24 Nisan anması: Yüzleşme sağlamak Hrant’a, Marisa’ya, Sevag’a borcumuzdur
24 Nisan Anma Platformunun, Ermeni Soykırımı’nın 105'inci yılında gerçekleştirdiği online anma programında "Yüzleşme sağlamak Hrant’a, Marisa’ya, Sevag’a borcumuzdur" denildi.
Fotoğraf: Murat Deliklitaş/DHA (Arşiv)
24 Nisan 1915’te gerçekleşen Ermeni Soykırımı’nın bugün 105'inci yılı. 24 Nisan 1915 tarihinde 250 Ermeni siyasetçi, aydın, yazar, gazeteci tutuklandı ve topraklarından sürüldü, 174’ü ise yargılanmadan öldürüldü. Kısa süre sonra İttihat ve Terakkinin çıkardığı Tehcir Yasası ile Ermeniler anayurtlarından koparıldı. Soykırımın yıl dönümünde 24 Nisan Anma Platformu online bir anma programı gerçekleştirildi.
1,5 MİLYONLUK ERMENİ NÜFUSUN NEREDEYSE TAMAMININ YOK OLMASI SÜRECİNİN BAŞLANGICI
Platforma adına hazırlanan basın açıklamasını Deniz Türkali okudu.
Koronavirüs kapsamında alınan tedbirler nedeniyle anma programını bu yıl online mecrada gerçekleştirmek zorunda kaldıklarını söyleyen Türkali, 24 Nisan’da ve sonrasında yaşanan süreci özetledi:
“24 Nisan 1915’te, bir önceki yüzyılın başında bir felaket yaşandı. 105 yıl önce bugün, Ermeni toplumunun önde gelenleri gece yarısı evlerinden alındı. Polis teker teker kapıları çalıyor, sakin bir şekilde ismini söylediği kişinin evde olup olmadığını soruyor, aradığı kişi evdeyse birkaç soruya cevap vermek üzere kısa bir süreliğine semt karakoluna davet ediyor. İlk gece 240 kişi, sonraki birkaç gün içerisinde 2 bin 345 kişi... Ermeni toplumunun entelektüelleri, mebusları, şairleri, örgütlü siyasetçileri, İstanbul’dan sürülmeye başlandı. Bunların 174’ü hiçbir yargılama olmaksızın infaz edildi. 24 Nisan, o dönem Osmanlı İmparatorluğu'nda 1,5 milyonluk Ermeni nüfusun neredeyse tamamen yok olmasıyla sonuçlanacak korkunç sürecin başlangıcıydı. Çoluk çocuk, genç yaşlı kafilelerle Ermeni halkı, Anadolu’nun dört bir bucağından çöllere sürüldü. Çoğunluğu öldürüldü, kiliseler okullar harabeye döndürüldü, mal mülk el değiştirdi. Telgraflarla din değiştirme talimatları verildi. Hem yaşadıkları yerlerin hem sağ kalanların isimleri değiştirildi. Çocuklar evlatlık verildi. Bütün bunlar İttihak Terakki, devlet eliyle ve bütün dünyanın gözleri önünde gerçekleştirildi.”
YÜZLEŞMEYİ SAĞLAYACAK BİR ZEMİN VAR...
Türk ve Müslüman olmayanlara yönelik baskıyı, asimilasyonu ve fiziksel saldırıları içeren hükümet politikalarının korkunç acılara yol açtığını belirten Türkali, “İlerleyen yıllarda 1915 ile yüzleşilmedi, tersine tarihi olaylar çeşitli gerekçelerle inkar edildi. İnkar, yüzleşmeyi engelliyor, yüzleşmenin engellenmesi ise tüm toplumda gerçek bir özgürleşmenin önünde en büyük engellerden biri" dedi.
Türkali, şöyle devam etti:
"Bu yüzleşmenin gerçekleşmesi için uğraşmak, Hrant Dink’e, Sevag Balıkçı’ya, Marisa Küçük’e, dünyanın dört bir yanına dağılan, topraklarından uzakta yaşamak zorunda kalan kardeşlerimize olan borcumuzdur. 2010 yılından beri Taksim’deki anmalara katılmış olan aktivistler, Ermenilere yönelik ırkçılığı, devlet politikalarını yenebilecek ve yüzleşmeyi sağlayacak bir zeminin var olduğunu bize göstermiştir. Bu zeminin büyümesi Türkiye’de yaşayan tüm sıradan insanları özgürleştirecektir. 1915’te Ermenilerin maruz bırakıldığı insanlık trajedisini yüreğimizin derinliklerinde duyuyor, o süreçte yaşamını yitirilenleri sevgiyle anıyoruz.”
Türkali'nin konuşmasının ardından online bir panel gerçekleştirildi. (İstanbul/EVRENSEL)