunluğa itilen İmbat ve Polyak Madeni işçileri gazetemizin aracılığıyla seslerinin duyulmasını istiyor.
İMBAT, STOK ÜRETİM YAPIYOR
Geçtiğimiz hafta 3 madencinin can verdiği İmbat Madeni, daha önce üretimi durdurduğunu açıklamıştı. Ancak işçilerin anlattıklarına göre iki ayakta üretim sürüyor. Yaklaşık 4 bin kişinin çalıştığı madende 3 bin işçiye izin verilmiş. Kalan işçiler işleyen ayaklarda 3 vardiya çalışmayı sürdürüyor.
İmbat madeninden bir işçi “Üretimi tamamen durdurmak mümkün değil, tahkimat için üretim sürmeli. Kömür çıkıyor ancak lavuar (Kömür yıkanan yer) durdu” diye başlıyor söze. Kömür torbalama işleminin durduğunu, vagonlarla kömür taşımanın olmadığını, kömürün yalnızca sevkiyat alanına, oradan da santrale verildiğini anlatıyor.
Bir başka işçi de İmbat’ın çıkarılan kömürü stok yaptığını belirterek sözlerine şöyle devam ediyor: “Dışarı kömür vermiyorlar, üretimi durdurduklarını söyledikleri için kendi sahalarında değerlendiriyor, ama sonuçta kömür çıkıyor, sadece dağıtımını yapmıyorlar.”
"ŞİRKET OLARAK CEPTEN ÇOK YEDİK!"
Yeni evlenenler, eşi doğum yapacaklar, Soma’da madenden başka iş alanı olmaması işçilerin kaygılarını arttırıyor. Polyak Madeni’nden bir işçinin ilk sözlerinin “Soma maden kentidir. Bu insanların madenlerden başka çalışacak yerleri yok. Salgın nedeniyle zaten tehlikedeyiz ancak çalışmazsak da açlıkla karşı karşıyayız” olmasının nedeni bu. Çalışma koşullarına gelince… Madenciler için bile ağır. İşçi şöyle anlatıyor: “Bir arkadaşım 2 gün çalıştı, dayanamadı. Koğuş sistemi var. Ama görseniz içler acısı… Hiçbir önlem yok, düzen yok. Girişte dezenfekte yapılmış ama çıktıktan sonra daha da perişan işçi.”
Patronların ise sabrı yok. Kınık’ta ruhsat alıp 2014 yılında çalışmalarına başlayan, haziran ayında üretime geçeceğini duyuran Polyak patronu artık kömür istiyor. Virüs salgını da patron için bir şey ifade etmiyor. Polyak işçisinden dinleyelim: “İşçi kesimine çok açıklama yapılmaz, ama virüs sebebiyle açıklama yapıldı o da, ‘Arkadaşlar tam kömür çıkarabileceğimiz zamandı o da virüse denk geldi. Bu zamana kadar şirket olarak cepten yedik, hep yatırım yaptık. Artık bunun karşılığını alma zamanımız geldi, artık kömür çıkaracağımız zaman da virüsle karşılaştık. Bu dönemi de bu şekilde atlatmak istiyoruz. Siz de bizi maruz görün’ oldu. Yıllardır cepten kayıp verildi de işçilerin kaybı ne olacak?”
30 HAZİRAN’A KADAR KONTEYNERDE KALINACAK
Patronun “Maruz görün” dediği işçinin kaybını bir başka işçi anlatıyor: “Önce toplantı yaptılar 30 Haziran’a kadar konteynerlerde kalabilecek olan var mı yok mu, diye. Çalışmak istemeyen varsa ücretsiz izin. Baktığında rızamız alınıyor gibi… Herkes önce form doldurdu ama ne kadar doldurmuş olsa da 1000 kişilik bir kadrodan 500’ünü değerlendirebileceklerini söylediler. Yaşam alanları 500 kişilik olduğu için.”
Yer altında çalışmanın yer üstüne benzemediğini söyleyen işçi, üretim hazırlığı yapıldığı müddetçe madende önlem alınamayacağını anlatıyor: “Girişlerde ateş ölçümü yapılıyor, temiz hava girişi ve çıkışı var. 500 metre gerideki insanın soluduğu hava, 500 metre ilerideki soluduğu insanın havasına geliyor. Ne kadar önlem alınmaya çalışılırsa çalışılsın aynı standart yakalanamaz. Yer altına inmek için kafes dediğimiz sistemi kullanıyoruz. Ortalama 850 metreye kafesle iniliyor. Kafesler de yaklaşık 5 metre uzunluğunda, bir buçuk metre genişliğinde. 25 kişilik kafeslere 15 kişi bindiriyorlar önlem olarak ama dışarıdaki sosyal mesafenin yer altında uygulanması mümkün değil.” Kafese binenlerin sayısı daha da azaltılabilir mi? Sayının azaltılması, kafese son binecek grubun iki saat fazladan yer altında kalması anlamına geliyor. İşin gereği nedeniyle yer altının tamamen kapatılamayacağını da söylüyor işçiler.
ÖNLEM ALINABİLİR
Peki madenlerde önlem almanın çaresi yok mu? Madenci “Var” diyor. Ve patronların yanaşmadığı şu öneriyi getiriyor: “Her gün bir ekip inip çıkmalı ki yıllarca yapılan çalışma heba olmamalı. Su doldurabilir, su patlaması olabilir, açılan galeriler baskıdan dolayı çözülebilir. Bayram tatillerinde, resmi tatillerde şu ana kadar ne olursa olsun illa ki yer altına inen bir ekip vardır. Yani bakım yapılması gerekir. Bakımın yapılması üretimin yapılması anlamına gelmiyor. Ama maden patronları da bunu tercih etmiyor.”