26 Nisan 2020 20:52

Karantina devam ederken

Patronların daha az zarar etmesi pahasına, iktidar bu güne kadar aldığı yanlış kararlarla emekçi kesimini açlığa ve hastalığa mahkum etti.

Fotoğraf: AA

Fatih Sürenkök
Fatih Sürenkök

Ülkemizde koronavirüs tespit edilen ilk hastanın üzerinden 47 gün geçti. Bu süre içinde üzerine resmi verilere göre, 110 bin 130 yeni hasta eklenirken, bu hastalardan maalesef ki 2 bin 805 hastamızı kaybettik. Neredeyse yedi haftadır saat 19 da ekranlardan günün sonuçlarını aldık. Plato nedir?, pik nedir?, ikinci dalga nedir? bunları ezbere öğrendik. Daha önce aklınıza gelebilecek her konuda, ana akım medyanın kadrolu tartışanlarının yanına, bilim insanları da konularak gece yarılarına kadar geleceğimizi öğrenmeye çalıştık.

Ana akım medya dışında, bir de işin içinde olup da, sesini halka duyuramayan TTB gibi kurumların ya da bilim insanlarının seslerini aktarmaya çalışan gerçek medya kanalları var. Ama o ses resmi kanallara hiç ulaşamadı. İlk haftalar organizasyon sıkıntıları ve kişisel koruyucu ekipman eksiklikleri temel taleplerdi. Israrla bu durum reddedildi. Şükür ki ilerleyen haftalarda bu sorunlar önemli ölçüde giderildi. Vaka sayıları ve kaybedilen hasta sayılarının şeffaflığından, haklı gerekçelerle endişelerimizden bahsettik. Bilim kurulunun kararlarının kamuoyu ile paylaşılmasını istedik. Duvarlara söyledik. Hala aynı durum devam ediyor. Tüm veriler şeffaflıktan uzak, bakanlık kontrolünde.

Neden mi böyle düşünüyorum?
Resmi sonuçlara göre son iki gündür, tanı konulan hasta sayısı tedavi edilen hasta sayısından az. Bu ne demek? Hastanedeki hasta sayılarımız azalıyor. Bulaş riski kontrollü gidiyor ve böyle giderse bir kaç hafta, en geç 1 ay sonra her şey normalleşmeye başlayacak. Buraya kadar çok güzel. Geleceğe ait olumlu duygular oluşmaya başladı hepimizde. Bu durumun güzelliğine inanmak istiyorum ama inanın yüreğim kabul etmiyor. Sadece İzmir’de kaybettiğimiz iki hekim meslektaşımızın ölüm belgesinde “Cavit-19 +” yazmıyor. Ailelerden aldığımız bilgi bu şekilde. Yine Mersin’de kaybettiğimiz aile hekimi meslektaşımız için de aynı durum söz konusu. Durum böyle olunca, hekimlerde bile böyle ise, normal defin işlerinde ne oluyor ve sayı gizleniyor mu endişesini yaşıyoruz, doğal olarak. Burada Belediyelere bağlı mezarlıklar müdürlüğüne de görev düşüyor. Doğru bilgiyi öğrenmek hepimizin hakkı. Algı yönetimi konusunda sicili oldukça kabarık AKP hükümeti için ise, bunlar oldukça sıradan.

Karantina devam ederken, 65 yaş üstü yurttaşlarımızdan ‘artık biz de hava almak istiyoruz’ sesleri yükselmeye başladı. Gerçekten izolasyonun en gerekli olduğu bu yaş grubunu sürekli evde tutmak, önemli sağlık sorunlarını da beraberinde getiriyor. Bu yaş grubunda daha sık görülen depresyon, hipertansiyon, kireçlenme, kemik erimesi sorunları ne yazık ki ev izolasyonunun uzaması ile daha da artacak. Bir ara çözüm bulunarak, bu yurttaşların günde 1 saat kendi mahallesinde ve aynı evde kalan yakını ile sadece yürümeleri sağlanabilir. Doğum günlerine göre; her birinin farklı saatlerde çıkması sağlanarak kalabalığın önüne geçilebilir. Özellikle Ege ve Akdeniz bölgesinde bu yaş grubu yurttaşlarımızın, Mayıs aylarında sayfiye, köy ya da deniz kenarlarındaki ikinci ikametlerine gittiklerini biliyoruz. Bu konunun da dikkate alınması gerek.

Patronların daha az zarar etmesi pahasına, iktidar bu güne kadar aldığı yanlış kararlarla emekçi kesimini açlığa ve hastalığa mahkum etti. Bari bu yaş grubu insanlar için mantıklı ve doğru bir karar alınsa!
Sağlıkla kalın.

Reklam
YAZARIN DİĞER YAZILARI