Bölgenin merkezlerinden biri olan Diyarbakır’da koronavirüs test sayısı yetersiz
Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Şerif Demir, kentteki koronavirüs testi sayısının azlığı sebebiyle vakaların saptanmasında yetersiz kalındığını belirtti.
Fotoğraf: Fırat Topal/Evrensel
Cengiz Anıl BÖLÜKBAŞ
Diyarbakır
Koranavirüs salgınına dair Türkiye’de günlük 40 bin test bandı yakalanmasına rağmen Siirt, Mardin ve Şırnak illerinin de testlerinin yapıldığı Diyarbakır’da toplam sayının bugün itibarıyla 5 bin olduğu öğrenildi. Bu nedenle vakaların saptanmasında yetersiz kalındığını söyleyen Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Şerif Demir, salgının kontrol altına alınması için taramalarla hasta sayısının bulunulmasını ve yeterli test yapılması gerektiğini söyledi.
Koronavirüs (Kovid-19) salgınına dair Türkiye’de ilk vakayı 11 Mart’ta açıklayan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın en son 20 Nisan’da bildirdiği rakamlara göre yapılan test sayısı 673 bin 980, vaka sayısı 90 bin 980, yaşamını yitiren kişi sayısı ise 2 bin 140 oldu. Günlük 40 bin test bandı yakalanmasına rağmen Diyarbakır’da toplam test sayısının 5 bin civarında olduğu öğrenildi. Tabip Odası tarafından geçen hafta 1300 olarak açıklanan toplam test sayısından sonra bu rakam günlük 750’ye çıkarıldı. Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Şerif Demir, duruma dair Evrensel’e konuştu.
"VAKALARIN SAPTANMASINDA YETERSİZ KALDIK"
Vakalarda artışın devam ettiğini vurgulayan Demir, “Diyarbakır’da ise son bir haftaya kadar test sayısı Türkiye’ye oranla çok azdı. Türkiye’de ve Diyarbakır’da çok uzun süre çok düşük test sayısı ile idare edildi. Bu nedenle vakaların saptanmasında yetersiz kaldık. Bu da toplumdaki bulaşı artırdı. Uzun süredir bunu dile getirmemiz ve yetkililerle görüşmemiz sonrasında test sayısı artırıldı ve son bir haftadır günlük test kapasitesi 700-750’ye çıkarıldı. Bunu önemli buluyoruz. Çalışılabilecek test kapasitesinin artması hem Diyarbakır ve hem de bölge illeri açısından önemli. Çünkü Siirt, Şırnak ve Mardin'in testleri de Diyarbakır’a gönderiliyor” dedi.
"YETERLİ TARAMA YAPILMALI"
Kovid-19 salgınına karşı temel yaklaşımın insanların birbirleriyle temas oranlarını azaltarak virüsün bulaşmasını azaltmak olması gerektiğini ifade eden Demir, “Salgını kontrol altına alabilmek için olguların saptanması ve tedavi edilmesinin yanı sıra hastalığın daha fazla yayılmasının önlenmesi için etkili önlemlerin alınması gerekir. Bu nedenle; hastanelerdeki vakaların tedavilerinin doğru ve yeterli yapılması önemli. Ancak salgını kontrol altına almak ve baskılamak için asıl mücadele hastalığın yayılması önlenerek kazanılır. Bunun için de birincisi aktif sürveyans sisteminin kurulması. Yani sürekli ve sistematik kayıtlarla ve yeterli taramalarla, hasta kişilerin bulunmasıdır” diye konuştu.
İkincisi olarak ise sistematik bir biçimde filyasyon uygulanması gerektiğini vurgulayan Demir, “Bulaşıcı hastalık salgınlarında ilk olgunun ve bu olguyla temas eden kişilerin veya başka olguların bulunmasına yönelik çalışmalar. Dolayısıyla vaka bulmak tedavi, izolasyon, temaslıların bulunması ve karantinaya alınması açısından ilk kritik adım yeterli test yapmakla mümkündür. Salgının kontrol altına alınabilmesi için bunların hayata geçirilmesi şarttır.
DSÖ’nün sürekli “Daha çok test yapın” uyarısında bulunmasının nedeni de budur” ifadelerini kullandı.