Migros işçisi: Salgın döneminde esnek ve yoğun çalışıyoruz
Evlere servis, artan sevkiyatlar, alınmayan önlemler market işçilerinin hem tedirginliğini hem de yorgunluğunu artırıyor.
Fotoğraf: Freepik
Gözde TEKİN
Kocaeli
Salgın sonrası iş yükünün en fazla arttığı, esnek çalışmanın hayata geçirilmeye başlandığı marketlerde çalışanlar çok zor günler geçiriyor. 23 Nisan’la birlikte 4 gün sokağa çıkma yasağı ilan eden hükümetin, ilk iki gün marketlerin 09.00-14.00 arası açık olacağını duyurması da yine market çalışanlarını vurdu. Evlere servis, artan sevkiyatlar, alınmayan önlemler işçilerinin hem tedirginliğini hem de yorgunluğunu artırıyor. 8 yıldır Migros’ta çalışan bir işçi ile salgın sürecinde işyerinde neler yaşadıklarını konuştuk.
Salgından önceki çalışma şartlarınızdan bahseder misin biraz?
Market sektörü genel olarak zor. Günde sekiz buçuk saat çalışıyoruz. Eğer sayım varsa, kampanya dönemiyse çalışma süreniz esnekleşebiliyor, geç çıkıyorsunuz bazen molalarınızı bile tam kullanamıyorsunuz. Biraz da mağaza müdürünüzün inisiyatifinde bunu düzenlemek, artık nasıl işine gelirse. Müşteriyle hep yüz yüzesiniz. Güler yüzlü olmak, sakin kalmak zorundasınız. Salgın başladığından beri en çok canımızı sıkan şeylerden biri de bu. Böyle bir dönemde amirlerimiz bize durmadan soğukkanlı olun, güler yüzlü davranın diyor. Nasıl davranalım? Bu kadar yorgunken ve korkuyorken?
Ne değişti salgından bu yana işyerinde?
Yetişmek mümkün değil durmadan mal açıyoruz, koliler ağır, indir kaldır yükle. Oradan oraya koşturur vaziyetteyiz anlayacağınız. Kasa hiç durmuyor zaten, dikkat de etmek gerekiyor. Tek bir iş tanımı da yok, ürünleri raflara dizmek, sevkiyat, kasa her an her yerde çalışıyor olabilirsin. Bir de bütün bunları yaparken gülümsemek, sinirlenmemek gerekiyor. İlk başta maske ve eldiven takılmayacak dediler, sonra hem biz çalışanların baskısı hem de müşterilerin sosyal medyadan şikayetleri yoğunlaşınca maske takmamıza izin verildi. Şöyle düşünün her gün yüzlerce insan gelip gidiyor ve bir yerleri elliyor, para ile temas ediyoruz. Ve tek koruyucu ekipman maske.
Çalışma saatlerinde, mola saatlerinde nasıl bir değişiklik yaptılar?
Normalde bir market çalışanının hafta sonu tatili hayatta olmaz. Çünkü en yoğun zamanlar cumartesi pazarları. Biz de hafta sonu sokağa çıkma yasakları başlayınca biraz dinleniriz diye sevinmiştik. Şimdi hafta sonu çalışmadığımız zamanları hafta içi telafi ettiriyorlar; yani fazla fazla çıkartıyorlar acısını. Sabah 10’da gidip gece 11’de çıkıyoruz. Gerekçesi de sosyal medyadan müşteriler şikayet ediyormuş, Migros marketleri erken kapanıyor diye. Kimse bu gerekçeye inanmıyor, tek dert çalışmadığımız günlerin acısını çıkarmak.
İŞİN YOĞUNLAŞTIĞI ZAMANLARDA BAĞIRMAK GELİYOR İÇİMDEN
Nasıl hissediyorsunuz sen ve arkadaşların?
Psikolojik olarak çöküntüdeyiz, evinde yaşlısı çocuğu olanlar özellikle… İnsan kendini değersiz hissediyor. Her ne koşulda olursa olsun çalışacaksın diyorlar. Evde yemek tabağını bile ayıran arkadaşlarımız var, bazen diyorum ki acaba kötü bir rüyanın içine mi düştüm. İşin yoğunlaştığı zamanlarda çıkıp bağırmak geliyor içimden, ‘Yeter artık biz de insanız yorulduk’ diye. Kolları ayakları uyuşuyor insanların, sadece bedenen de değil kafa olarak da yorgunuz. Fark ettim ki normalde çok iyi anlaşan arkadaşlarımız bile birbirine çatıyor, sinirleniyor. Çok öfkeliyiz aslında ve bu öfke bir gün bir yerde patlayacak gibi geliyor. Geçen Luppo alan adamla dalga geçmişlerdi ben şimdi raflara ürünleri yerleştirirken o ürünleri üreten insanları düşünüyorum. Luppo işçileri mesela ne kadar zor şartlarda çalıştırılıyorlarmış, aslında ne kadar ortak yönümüz var diye.
GÜNDE 11 SAAT KOŞTURAN İNSANDA BAĞIŞIKLIK MI KALIR?
Ne istiyor market çalışanları?
İnsanca muamele görmek istiyoruz. Çalışma saatlerimiz eskiye dönsün, zaten yoğun çalışıyoruz, yoruluyoruz ne gerek var çalışma süremizi uzatmaya? Ekstra mola da yok üstelik. Sendika sadece haftalık 45 saati geçmeyecek diye şart koymuş iyi de kardeşim şimdi haftanın 5 günü çalışmak zorundayız ve çalışma süremiz günlük 9 saatten fazla sürüyor. Neden takip etmiyorsunuz? Neden işyerlerinde düzenli ateş ölçümü yapılmıyor? Doktorlar bağışıklık sistemi diyor, günde 11 saat işyerinde olan at gibi koşturan insanlarda bağışıklık mı kalır? En komiği de Migros kendi çalışanlarına ücretsiz hediyeler veriyor; meyve, sebze ya da bisküvi filan veriyorlar. Cidden bizimle alay mı ediyorlar diye düşünüyorum. Migros da diğer marketler de bu dönem hiç olmadığı kadar kârına kâr kattı. Cirosu 4-5 kat artan mağazalar var, verin işçinize bir fazladan maaş. Madem fedakarlık istiyorlar onlar da yapsın biraz fedakarlık, sendika bizim adımıza bunları söylesin.
Ben buradan bütün market çalışanlarına da seslenmek istiyorum. Bugünler geçecek ama bu yaşadıklarımızı unutmayalım, sarılamadığımız çocuklarımızı, anne babalarımızı, ağrıdan uyuyamadığımız geceleri, bunun karşılığında bize layık görülen hediyeleri, evlere servis yapmak zorunda kalan kardeşlerimizi, bu koşullarda bizden beklenen güler yüzü, sendikaların sessizliğini unutmayalım. Eğer unutursak değiştirmek için hiçbir şey yapmayız. Ben değişsin istiyorum, o yüzden unutmayalım.
VİDEO KONFERANSLA TİS İMZALANMIŞTI
Migros’ta Tezkoop-İş Sendikası örgütlü. Ankara’daki sendika genel merkez yöneticileri ve İstanbul’daki Migros yönetimi salgın nedeniyle sözleşme görüşmelerini video konferansla yaptılar ve 9 Nisan’da anlaşma sağlandı. Sözleşmeye imzalar ise karşılıklı kargoyla gönderilerek atıldı. 28 bin 500 işçiyi ilgilendiren toplu iş sözleşmesi 3 yıllık imzalandı. Sendikanın verdiği bilgiye göre 2022 sonuna kadar geçerli olacak sözleşmeyle işçilerin brüt ücretlerine ilk yıl kıdem yıllarına göre yüzde 14 ile yüzde 19 arasında artış yapıldı. İkinci ve üçüncü yıl ise Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından belirlenen yıllık TÜFE artışı oranında zam yapılacak. Sosyal hak ve yardımlarda artış oranı ise yıllık yüzde 11 ile yüzde 15.5 arasında belirlendi. Sendikadan yapılan açıklamada Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının salgın nedeniyle toplu iş sözleşmesi süreçlerinin geçici olarak durdurulmasına yönelik yazısına karşı, çalışanların hak kaybına uğramaması için toplu iş sözleşmesi görüşmelerini sürdürüldüğü savunuldu.
YASAYA VE TİS’E UYMAYANLARI BİZE HABER VERİN
Haberimizin ardından açıklama yapan Tezkoop-İş Genel Sekreteri Hakan Bozkurt, örgütlü oldukları işyerlerinde yapılan görüşmelerin ardından önlemlerin alındığını savundu. Açıklamada “Kronik rahatsızlıklar ile diğer sağlık problemleri olan işçiler idari izine çıkarılmıştır. Diğer aile bireylerine bakmakla yükümlü olan işçiler yıllık izinli sayılmış, yıllık izni olmayanlar idari izne çıkarılmıştır. Toplu sözleşme dışında yoğun çalışmadan dolayı prim ve fazla mesai ücreti ödenmektedir. Mağazalar nanoteknoloji yöntemiyle dezenfekte edilmektedir. İkili vardiya sistemine geçilmiş; vardiyalar, işçilerin birbirini görmeyeceği ve temas edemeyeceği şekilde düzenlenmiştir. İşçilere ücretsiz biçimde meyve ve sebze reyonundan ürünler verilmiş ve ayrıca vitamin desteği sunulmuştur. Koronavirüsün Türkiye’de yayılımının ilk günlerinde Türk Tabipleri Birliği’nin kamuoyuna yaptığı ‘eldiven bulaşıcılığı artırır’ uyarısı dikkate alınmış, yine Birliğin ‘eldiven takılabilir’ açıklamasının ardından markette eldiven, siperlik ve diğer koruyucu ekipmanların kullanımına geçilmiştir” dendi.
Örgütlü oldukları işyerlerinde çalışma sürelerinin İş Kanunu gereğince haftalık en fazla 45 saatten oluştuğu ve günlük çalışma süresinin 7.5 saati aşmadığını ileri süren Bozkurt, şöyle devam etti: “Ancak sokağa çıkma yasağının uygulandığı 31 ilde belirlenen işyerlerinin belirli süre için kapalı tutulması öngörüldüğünden dolayı, sendikamızın örgütlü olduğu işyerlerinde çalışma süresi değişiklik gösterebilmektedir. Bu değişiklik, yine 4857 Sayılı İş Kanununun 64. Maddesinde belirtilen; zorunlu nedenlerle işin durmasından kaynaklı işverenin çalışılmayan süreler için telafi çalışması yaptırması durumudur.”
Tezkoop-İş’in yasada belirtilen haller dışında İş Yasası ile İş Sağlığı Güvenliği Yasasına ve imzalanan toplu sözleşmeye aykırı tüm uygulamaların karşısında durduğu ifade edilen açıklamada, “Sokağa çıkma yasağının bulunduğu illerdeki marketlerde bireysel tutumlar sonucunda ortaya çıkan hem toplu sözleşmeye hem de yasalara aykırı uygulamalar varsa sendikamızla iletişime geçilmelidir” çağrısı yaptı.
Örgütsüz ve toplu sözleşme yapılmayan marketlerde gerekli tedbirlerin alınmadığı ve sorunların yaşandığını dile getiren Bozkurt, “Son olarak, market işçilerine en yüksek düzeyde koruma sağlanmalıdır. Marketlerin en çok ziyaret edilen yerler olduğunu hatırlatarak, yurttaşları korumanın işçiyi korumaktan geçtiğini vurguluyoruz: İşçileri korumak, halkı korumaktır" dedi.