Depolar doldu, petrol fiyatları çakıldı
Petrol fiyatları, depolama kapasitesinin aşılması üzerine yüzde 300 ile tarihin en sert günlük düşüşünü yaşadı ve fiyatı eksiye düştü.
Fotoğraf: Pixabay
Uğur ZENGİN
İstanbul
Küresel petrol fiyatları, neredeyse tam doluluk seviyesine ulaşan depolama kapasitesi nedeniyle önceki gün, yüzde 300 ile tarihin en sert günlük düşüşünü yaşadı. ABD’de, talepteki sert düşüşün yanında depolama sorunları nedeniyle mayıs vadeli petrol fiyatları tarihte ilk kez eksiye düşüp “eksi 40 doları” gördü. Sığ işlemlerde toparlanarak varil başına 1.76 dolar düzeyine dönen ham petrol (WTI) bugün tekrar negatif bölgeye geriledi. Ham petrol (WTI) fiyatı bir yıl önce 66, 6 ay önce 56, 3 ay önce 58 dolardı. Mayıs kontratları ile başlayan petrol krizi haziran ayı kontratlarına da yansıdı.
Brent petrol ise 2001 krizinin ardından ilk kez 20 doların altına düştü.
TRUMP, ELDE KALAN PETROLÜ ‘OLAĞANÜSTÜ REZERVE’ ALACAK
ABD Başkanı Donald Trump, ABD’deki ham petrol fiyatlarının sıfır doların altına düşmesine ilişkin yaptığı açıklamada, “Bu düşüşün nedeni, kimsenin şu anda araba kullanmaması. Fabrikalar, iş yerleri kapalı” ifadelerini kullandı. Trump, “ABD olarak, Stratejik Petrol Rezervimize (ABD’nin olağanüstü günlerde kullanmak için toprak altında tuttuğu petrol rezervi) 75 milyon varil petrol alacağız. Şu anda 75 milyon varil alacak kapasitemiz var. Şimdi petrol almanın tam zamanı” dedi.
FİYATLAR NEDEN ÇAKILDI?
Evrensel’e konuşan Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, petrol fiyatlarında yaşanan tarihi düşüşü getiren dört nedeni şöyle sıraladı:
- Korona etkisi: Genel bir salgın nedeniyle dünyadaki ekonomik aktivite durduğu, insanlar evlerinden çıkamadığı için petrol talebi düştü.
- Suudi Arabistan-Rusya çekişmesi: Mart ayında Suudi Arabistan ile Rusya arasındaki çekişme sonucunda petrol arzı artırıldı. Bu da fiyatların dibe vurmasına neden oldu. En son petrol arzını günde 10 milyon varil azaltma kararı alınmasına rağmen petrol talebi yüzde 30 düştüğü için bu da arz fazlasına neden oluyor. Arz fazlası nedeniyle fiyatlar düşüyor.
- Üretim maliyeti: ABD’nin özel bir durumu var. ABD son yıllarda kaya gazı çıkartmaya teşvik etmeye başladı. Faizlerin de düşük olması nedeniyle şirketlere düşük faizli büyük miktarda kredi verildi. Çok sayıda yeni petrol kuyusu açıldı. Bu da ciddi bir arz fazlası yarattı. Bu şirketlerin maliyetleri yüksek. Suudi Arabistan, Rusya, Irak gibi yerlerde düşük maliyetlerle petrol üretiliyor. ABD’de 40 doların üzerinde. Fiyatların düşmesi demek bunların zor durumla karşı karşıya gelmeleri anlamına geliyor. Üretimi durdurdukları zaman da maliyeti teknik olarak çok büyük oluyor. Aynı petrol kuyusundan ya hiç üretim yapamıyorsunuz, ya üretime tekrar başlamak için çok ciddi bir maliyete katlanıyorsunuz. O yüzden olabildiği kadar üretimi sürdürmeye çalışıyorlar ve petrol arzını aşağı çekmiyorlar.
- Türev kontratlar: Türev piyasalarla ilgili bir teknik neden. Türev piyasalarda her ayın 21’i son teslim günüdür. Mayıs ayı kontratı için almak isteyenler bedelini öderler, satmak isteyenler de malı teslim ederler. Önceden mayıs ayı için alım anlaşması yapanların parayı ödeyip malı teslim almaları gerekiyordu. Bunlar ciddi zararlara uğradılar. Teknik olarak buradan çıkmak için bir alım sözleşmesi olanın bir satış sözleşmesi yapması gerekiyor. Satış sözleşmesi yaptığınız zaman da yeni bir alıcı bulmanız gerekiyor. Halbuki teslim edilecek malı depolama mümkün olmadığı için kimse almıyor. ‘Malı namımıza alın’ diye üstüne para ödemek durumunda kaldılar. Eksi fiyat şu anlama geliyor: İki ay evvel 50 dolara aldığımız petrolün bir varilini, 50 doları ödeyip teslim almanız gerekiyor. Ama malı da teslim aldığınız zaman satabileceğiniz, depolayabileceğiniz bir olanak olmadığı için 1 varil petrolü devralması için birine üstüne para veriyorsunuz. 20 dolar para vermek zorunda kalırsanız bu işlemden 70 dolar zarar ediyorsunuz.
PROF. DURMUŞ: AŞIRI ÜRETİM KRİZİ KAPİTALİZME ÖZGÜ
Ekonomi-Politikçi Prof. Dr. Mustafa Durmuş’a göre bu yaşananlar kapitalist krizlerin bir göstergesi olan aşırı üretim sonunu gün ışığına çıkarttı.
Aşırı üretimin piyasaya arz edilen ürüne olan talebin üzerinde bir üretimin var olduğu bir durum olduğuna dikkat çeken Durmuş şöyle konuştu: “Bu durum fiyatların düşmesine ve stokların artmasına neden olur. Yani, aşırı üretim satılamayan mal stoklarının birikmesi, tüketime nazaran üretimdeki aşırılık demektir. Ekonomik krizlere de neden olan aşırı üretim kapitalizme özgü bir durumdur. Çünkü kapitalizm öncesi toplumlarda aşırı üretim bir refah, zenginlik artışı göstergesidir. Buna karşılık kapitalist toplumda (üretimin kâr için yapılması nedeniyle), aşırı üretim sonucunda bazı mallar satılamaz, dolayısıyla kâr realize edilemez, kriz çıkar. Yani zorunlu olarak, üretim fazlalığı kârın oluşumunu sekteye uğratır, hatta petrol örneğinde olduğu gibi zarara neden olur.”
‘KORONAVİRÜSÜN TALEBE ETKİSİ BEKLENENDEN SERT OLABİLİR’
Koronavirüsün küresel talep üzerindeki etkisi beklendiğinden çok daha sert olacak gibi göründüğünü kaydeden Prof. Durmuş, “Kapitalist devletlerin trilyonlarca dolarlık talep artırıcı teşvike yönelmelerinin nedeni talepte (dolayısıyla da kâr realizasyonunda) yaşanacak bu büyük sıkıntı. Diğer taraftan, bazı hükümetler bu sorunu hanelere doğrudan gelir transferi yaparak aşmaya çalışırken, neo-liberalizme göbekte bağımlı hale gelmiş diğer bazı hükümetler hanelere daha fazla kredi kullandırtma yoluna başvuruyorlar. Bu hükümetler sorunu çözmek yerine, sorunu öteliyorlar, insanları daha da borçlandırırken bankaları mutlu ediyorlar” dedi.
ŞİRKETLER DEĞER KAYBETTİ
Bu gelişmenin ardından borsalar sert düşüş yaşadı (Dow Jones 500 puan düştü). Chevron, Exxon Mobil ve Conoco Phillips Petrol gibi dev Amerikalı ham petrol üretim şirketlerini bünyesinde barındıran Energy Select Sector SPDR Fund’un değeri yüzde 3 düştü.