23 Nisan 2020 10:18

Hürriyet çalışanlarının tazminatları hâlâ ödenmedi

Hürriyet gazetesinde, TGS'ye üye oldukları için işten çıkarılan 45 gazetecinin 6 aydır tazminatları verilmiyor.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Hürriyet gazetesinde Türkiye Gazeteciler Sendikasına üye oldukları için işten çıkarılan 45 gazetecinin tazminatları 6 aydır verilmiyor. Gazeteciler bu süreçte meslek değiştirdi, hayat pahalığı yüzünden İstanbul’dan ayrıldı ya da işsiz kaldı. Gazeteciler Kovid-19 salgını döneminde bir de koronavirüsle uğraşırken, Demirören Grubu Milli Dayanışma Kampanyası'na 6,7 milyon liralık bağış yaptı. Gazeteciler yaşadıklarını Medyaradar’a anlattı.

“‘EVDE KAL’ABİLMEK İÇİN FATURALARINIZI ÖDEYEBİLMENİZ GEREKİYOR”

Esra Açıkgöz 5 yıldır çalıştığı Hürriyet’ten çıkarıldıktan sonra tazminatını alamadı ve işsizlik maaşı ile çeşitli yerlere yaptığı telifli işlerle geçiniyor. Ancak Kovid-19 nedeniyle tüm sektörlerde bir durgunluk yaşandığını söyleyen Açıkgöz “Bu en başta da telifli işleri vurdu. İstanbul’da hayat çok pahalı. ‘Evde Kal’abilmek için önce kiranızı, faturalarınızı ödeyebilmeniz gerekiyor.” dedi.

Gonca Bilgiç de sadece sendikalı olduğu için işten çıkarıldı. “Daha onun şokunu atlatamadan tazminatımın ödenmemesiyle ayrıca mağdur edildim.” diyen Bilgiç, koronaya kadar yeniden iş bulma ümidi olduğunu ama iş görüşmelerinin de bu süreçte durduğunu söyledi. Bilgiç “Tazminat hakkımı gasp eden Demirören ailesinin hayatımda yarattığı mağduriyet ve muamma her geçen gün katlanarak arttı.” dedi.

“ANKSİYETE MUSALLAT OLDU”

Aslı Barış, mailinin bloke edildiğinde öğrendi işten atıldığını. Barış şöyle anlatıyor: “Dava sürecinde yaşananlar... Tüm bunlar maddi anlamda tüketiyor insanı... Ama işin manevi boyutunu da atlamayalım. Yaşadığım süreçten itibaren ansiyete musallat oldu bana. Üzerine de pandeminin yarattığı çöküntüyle sıklıkla panik atak ve nefes darlığı yaşıyorum. Kabus görüyorum ve her seferinde o binada buluyorum kendimi. Aynı günü sil baştan yaşıyorum. Çevremdekilerin tepkileri, benim yaşadığımı şok bir türlü silinmedi hafızamdan nedense...”

Sebati Karakurt ise 26 yıldır Hürriyet’te çalışıyordu. Karakurt “Bilim insanları koronaya karşı nasıl elleri kolları bağlı çaresizlik içerisine çırpınıyorlarsa, aynı durumu hukuk insanlarında da görmek istiyoruz.” dedi.

“DEMİRÖREN’İN VİCDANINA SESLENECEK DEĞİLİM”

Deniz Dallı ise evli ve 2 kız babası. Bu 6 aylık sürenin kendisi için hiç de kolay geçmediğini söyleyen Dallı “Ailem, yakın akrabalarım ve arkadaşlarımdan aldığım destekle ve minimum harcamalarla hayatımızı sürdürüyoruz.” dedi.  Medya sektörünün içinde bulunduğu karamsar durum yüzünden çok sevdiği gazeteciliği bırakmaya karar verdiğini belirten Dallı “Demirören ailesinin vicdanına seslenecek değilim, zaten vicdanları olsaydı bu durumda olmazdık. Olmayan bir şeye seslenmek boşa uğraş…” dedi.

PANDEMİ İLE MÜCADELE KAMPANYASINA MİLYONLAR BAĞIŞLADI

Banu Tuna ise şöyle anlatıyor: “Ayın son günü, tek kuruş ödeme almadan, yasal haklarımız (tazminat, fazla mesai, kullanılmamış izinler) verilmeden, iş kanunu hiçe sayılarak yani suç işlenerek işten çıkarıldık. Kimimiz meslek değiştirdi, kimi elindeki küçük parayla geçinebilmek için hem mesleği, hem yaşadığı şehri, dolayısıyla yakınlarını, dostlarını bırakıp göç etti. Demirören ailesi pandemi ile mücadele kampanyasına milyonlar bağışladı ama 45 çalışanını pandeminin kucağına attı. O bağışın çok küçük bir kısmıyla haklarımız ödenebilirdi. Ama ülkede cezasızlık hüküm sürüyor. Onlar da bize karşı suç işleyip kampanya bağışlarıyla kendilerine haysiyet devşirmeye çalışıyor. Biz haklarımızı elbet bir gün alacağız ama onların halkın gözünde tek kuruş haysiyeti kalmadı.” (MEDYA SERVİSİ)

ÖNCEKİ HABER

İşçi mektubu: Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü’nde her koşulda birlik olmak şart

SONRAKİ HABER

Ford işçisi: Biz maske bulamazken, onların özel doktorları, adaları var

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa