23 Nisan 2020 20:15

Ford işçisi: Biz maske bulamazken, onların özel doktorları, adaları var

"Biz “dur” demedikçe, bu dünya böyle gidecek. Biz birlik olup, kendimiz için bir şeyler yapmalıyız. Çünkü hepsi bize muhtaç, biz çalışmadan bu dünyada hiçbir şey olmaz."

Fotoğraf: Ford Otosan Basın Bülteni

Paylaş

Ford Otosan işçisi
Kocaeli

Dünyada başlayan koronavirüs salgını sonrası süreç daha da karanlık. Yarınlarda ciddi bir ekonomik krizin beklendiğini bütün dünya söylüyor. Kapitalist sistemde bir ülke bile tökezlese bütün dünya ülkeleri küresel krize giriyor. Tıpkı virüsün bir ülkeden yüzlerce ülkeye yayılması gibi. Ya da nasıl bir arabanın her bir parçası ayrı yerlerden gelip, bir yerde üretilip, binlerce ayrı yere gidiyorsa, her şey birbiriyle iç içe geçmiş durumda. Daha gelişmiş ülkelerde çalışanlara az buçuk destek olmaya çalışılırken, daha kalabalık, daha az gelişmiş ülkelerde insan canının hiç değeri yok.

Bizim gibi ülkelerde ise açlık ve sefaletle baş başa bırakılıyor. Az buçuk sosyal devlet politikalarını uygulayan ülkeler, kısmen vatandaşından yana bir tavır alırken, bizim gibi, büyük devletlerin taşeronu olan ülkelerde ise durum içler acısı. Gittikçe halkı fakirleştirme, güvencesizleştirme politikaları devam ediyor. İnsanlar köle gibi zorla çalıştırılıyor. 21. yüzyılda insanların bir kısmı temiz suya ulaşamazken, Türkiye’de insanlar bir maskeye dahi ulaşamazken, insanca yaşamak bile imkansız hale gelmişken, diğer tarafta kendilerine ait adaları, doktorları olanlar var.

BU DÜZENİN ADI KRİZ DÜZENİ OLMALI

Bu düzen sürekli krizlere gebe; adı değişse, bu düzenin adı kriz düzeni olmalı. (petrol krizi, korona krizi, mortgage krizi, Rahip Brunson krizi…) Ekonomimiz çok ‘duygusal’, her gelişmeden çok ağır etkileniyor(!) hükümet ekonomi zarar görmesin diye halkını çalıştırarak, ‘Halk zarar görse de bir şey olmaz’ diye düşünerek, hafta sonu sokağa çıkma yasağı uyguluyor, işçileri muaf tutuyor. Diğer taraftan şeffaflık ve güven “0” olduğu için biz açıklanan hiçbir şeye güvenemiyoruz. ‘İyi olacak’ diye lanse ettikleri her şeyin altından korkunç uygulamalar çıktığını gördük. Bu düzen böyle gittikçe her yerde işçiler ezilmeye devam edecek.

Avrupa salgında toparlanmaya başladı, önlemler gevşiyor. Biz de Avrupa’ya taşeronluk yaptığımız için pazar açılınca, hemen çalışma tam gaz başlar. Milletin faturaları, vergileri ötelenmezken hangi akla hizmet hâlâ gitmediğimiz müşteri odaklı şehir hastanelerinin, yolların parasını alıyorlar. Muhalif belediyelerin halka yönelik yapmak istediği her şeyi engellerken, kendileri de halkın sırtından sopayı eksik etmiyor. Virüs karşısında bile hâlâ kendi koltuklarının derdindeler, muhalif belediyeleri sindirmek için ellerinden geleni artlarına koymuyorlar. Bunu devletin tüm olanaklarını kullanarak yapıyorlar ve sürekli milleti ayrıştırıyorlar.

20 GÜNDÜR MASKE BULAMADIK

Biz bu virüs sürecinde neler yaşadık bir sorsunlar. 20 gündür bir tane maske bulamadık, geçim derdi bir taraftan, kart borcu diğer taraftan… Muhalefetin elindeki tüm belediyeler yok sayılıyor, bu o belediyeleri seçen vatandaşları da yok saymak demektir. Sivil toplum kuruluşu, meslek örgütleri, gerçek bilim insanlarının dediklerine de kulaklarını tıkıyorlar.

Biz “dur” demedikçe, bu dünya böyle gidecek. Biz birlik olup, kendimiz için bir şeyler yapmalıyız. Çünkü hepsi bize muhtaç, biz çalışmadan bu dünyada hiçbir şey olmaz. Birleşip, mücadele etmeliyiz. Köle değiliz, işçiyiz. Emeğimizin karşılığını ancak hep beraber alırız. İşsizlik ve yoksulluk istemiyoruz.

ÖNCEKİ HABER

Hürriyet çalışanlarının tazminatları hâlâ ödenmedi

SONRAKİ HABER

Garo Paylan: Gerçek bir yüzleşmenin yeri parlamentodur

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa