20 Nisan 2020 13:45

Demokrasi İçin Birlik'ten çağrı: Alternatif dayanışma ağları kuralım

DİB, Türk Tabipleri Birliği başta olmak üzere sendikalar, meslek örgütleri, demokratik toplum örgütleri ve yerel yönetimlerin de katılımıyla bir merkez oluşturulmasını önerdi.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Demokrasi İçin Birlik (DİB), Kovid-19 pandemi sürecini iktidarın toplumsal muhalefetin salgın nedeniyle izole olmasından ve yaratılan korku ortamından yararlanarak, rant projelerine hız verdiğini ifade etti. DİB, Türk Tabipleri Birliği başta olmak üzere sendikalar, meslek örgütleri, demokratik toplum örgütleri, ve yerel yönetimlerin de katılımıyla dayanışmanın koordine edileceği alternatif bir merkez oluşturulmasını isteyerek, hem salgınla mücadele hem salgından sonraki dönem için oluşturulacak dayanışma ağlarının hayati bir önem taşıdığına dikkat çekti.

DİB yazılı açıklamasında şöyle dedi: "Tek adam rejimi koronavirüs salgınının ortaya çıkardığı toplumsal ve ekonomik krizi yönetemiyor. Yönetemez. Akıl ve bilim dışı birçok uygulamayla karşılaşmamız da nedensiz değil. Toplumun sağlığı ve ihtiyaçları, denge ve denetleme kurumlarını yok eden, salgını saraydan yönetmeye kalkan tek adam rejimini zerre kadar ilgilendirmiyor.  Ekonominin çarkları krizden rant sağlamaya çalışanlar, büyük sermayedarlar için dönmeye devam edecek. Emekçilere reva görülen ölüm; koronadan ya da açlıktan… Halk salgın karşısında korumasız. Can kayıpları artıyor. Büyük çoğunluk en yetkili ağızlardan yapılan açıklamalara güvenmiyor. Panik ve korku hakim."

GEREKLİ KURUMSAL YAPILAR HIZLA HAYATA GEÇİRİLMELİ

Bu koşullarda örgütlü dayanışmayı güçlendirmenin tek çözüm olduğunu ifade eden Demokrasi İçin Birlik açıklamasında “Çözüm, tabandan yeni bir demokratik alternatif oluşturmaktan geçiyor. Salgınla mücadelede birincil öneme sahip yerel yönetimler de katılımcı örgütlenme merkezleri haline gelmeli. Halkın kararlara katılması ve denetlemesi teşvik edilmeli, bunun için gerekli kurumsal yapılar hızla hayata geçirilmeli” ifadelerine yer verdi.

Türk Tabipleri Birliği başta olmak üzere sendikalar, meslek örgütleri, demokratik toplum örgütleri, ve yerel yönetimlerin de katılımıyla dayanışmanın koordine edileceği alternatif bir merkez oluşturmasını isteyen DİB bu durumun, hem salgınla mücadele hem salgından sonraki dönem için hayati bir önem taşıdığını söyledi.

Şimdi kurulacak olan iletişim ve dayanışma ağlarının, salgın sonrası dönemde büyük bir toplumsal dönüşümün de kapısını açacağını ifade eden DİB şöyle devam etti: “Her şeyin tek bir kişi tarafından karara bağlandığı, tüm gücün tek bir merkezde toplandığı baskıcı, otoriter bir rejim yerine, iktidarın yerel ile paylaşıldığı, eşitlikçi, özgürlükçü, katılımcı yeni bir demokrasinin habercisi olacak.

Kamu yararının ve halk sağlığının gözetildiği, doğayla barışık, adil, eşit bir ülke için bütün toplumun seferber edilmesini, tabandan demokratik bir alternatifin yeşermesini sağlayacak katılım ve denetim yollarını ve araçlarını acilen yaratmak gerekiyor. Artık eskisi gibi olmayacak dünyayı ancak böyle karşılayabiliriz.”

İKTİDAR SALGINI FIRSATA DÖNÜŞTÜRDÜ

İktidarın toplumsal muhalefetin salgın nedeniyle izole olmasından ve yaratılan korku ortamından yararlanarak, rant projelerine ve otoriterliği artırmaya hız verdiğini ifade eden DİB

Birkaç örnek sıraladı:

  • İnternet ve sosyal medya üzerindeki baskıları artırmak için yasa teklifi verildi.
  • İnfaz yasası düzenlemesiyle uyuşturucu çetelerine tahliye kararı alındı, muhalifler ölüme terk edildi.
  • Yerel yönetimlerin yetkileri kısıtlandı.
  • Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve bazı Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) belediyelerine kayyum atandı.
  • Kamu kaynaklarının sermayeye aktarılmasının önü açıldı. Kredi borçlarının ertelenmesi, asgari ücret desteği, vergi oranlarının düşürülmesi, işsizlik fonunun kullanılması bunlardan bir kaçı.
  • Binlerce işçi işten atıldı, ücretsiz izne çıkarıldı, milyonlarcası güvencesiz ortamlarda çalışmak, açlıkla ölüm arasında tercih yapmaya zorunda.
  • Kentlerin, doğal, kültürel varlıkların ranta dönüştürülmesi hızlandı. Koruma altındaki alanlar turizme ve madenciliğe açıldı.
  • Ekolojik yıkım getirecek, kamu yararı olmayan Kanal İstanbul Projesi için ihale yapıldı.
  • Atatürk Havalimanının, spor alanlarının kapalı bölümlerinin, kapalı fuar alanlarının bedelsiz ya da asgari bir bedelle hızlı bir biçimde sahra hastanesine dönüştürülmesi mümkünken, hastanenin havalimanının yanındaki boş araziye yapılmasına karar verildi. (HABER MERKEZİ)
ÖNCEKİ HABER

‘Devlet niye var, diye sorar olduk’

SONRAKİ HABER

SES Malatya Şube Başkanı Doğan: 3 kişi için bir siperlik var, hangisi kullanacak?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa