"Hükümet biraz da bizi düşünsün"
Asgari ücretli çalışan bir kadın olarak her şey zaten benim omuzlarımdaydı. Artık bu yükün altında iyice eziliyoruz.
Fotoğraf: Burak Akbulut/AA
Oya AKSAKAL
Ankara
Ben Ankara Mamak’tan yazıyorum. 28 yaşında bir çocuk annesiyim. Oğlum, annem ve kardeşimle yaşıyorum. Evin geçimini ben sağlıyorum. Yaklaşık bir aydır işyerim kapalı. Ücretsiz izne çıkarıldım. Ne zaman işbaşı yapılacağı da belli değil. Annemin aldığı dul maaşı ve oğlumun nafakasıyla geçinmeye çalışıyoruz. Kardeşim epilepsi hastası olduğu için çalışamıyor. Evimin kirasını ödeyemeyecek duruma geldim. Devlete yardım başvurusunda bulundum ama hiçbir ses çıkmadı. Hâlâ beklemedeyim. Annemin maaşı ve nafaka sadece mecburi ihtiyaçlarımızı karşılamaya yetiyor. Başka hiçbir gelirim yok. Bundan sonraki süreçte ne yapacağımı bilemiyorum. Başvurduğum yardımla ilgili hiçbir geri dönüş olmaması beni karamsarlığa itiyor. Çaresizliğe kapılıyorum.
"KENDİ İMKANLARIMIZLA VİRÜSLE BAŞA ÇIKMAYA ÇALIŞIYORUZ"
Koronavirüsten önce kıt kanaat geçiniyorduk. Ekonomik kriz zaten yaşamımızı etkiliyordu, şimdi bu virüs yüzünden açlık sınırının altında maaş alan bizler daha derinden etkilenir olduk. Asgari ücretli çalışan bir kadın olarak her şey zaten benim omuzlarımdaydı. Artık bu yükün altında iyice eziliyoruz. İsyan ediyorum ben de böyle düzene. Kendi imkanlarımızla virüsle başa çıkmaya çalışıyoruz. Maske bile alırken bin türlü problem yaşıyoruz, hâlâ benim ve etrafımdakilerin elinde doğru düzgün maske yok. Televizyonlarda her şeyi güllük gülistanlık göstererek açıklamalar yapanlar, maskeleri bile doğru düzgün halka ulaştıramadı. Her şeyi eline yüzüne bulaştıran hükümete sesleniyorum: “Biraz da bizi düşünün. Yoksula, garibana, işçiye, işsize hizmet edin”.