"Tekirdağ limanında sürdürülen proje bir çevresel felaketi davet etmektedir"
Marmara Adaları Kültür Ve Dayanışma Derneği, Tekirdağ limanında sürdürülen projenin kenti çevresel açıdan olumsuz etkileyeceğine dikkat çekti.
Fotoğraf: Google Streetview
Marmara Adaları Kültür Ve Dayanışma Derneği tarafından yapılan açıklamada Tekirdağ limanında sürdürülen projenin, Tekirdağ kenti ve etki alanı için bir çevresel felaketi davet ettiği belirtildi.
Marmara Adaları Kültür Ve Dayanışma Derneği Sözcüsü Doç. Dr. Pınar Pelin Giritlioğlu yaptığı açıklamada Tekirdağ Limanının, 2018 yılının aralık ayında özelleştirildiği ve CEYPORT Tekirdağ Limanı adını aldığıni belirtilerek; “150 bin m² terminal sahasına, 2.310 m rıhtım uzunluğuna ve 184 m tren ferry uzunluğuna sahip olan limanın, özelleştirme süreciyle birlikte hazırlanan imar planı kararları doğrultusunda, yeni dolgu alanlarıyla birlikte toplamda 260 bin m² terminal sahasına ulaşması öngörülmektedir” dedi.
“HALK SAĞLIĞI AÇISINDAN SÜREÇ İÇİNDE BÜYÜK BİR TEHDİT OLUŞACAK”
CEYPORT Tekirdağ Limanında "İlave iskele yapımı, beton santrali ve kırma elleçleme tesisi" oluşturulmasının ve Barbaros mahallesinin yanı başında 90 bin metrekarelik dolgu alanı oluşturularak, bu alan üzerine likit tank çiftliği kurulmasına yönelik projenin, tüm Tekirdağ kıyıları ve etki alanı için önemli çevresel tehditler oluşturduğunun altını çizen Giritlioğlu şunları söyledi:
"Kimyasalların depolanacağı alanın 500 metre ötesinden aktif fay hattı geçtiği bilinen projenin gerçekleşmesi durumunda, bölgenin denizle bağlantısı kesilecek, bölgede yer alan okullar, stat ve Adalet Sarayı gibi birçok kamu yapısı risk altına girecek, limana gelen gemilerin atıklarının depolanması da proje kapsamında bulunduğundan, bölgede halk sağlığı açısından süreç içinde büyük bir tehdit oluşacak, proje alanı ve çevresindeki tüm deniz eko-sistemi etkilenecek ve Marmara denizindeki deniz canlılarının bir kısmı bu projenin etkisiyle yok olacaktır. İşletme aşamasında tankların oluşturacağı endüstriyel atık suların deşarjının da ne şekilde yapılacağı tam olarak belli değildir. Dahası, birinci derece deprem bölgesi olan kentte, olası bir deprem esnasında tankların denizde yaratacağı kirliliğin boyutları, telafisi imkânsız bir çevresel felakete zemin hazırlayacaktır.”
“PROJE, TEKİRDAĞ VE BÖLGE HALKLARININ YAŞAM HAKKINI GASBEDİYOR”
Bir sahil kenti olan Tekirdağ’da, halkın kıyı ile güçlü bir ilişkisinin olduğunu vurgulayan Giritlioğlu; “Tekirdağ sahili, bu anlamada boydan boya bir rekreasyon alanı olarak hizmet vererek, halkın gündelik yaşam pratiği içinde büyük bir yer kaplamaktadır. Söz konusu proje, Tekirdağ ve bölge halklarının yaşam hakkını gasbeden, denizle ilişkisini kesen, deniz ekosistemini tahrip eden ve etki alanı Marmara Adalarını da içine alan bir çevre suçu niteliği taşımaktadır. Tekirdağ’da söz konusu projeye karşı çevre mücadelesi veren sivil toplum kuruluşlarının yanında olacağımızı ve sürecin yakından takipçisi olacağımızı basına ve kamuoyuna saygıyla duyururuz” dedi. (HABER MERKEZİ)