KESK MY Üyesi Çuhadar: Koronavirüs salgını ve ölümler kamu emekçileri arasında arttı
KESK MYK Üyesi Elif Çuhadar: Denetlenmeyen kararlar nedeniyle koronavirüs salgını ve ölümler kamu emekçileri arasında arttı.
Elif Çuhadar/Fotoğraf: Evrensel
Birkan BULUT
Ankara
Koronavirüs salgınına karşı mücadelede kamu hizmetlerinin yetersizliğine ve emekçilerin karşı karşıya olduğu tehlikelere dikkat çeken KESK MYK Üyesi Elif Çuhadar, “Hoşnutsuzlukların örgütsüz bir şekilde yükselmesi sistemin değişmesini sağlamaz” dedi. Örgütlü mücadelesinin daha fazla önem kazandığı bir döneme girildiğine işaret eden Çuhadar, örgütlenme konusundaki eksiklikler için de “Tüm sendikalara düşen görev buradan nasıl çıkacağını üyeleriyle birlikte tartışarak bulmaktır” çağrısını yaptı.
Kamuda her ne kadar dönüşümlü ve uzaktan çalışma gibi uygulamalar olsa da çalışanlara yönelik bilgilendirme ve işyerlerindeki önlemlerin yetersiz olduğunu belirten Çuhadar, emekçilerin karar alma süreçlerine katılımının zaten söz konusu olmadığını dile getirdi. Bugüne kadar alınan önlemlerin, yasalaşan paketlerin, genelgelerin emek ve meslek örgütlerinin düşünceleri alınmadan yaşama geçirildiğini belirten Çuhadar, “Salgınla mücadelede zorunlu hizmet ve üretim dışındaki tüm çalışma durdurulmalıdır. Tüm çalışanlara ücretli izin verilmelidir” dedi.
PTT VE İŞKUR'DA ÇALIŞANLAR RİSK ALTINDA
Kamuda kısmi önlemler alınsa da yaşama geçirilmeyen ya da denetlenmeyen kararlar nedeniyle salgının ve ölümlerin kamu emekçileri arasındaki arttığını belirten Çuhadar, şu örnekleri verdi: “PTT Genel Müdürlüğü kendi genelgesine bile uymamış, uzun süre PTT şubelerinde tek kişi çalıştırmıştır. PTT kargo emekçilerine yeterli önlemler alınmadan, çok çeşitli işler yüklenmiştir. Oysa dünyanın pek çok yerinde uzun süredir ticari kargolar kabul edilmiyor. Yine İŞKUR’a kısa çalışma ödeneği için başvuran, salgından etkilenen on binlerce işyeri oldu. İŞKUR emekçilerinin insan üstü çalışması üzerinden bu sorunun çözülmesi beklenemez. Bu kapsamdaki tüm işyerlerinde hızlıca elektronik başvuru zorunlu hale getirilmelidir. İşçilerin bu ödenekten yararlanmasında aranan koşullar azaltılmalıdır. Böyle bir çalışma ortamında kamu emekçilerine düzenli test yapılmalıdır.”
"KÂR ODAKLI YAPILANMA MERKEZİ PLANLAMAYI ENGELLİYOR"
Kamu hizmetlerinin uzun süredir piyasa ilişkileri içinde yürütüldüğüne dikkat çeken Çuhadar, bu nedenle kamu hizmetlerinin daraldığını, sermayenin ihtiyaçları üzerinden düzenlendiğini ifade etti. Böyle bir ortamda salgının daha tahrip edici yaşandığını belirten Çuhadar, “Sermaye yanlısı bu hükümet öyle sağlıkta yıkım politikaları yaşama geçirdi ki hangisini sayalım? Koruyucu sağlık sisteminin bitirilmesi ve aile hekimliği, genel sağlık sigortası ve hastanelerin işletmeye hastaların müşteriye dönüştürülmesi, sağlık harcamalarının sınırlandırılması, döner sermaye uygulamaları, performans kriterleri, taşeronlaşan hizmetler, mantar gibi çoğalan özel hastaneler... Pek çok kamu hizmeti özel sektör tarafından yürütülüyor. Böyle bir salgınla mücadelede kâr odaklı bu yapı merkezi bir planlamayı ve olanakları verimli kullanımı engelliyor” diye konuştu.
SİSTEM TARTIŞMASI EMEKÇİLER ARASINDA YÜRÜTÜLMELİ
Merkezi plana dayalı ve kamucu bir hizmet anlayışıyla daha eş güdümlü ve planlı bir sürecin işletilmesinin mümkün olacağını belirten Çuhadar, ayrıca tüm işletmeler ve özel sağlık kurumlarının da kamusallaştırılmasının bu dönemde tartışıldığını söyledi. Ancak bu önerilerin de geçici çözümler olduğuna dikkat çeken Çuhadar, “Asıl olarak halkın kendi hak ve çıkarları doğrultusunda müdahale edeceği, emekçilerin mücadelesi belirleyici olacaktır. Bugün tüm yaşam alanlarında beslenme, barınma ve hijyen koşullarının sağlanmasında geniş halk kesimleri hiç olmadığı kadar zor bir dönemde. Sokağa çıkma yasağında yaşanan görüntüler, zaten günlük yaşayan emekçiler için daha önceden yiyecek stoğu yapamadığının göstergesidir. Bugün sistem tartışması, salgın öncesi ve sonrası gibi değerlendirmeler belli kesimler tarafından yürütülüyor. Bu tartışma salgının sonuçlarını sınıfsal olarak daha ağır yaşayan işçi ve emekçiler içinde de yaygın yürütülmelidir” dedi.
EKONOMİ PAKETLERİNDE SINIFSAL TERCİHLERİNİ GÖSTERDİLER
Emekçilerin ücretli izin talebini seslendirirken, salgın koşullarının fırsata çevirip ücretsiz izin getirildiğini ifade eden Çuhadar, şöyle devam etti: “Artık işçinin onayı alınmadan işveren isteğiyle ücretsiz izin mevzuata girmiştir. Küçük esnaf ve çalışanlar çığ gibi artan işsizliğe katılırken kendi haline bırakılıyor. İktidar, büyük şirketleri kurtarıp sermayenin çarklarını daha kolay döndürmenin derdinde olduğunu, sınıfsal tercihini bir kez daha gösterdi. İşsizlere, güvencesiz çalışanlara, gündelik işlerle geçinmeye çalışanlara, yoksullara, evsizlere, mültecilere, kadınlara yönelik yaşam koşullarını iyileştirmek için hiçbir önlem yok.”
"SALGIN CİDDİ BİR EKONOMİK YIKIM GETİRECEK"
Salgının ciddi bir ekonomik yıkım getireceğini vurgulayan Çuhadar, sömürü şartlarını ağırlaşmasıyla emekçilerin örgütlü mücadelesinin daha fazla önem kazanacağını dile getirdi. Emekçilerin geleceklerine kendilerinin karar vereceği bir mücadeleyi önüne koymasının bugün en önemli görev olduğu uyarısında bulunan Çuhadar, “Hoşnutsuzlukların örgütsüz bir şekilde yükselmesi sistemin değişmesini sağlamaz. İşçi ve emekçilerin sürece el koyması gerekiyor. Kendiliğinden bir bilinçlenme olmayacağı için örgütlü mücadeleyi büyütme konusunda sendikalara ve emekten yana siyasi partilere çok iş düşüyor” diye konuştu.
"SENDİKALAR YÜZÜNÜ EMEKÇİLERLE DÖNMELİ"
Çuhadar sendikaların rolüne ilişkin ise şöyle konuştu: “Sendikalar bu süreci emekçilerle değerlendirdiğinde çıkış yolunu bulacaktır. İşçi ve memur sendikaları yüzünü temsilcisi olduğu kitleye döndüğü zaman zaten kendi elini de güçlendirecektir. Örneğin biz KESK olarak hükümetin salgına karşı yürüttüğü politikalarda halkı aydınlatmak ve teşhir etme noktasında çalışmalar yürütüyoruz. Ancak bunun örgütlenmesi konusunda eksikliklerimiz de var. Tüm sendikalara düşen görev buradan nasıl çıkacağını üyeleriyle birlikte tartışarak bulmaktır.”
