Suruç Katliamı'nda yaşamını yitirenlerin aileleri adalet talebini yineledi
Suruç Katliamı'nın 57. ayında adalet talebini yineleyen Suruç Aileleri İnisiyatifi, 20 Mayıs'ta görülecek duruşma için duyarlılık çağrısında bulundu.
Fotoğraf: Evrensel (Arşiv)
Suruç Katliamı'nın 57. ayında adalet talebini yineleyen Suruç Aileleri İnisiyatifi, yaptığı açıklamayla 20 Mayıs'ta görülecek duruşma için duyarlılık çağrısında bulundu.
Suruç Katliamı'nda hayatını kaybedenlerin aileleri ve dostları olarak katliamın aydınlatılması, faillerin cezalandırılması talebiyle yola çıktıklarını belirten Suruç Aileleri İnisiyatifi, faaliyetlerini şöyle hatırlattı:
"Her yerde Suruç için adalet çığlığımızı haykırdık. Adalet talebimizi yükseltmek için sayısız basın açıklaması ve eylem yaptık. Meclise giderek adalet talebimizi bir kez de oradan dile getirdik. Hilvan Hapishanesi kampüsünde görülen duruşmaları takip etmek için Hilvan Hapishanesi kampüsüne giderek, sokakta istediğimiz adaleti mahkeme salonlunda da istedik. Ne davanın hapishane kampüsüne kapatılarak gözlerden kaçırılmak istenmesi ne de mahkeme heyetinin etkili bir soruşturma yapmaktan uzak tavrı bizi adalet mücadelemizden vazgeçirmeye yetti. Biz adalet mücadelemizin önüne çıkarılan her engeli aşarak bu günlere geldik.”
Davanın Urfa’nın Hilvan ilçesindeki cezaevi kampüsünde görülmeye devam edildiğine dikkat çekilen açıklamada, diğer katliam davaları gibi Suruç Katliamı davasının da sonuç almaktan uzak biçimde ilerlediği vurgulandı.
Katliamın hemen sonrasında toplanarak dava dosyasına konulması gereken kamera görüntülerinin avukatlar ve ailelerin ısrarlı talepleri sonucunda tam 4 yıl sonra dosyaya konulabildiği ve davada sanık olarak yargılanması gereken Abdullah Ömer Arslan isimli şahsın, davada tanık olarak yer aldığı anımsatıldı. Açıklamada "Oysa Abdullah Ömer Arslan katliamın yaşandığı gün patlamanın yaşandığı yerin fotoğraflarını çekerken orda bulunan halk tarafından yakalanıp polise teslim edilmişti. Polise teslim edilen Abdullah Ömer Arslan hakkında hiçbir işlem yapılmadan salıverilmişti" denildi.
Davanın 14. duruşmasının 20 Mayıs’ta görüleceği bildirilen açıklamada, aileler, taleplerini bir kez daha kamuoyu ile paylaştı:
"Dava dosyasına eksik olarak konulan görüntülerin tamamı dava dosyasına konulsun.
Dava dosyasında tanık olarak dinlenen Abdullah Ömer Arslan tutuklansın.
Dava dosyası kapsamında hakkında kırmızı bültenle yakalama kararı çıkarılan İlhami Bali hakkındaki yakalama kararı uygulansın.
Suruç Katliamı davasında avukatlarımızın ve ailelerimizin talepleri karşılanmazken Suruç aileleri ve Suruç’ta yaralanan arkadaşlarımız tutuklanarak hapishanelere konuluyor. Suruç ailelerimizden Kübra Barutçu, Basra Erol, Tahsin barutçu ve stajyer avukat Doğukan ünlü ile Suruç yaralılarımız efe Çatalbaş ve Merve Nur işleyici hapishanede kalıyorlar. Tüm dünyanın koronovirüsle mücadele ettiği bu günlerde en riskli yerlerden birisi de hapishanelerdir. Biz hapishanelerde risk altında olan Suruç aileleri ve yaralıların bir an önce tahliye edilmesini istiyoruz."
Açıklamda, bu süreçte çalışmak zorunda kalan onlarca sağlık çalışanı ve emekçinin hayatını kaybettiği belirtilerek "Koronavirüsten dolayı hayatını kaybedenlerin yakınlarına başsağlığı diliyoruz” denildi. (HABER MERKEZİ)